21 Nisan 2024 Pazar

0 FİLM YORUMU // Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı

Serinin 2007 yılında çıkan 5. filmi Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı'nın yorumuyla karşınızdayım. Her akşam bir filmi izlemek tam bir maraton oldu bana ama hoşuma da gitti açıkçası çünkü kitaplarını okumak için de teşvik niteliğinde oldu benim için. 

Söylemezsem içimde kalır, resmen oyuncuların büyüdüğünü görüyoruz filmde... başladığı zamanla bu filmdeki halleri baya farklı ve çok güzel değişiklik oldu çünkü kurguya çok yakıştılar. 


Filmin Adı    : Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı (Harry Potter and the Order of the Phoenix) 
Süresi           : 2 saat 18 dakika
Türü             : Fantastik - Macera - Aile
Yaş Sınırı      : +13
Yapım tarihi : 2007
Oyuncular  : Daniel Radcliffe, Rubert Grint, Emma Watson, Tom Felton, Gary Oldman, Ralph Fiennes, Meggie Smith, Bonnie Wright, Michael Gambon, Imelda Staunton, Tom Felton, Mathew Lewis, Evanna Lynch, Alan Rickman...  

Puanım        : 9 / 10


Muhtemelen yarın akşam 6. filme başlayacağım. Her akşam bir taneyle geriye kalan son 3 film de bitireceğim. Bu arada seri 7 kitap ama 7. kitabı film yaparken 2 part olarak çektiler o yüzden 8 film diyorum. 

Filmin kısaca konusuna değinmek gerekirse; Harry, Lord Voldemort geri döndükten sonra garip rüyalar görmekte ve sürekli kendini sinirli, agresif ve huzursuz hissetmektedir. İçten içe Lord Voldemort ile aralarında bir bağlantı olduğundan şüphelenmektedir. Bununla da bir şekilde baş etmeye çabalamaktadır. Bir gün evindeyken ve kuzeni yanındayken ruh emicilerin saldırısına uğrar ve patronus büyüsü yapmak zorunda kalır bunun üzerine yasalara karşı geldiği ve mugle yanında büyü yaptığı için okuldan atılma cezasıyla karşı karşıyadır ama bir şekilde beraat eder ve Dumbledore da onu savunduğu için bir şekilde bu konuda yakasını kurtarır. Ama kimseye de Lord Voldemort'un döndüğüne ikna edemez. Özellikle de Sihir Bakanı'nı. Durum bu olunca Hogwarts'ta da işler karmaşık hale gelir. Çünkü öğrenciler arasında da Harry Potter'a inanmayanlar vardı ama bunun yanı sıra inananlarda vardır. Sihir Bakanlığı'nın ataması üzerine okula gelen yeni öğretmen Dolares Umbridge, Hogwards'ın bir şekilde bütün yönetimini ele geçirmeye başlar ve okulda eğitim sadece teoride kalırken öğrenciler kendilerini savunmayı öğrenmemeye başlarlar. Diğer tarafda da Lord Voldemort kendi müttefiklerini Azkaban'dan kurtarmaya çalışır. Bütün bunların arasında Voldemort ve Harry Potter arasındaki zihinsel iletişim de Harry'i zorlamaya ve ara ara kontrolsüzce şeyler görmesine neden olmaktadır. En son da vaftiz babası Sirius Black'in onun elinde olduğunu ve işkence çektiğini gördüğünde duruma artık el atması gerekir çünkü geriye kalan tek ailesi de ölmek üzeredir bir şeyler yapmak zorundadır. Ama bunların yanında Voldemort'da boş durmamaktadır ve Harry'i bir tuzağa doğru çekmektedir. Aslında sadece Harry'i değil, onu ve ona inanan diğer arkadaşlarını da... 

Aslında bu filmi defalarca izlemiş olmam gerekirken bazı sahneleri çok net hatırlarken genelini pek hatırlamadığımı fark ettim. Ya unutmuşum ya da düşündüğüm kadar çok sık izlememişim diye düşündüm. Bu yüzden izlerken ciddi anlamda ilk kez izliyormuş gibi hissettim. Bu tuhaf hissettirdi. 

Bunun yanı sıra Harry'nin Wesley'lerle olan arkadaşlığı, iletişimi, aile sevgisi görmesi çok tatlıydı. Resmen aile sıcaklığını onların yanında tadıyordu. Harmonie ve Ron'un varlığı ise bence Harry'nin en büyük gücü ve bunu kitapta bol bol da gördük. En büyük destekçileri arkadaşlarıydı. 

Dolares Umbridge'in yaptıklarına karşılık okulda gizli bir oda bulup orada Harry ve ona inanan çocukların yaptıkları savunma sanatları da çok güzeldi. Aralarında Voldemort ile karşılaşmış, savaşmış, hayatta kalmayı başarmış tek kişi Harry olması ve hepsi teoride büyüleri öğrenirken Harry'nin onları uygulaması da birkaç adım önde bulunmasına neden oluyordu. O kısımlar çok güzeldi. 

Bunların yanında filmin sonunda Sihir Bakanlığı Esrar Odası'nda yaşananlar müthişti... Hele ki sonunda Esrar Dairesi'nde Voldemort'un yandaşları ve Zümrüdüanka Yoldaşları'nın savaşı süper ötesiydi. Öğrencilerin de buna tanık olması Harry'nin yaşananlarda nasıl da güçlü olduğu ve en başından beri yalan söylemediğini görmesini sağladılar. En azından bir şeyler söylediğinde tanıkları olacaktı. 

Harry'nin Voldemort ile karşılaşması ve sonrasında ise Dumbledore'un yardıma gelmesi... iki güçlü büyücünün savaşı da nefes kesiciydi. Ama en nefes kesici Harry'nin Voldemort ile zihninde verdiği savaştı. Dumbledore'un dediği gibi "aynı şeylere sahip olabilirsiniz ama farklılıklarınız sizi birbirinizden ayırıyor". Dumbledore yine felsefi şeyler söyledi ve söylediğinde de çok haklıydı. 
Zaten Harry de bununla yendi şimdilik onu. 

Ah bu arada Wesley ikizlerinin yaptığı sahne de söylenmeden olmamalı. Takdiri hak ediyorlar. İkizlerin isyanı, yaptıkları sihir gösterisi ve Dumbledore'un yerine gelen Dolares Umbridge'e isyanları çok süperdi. Hani bazı noktalarda şey vardır ya... küçük bir umut kıvılcımı büyük bir ayaklanmayı getirir diye... Wesley ikizleri de o umut kıvılcımını ekti resmen öğrencilerin içine. Süperdi o sahne. 

Ayy filmin sonunda Sihir Bakanı gelip de Voldemort geri döndü dedi ya onu orada boğazlayasım geldi. Bütün film boyunca Dumbledore ve Harry sana bunu anlatmaya çalışıyordu beyinden yoksun büyücü. 

Neyse... çok severek izledim ve yarın akşam da6. filmi izleyeceğim. Sırayla filmleri bitiriyorum. 😇



 


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın