13 Nisan 2024 Cumartesi

0 ALINTILAR // Michelle Gross - Senden Bir Parça



  Kitabın yorumu için tıklayınız!






"Sende bir sorun var, evlat," dedim ona.

Annesi sonunda bana doğru dönerek, "Ne dedin sen?" dedi. Sesinde markette de duyduğum o cesaret vardı. 

"Çocuğun." Kızını işaret ettim. Karanlık olduğu için onu göremesem de küçük yaramazın dil çıkardığından emindim. "Bir problemi var."

"Problemi neymiş?" diye karşılık verdi. "Her gece çıkarken bizi dikizleyen yaşlı ve tuhaf bir adam mı?"

"S*ktir, ne?" diye karşılık verdi. "Siz çıkarken ben işten gelmiş oluyorum. İnan bana, bu lakap takıcının beni görmek istemediğinden daha fazla ben onu görmek istemiyorum. Ağzı hiç kapanmıyor."

"Senin sorunun ne?" Kapıya sinirlenmiş gibi arabanın kapısını açtı. "O üç yaşında! Bir çocuğu rahatsız ederken ne kadar aptal göründüğünün farkında mısın?"

"Onu rahatsız etmiyorum. O başlattı."

*****

"Başlangıçta bize karşı yaptıklarından dolayı hala kendini suçlu hissediyorsan, lütfen hissetme. Bu sadece beni kötü hissettiriyor."

Ona tokat atmışım gibi irkildi. "Bu yüzden mi sizinle arkadaş olmaya çalıştığımı sanıyorsun?" Beni incelerken kıpırdandım. "İnan bana, sebebi bu değil. Sadece sizi gördüğümde kafamı öylece çeviremiyorum. Bilmiyorum. Ben de bekar bir anneyle arkadaş olacağımı hiç düşünmemiştim ama işte buradayız." Ellerini ceplerine soktu. "Mesela şimdi daha az yorgun görünüyorsun. Bunu fark edebildim çünkü sizi tanımak istiyorum, Hadley. Ayrıca kızın bir çocuğa göre oldukça havalı."

İnanamayarak güldüm. "Çocukları gerçekten sevmiyorsun, değil mi?"

"Bazılarını sevebilirim," dedi düşünceli bir tavırla. Gözlerimi devirdim. "Peki, son durum nedir Hadley Reynolds? Arkadaş mıyız, değil miyiz? Lucy bana seslendiğinde vebalıymışım gibi davranmayı bırakacak mısın?"

"Sana vebalıymışsın gibi davranmıyorum," dedim alayla.

"Gitmem için sabırsızlanıyormuş gibi görünüyorsun."

"Ben... Özür dilerim, ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum."

"Sadece istediğim şeyi yapıyorum."

"İstediğin şey ne?"

"Sizi tanımak."



*****

"Madem beni özledin, neden beni çağırmadın?" diye sordum, kollarını boynuma dolayıp kısık sesle gülerken.

Omuz silkti ve bizi izleyen Hadley'e baktı. "İstedim ama annem seni bu kadar meşgul etmememiz gerektiğini söyledi."

Biliyordum. Hadley'e kaşlarımı çatarak baktım ve beni duyabileceği kadar yüksek sesle konuştum. "Beni asla rahatsız etmiyorsun, Lucy. Sen ya da annen. Beni ne zaman istersen arayabilirsin. Bana ihtiyacın olursa, orada olacağım. Ne olursa olsun." Bu gibi sözlerin dört yaşındaki bir çocuk için çok önemli olabileceğini biliyordum ama doğru olmasalardı bunları söylemezdim. 

Gelgelelim bu Lucy'i üzmüştü. Her zamanki gülümsemesi somurtmaya dönmüştü. "Söz mü?"

At kuyruğunu çekiştirdim ve gülümsedim. "Benden asla şüphe etme."



*****

"Senin gibi güzel ve hayat dolu birinin böyle biriyle birlikte olduğunu duymak gerçekten çok acı verici-" durdu, derin bir nefes aldı ve bir şey söylemeden çizmeye devam etti. 

Ne söyleyecekti ki?

"Hiçbir şeyden pişman değilim, biliyorsun. Bu Lucy ve Eli'den vazgeçmek anlamına gelirdi ve onlar benim en iyi paçalarım."

Yavaşça gülümsedi. "Bence her parçan en iyisi."

"Buna Lucy ve Eli da dahil mi?" Nefesimi tuttum. 

"Her parçan dedim, değil mi?" Kaşlarını çattı. "Bunu sorduğun için alındım."



*****

"Lütfen," diye fısıldadı gözlerini kapatırken. Bir damla gözyaşı yanağından aşağı süzüldü ve onu başparmağımla yakaladım. "Bana zarar verme. En önemlisi Lucy'yi incitme çünkü küçük kızım seni seviyor ve bir gün babası gibi neden yanında olmadığını merak etmesini istemiyorum."

"Bir gün bebeğim, yaşlanıp saçlarımız ağardığında sana bakacak ve verandada oturup bu gözyaşlarının nasıl boşa gittiğini anlatacağım."

Gözlerini araladığında ağlaması daha da şiddetlendi. "Tanrı korusun... Sen ciddisin!"

"Yüzde yüz." Yanaklarını ellerimin arasına aldım. "Sana ait olan yüzde biri... onu istiyorum. Senden bir parça istiyorum."



 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın