Kitabın yorumu için tıklayınız!
"Eğer kaderinizde varsa, birbirinize geri dönmenin yolunu bulursunuz."
"Bunun mümkün olduğuna gerçekten inanıyor musun? Birini seni asla affetmeyecek kadar kötü incitmiş olsan bile mi?"
"Ne kadar süreceğini söylemedim. Sadece geri dönüş yolunu bulacağını söyledim."
"Mektuplarıma neden cevap vermedin?"
"Onları hiç okumadım," dedi.
Başımı salladım. Shane yalancı değildi. Neden bu konuda yalan söylüyordu?
"Ama... açılmışlardı..."
"Benim tarafımdan değil. Mahkumlar kendi mektuplarını açamazlar."
Elinden alınan bir başka özgürlük. Yine de mektupları okumadan saklamıştı. Bunca zaman geçmesine rağmen hala okumamıştı. "Neden okumadın?"
Bir cevap bekledim, gerçekten bir cevap beklemiyordum ama yine de bekledim.
"Çok acıtıyordu," dedi sessizce.
Bunu ona ben yapıyordum. Onu perişan ediyordum. Oysa tek istediğim onu mutlu etmek, gülümsediğini görmekti. Onu hayatındaki kötü şeylerden korumaktı ama her konuda başarısız olmuştum.
"Bizi nasıl düzelteceğimi ya da işleri nasıl yoluna koyacağımı bilmiyorum," dedi ardından.
"Bazı şeyler düzeltilemez. Bazen baştan başlamak gerekir."
"Yaptığımız şey bu mu? Yeni biz, bu muyuz? en senin için sadece istekli bir beden miyim?"
"Hayır. Sen çok daha fazlasısın. Her zaman öyleydin."
"Ama bu çok acıtıyor."
"Biliyorum," dedim. "Özür dilerim. Seni asla incitmek istemedim. Ben sadece hayatımı toparlamaya çalışıyorum ve bu çok zor," dedim, geri döndüğünden beri ona karşı olduğumdan daha dürüst davranarak. Onunla eksiden konuştuğumuz gibi konuşmak istiyordum. Ona her şeyi anlatabildiğim zamanlardaki gibi. "Bu çok zor."
"Çok üzgünüm. Olan her şey için," dedi. "Sadece senin için burada olmak istiyorum. Senin için burada olmalıyım. Lütfen beni dışlama. Ben hala aynı kızım, biliyorsun değil mi? Veda etmekten hoşlanmayan kız. Geride kalmaktan korkan kız."
"Biliyorum. Kim olduğunu biliyorum."
"Bizim için hala bir şans olduğunu düşünüp kendimi kandırarak aptallık mı ediyorum sence?"
"Ben... az önce ne dediğimi duydun... biz nasıl... sen ve ben olanları asla atlatamayız. Yapabileceğimizi düşünmek aptallıktı." Gülümsemesi hüzünlüydü.
Ah, Ateşböceği... Bizi hafife alıyorsun. Sana mutlu sonla biten tek bir hikaye vereceğim ve o hikaye bizimki.
"Yanılıyorsun. İyi günde de kötü günde de seninleyim." Yüzünü ellerimin arasına aldım. "Çok zorlaştı diye seni terk etmeyeceğim. Ya da bazen birbirimizi incitecek şeyler söylediğimiz için. Geçmiş geride kaldı. Onu değiştiremeyiz ama geçmişin geleceğimizi yok etmesine izin vermeyeceğim."
Gözleri büyüdü ve sanki duyduklarına inanamıyormuş gibi nefes aldığını duydum. "Benimle bir gelecek mi istiyorsun?"
"Tek istediğim bu. Tek ihtiyacım olan bu. Sadece sen."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın