~~~*~~~
Bir kadının kendine yapabileceği en büyük kötülük, değerini bilmeyecek birinden değer beklemektir.
~~~*~~~
Aşkın Nur Karataş'ın çıkan her kitabını okumuş biri olarak yazarın hikayelerini sevdiğimi anlamışsınızdır. Yazarın cüretkar kalemini takdir ettiğimi de hep dile getirmişimdir.
Bu kitabında da adından anlaşılacağı ve arka kapak yazısından da belli olduğu üzere smut içeriklerin olduğu yetişkin kurgusu var. Dolayısıyla rahatsız olacaksanız ne bu kitabı ne de yazarın diğer kitaplarını okumanızı tavsiye etmem.
Kitap tek kitap, seri değil, yani karakterlerimiz bu kitapta mutlu sonuna ulaşıyor. Entrikaların olmadığı, gereksiz uzatmaların da olmadığı, tutku dolu bir romans olduğunu söyleyebilirim. Arkadaşlık-aile ilişkilerine değinirken aynı zamanda karakterlerin kendilerini tanıma, ne istediklerini anlama konusunda da oldukça iyi yazılmıştı. Üstelik hayal kırıklığı yaşamasına rağmen ayağa da kalkabilen bir kadın karakter olması da benden ekstra bir puan aldı da diyebilirim.
~~~*~~~
"Senin gibi kadınlar aşka inansalar da şehvetin sınırlarını keşfetmek isteyebilirler. Her kadının karanlık sırları vardır."
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Winona, erotik romans kitapları yazan ama kendi adıyla yayınlama cesareti olmadığı için gölge yazarlık yapan bir kadındır. Ancak son yazdığı kitabın erotizm kısmında eksiklikleri yüzünden editöründen ret yiyip de düzeltmeye gönderildiğinde henüz bir cinsellik deneyimi olmadığı için eksikliğin bu olduğunu düşünür. Hiç deneyimi olmadan bu konuda yazmasının eksiklik yarattığını da düşünmektedir. Buna çözüm yolları ararken part time çalıştığı otelde suit katına tam zamanlı olarak bakmak zorunda kaldığında orada jigolo olarak çalışan Alexander ile karşılaşır. Tesadüfen de onun telefon onun telefon konuşmasını duyduktan sonra genç adama bir teklifte bulunur. Alexander kendisine şehvet dersleri vererek cinselliği öğretecektir ve Winona'da Alexander'ın nişanlısı rolünü oynayarak büyükannesi ve büyükbabasının evlilik yıldönümleri partisine katılacaktır. Yapılan anlaşma da her şey mükemmel görünüyordur. Ancak bunun arka planında da otelin ortaklarından birinin oğlu ve aynı zamanda otelin yönetim kurulunda olan Steven'da Winona'dan hoşlandığını dile getirerek genç kızdan randevu koparanın peşindedir. Winona, Alexander ile sadece bir anlaşması olduğunu düşünürken Steven'ı da tanımak için randevulara çıkar. Bir şekilde her şeyi yolunda götürdüğünü düşünürken Alexander ve Winona'nın Dublin'de büyükanne ve büyükbabanın evlilik yıldönümü partisi her şeyi allak bullak eder. Çünkü Winona, Alexander'ı tanıdıkça ve onunla vakit geçirdikçe ondan hoşlanmaya başlar. Ama Alexander bir ilişki adamı değildir ve genç kadını Londra'da bekleyen Steven ise bunun için ideal adamdır. Saklanan sırlar, aldatmacalar ise Winona'nın aslında hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını görmesine sebep olur. Çünkü Winona, aşık olmaması gereken adama aşık olmuştur ve bu adam Winona'nın en gizli tutkularını ortaya çıkarırken aynı zamanda genç kadının kendisi için neler istediğini de ortaya çıkarmıştır. Winona, kalp kırıklığı ile uğraşırken Alexander ise hayatına kaldığı yerden devam etmeye çalışmaktadır. Ama aşk... her ikisi için de başka planlar kurmaktadır.
Öncelikle tekrardan söylemek istiyorum ki kitapta smut içerik, diyalog çok var dolayısıyla bu tür detaylardan rahatsız olacaksanız size tavsiyem okumamanızdır.
~~~*~~~
Bir savaşçı, savaş bitene kadar kalbi olduğunu unutur.
~~~*~~~
Winona'nın hayalleri için çaba harcaması, yeteneğini gölgelemesi, her şeye rağmen ayakta kalma çabası çok güzeldi. Kalp kırıklığı ile boğuşurken bile genç kız tekrardan ayağa kalmayı ve hayalleri için savaşmaya geri dönmesi çok güzeldi.
Winona'ın Ruby ile olan arkadaşlığı, birbirlerine destek olmaları da öyle ama bu arkadaşlığı daha çok görmek istedim açıkçası. Evet, çok samimi bir arkadaşlık hissi veriyordu ama tam olarak geçiremiyordu bu hissi de bu yüzden bunu daha fazla okumak isterdim.
Winona'nın anne babasıyla olan diyalogları ve ebeveynlerinin her şeye rağmen yanlarında olması çok güzeldi. Özellikle de kitabın sonunda genç kadının babasının Alexander ile görüşmesinde kızdığı nokta... işte bu beni şaşırttı ama kızının yalnızlığına karşılık da her şeyle tek başına baş etme moduna karşılık verdiği tepki çok iyiydi.
Buna karşılık Alexander'ın büyükanne ve büyükbabası çok tatlılardı. Özellikle ikilinin belki de Alexander daha farkına varmadan torunlarını tanıyarak birçok şeyi tahmin etmeleri, onun iyiliği için çaba harcamaları süperdi. Hatta Brian ile olan detaylar da çok güzeldi.
Tanya'dan bir şey çıkacağını bekliyordum, piknikte Winona ve Alex'i izlemesi, Winona ile konuşma çabasından sonra bekliyordum ki zaten patlak verdi.
~~~*~~~
Eğer doğru kişiyleysen, uygunsuz davranış diye bir şey yoktur.
~~~*~~~
Alexander'ın olaylara direk bodoslama dalması komedi mi fazla mı cesurca bilemedim. Evladım yürek mi yedin yavaş gel dedim okurken. Çünkü öyle bir anda gerçekleri dile getirme huyu var ki karşısındakini nasıl kıracağını veya ne hissedeceği üzerine düşünülmeden yapılan hamlelerdi.
Alexander ve Winona'nın diyalogları ve iletişimi çok güzeldi. Özellikle de her şeye rağmen önce arkadaşça birbirlerini tanımaları ve duygularının aşka dönüşmesi süperdi.
Kitapta hoşuma giden bir diğer şey ise, Winona ve Alexander ayrıldıkları ve anlaşmaları son bulduktan sonra her ikisi de kendi hayatlarına döndüğünde haftalar ya da aylar içerisinde ayrı kalamadım seni seviyorumlardan çok bir yıl geçmesi, kendi hayatlarına devam etmeleri ve bunun yanı sıra da küçük bir oyuna geldiklerinde karşılaşmaları çok iyi bir değişiklikti açıkçası.
Brian karakterini sevdim. Resmen Alexander'ın küçük kardeşi modeli gibiydi keşke onu da kendi mutluluğunda okusaydık diye düşünmedim değil kitabın sonlarında.
Steven ise... tam bir şerefsiz çıktı. İçimden bir ses bir pislik çıkacak altında diyordu ama yine de acaba mı dedim yanılmadım. Pis mikrop herif! 😡
Genel olarak kitabı sevdim. Evet bence bazı konularda eksiklikleri vardı. Mesela dediğim gibi Ruby arkadaşlığını daha çok görmek istedim. Alexander'ın duygularını ve onun tarafından olayları kitabın sonlarına doğru okuduk ama keşke daha fazla şahit olsaydık onun anlarına... Winona'nın babasının rahip olmasından kaynaklı olarak belki bir tık daha tepki görmeyi bekledim bilemiyorum. Bir şeyler hep eksik hissettirdi. Özellikle de yazarın potansiyelini bildiğim için daha iyisi olabilirdi diye düşündüm açıkçası.
Yine de okunması keyifli, akıcı, tutkulu, zaman zaman eğlenceli bir kurgusu vardı.
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 3,5 veriyorum. 🌟🌟🌟 / 🌟
~~~*~~~
Birine kendimden vazgeçerek tutunmaya çalışmaktansa onu kaybetmeyi tercih ederim.
~~~*~~~
Kitabın adı : Şehvet Dersi
Yazarı : Aşkın Nur Karataş
Yayınevi : Lapis Yayınları
Sayfa sayısı : 324
Kitabın tanıtım yazısı:
Gölge yazar olan Winona, tutkulu hikâyelerini, ünlü bir yazarın isminin ardına saklanarak insanlara ulaştırmaktadır. Yazdığı cesur ve seksi hikâyeler, tam anla- mıyla hayal ürünüdür. Çünkü Winona yazdığı tutkulu ilişkilerin hiçbirini dene- yimlememiş bir bakiredir. Bir gün işlerin o kadar da iyi gitmediği bir dönemde eksiklerinin farkına varan Winona, bunun için çare aramaya başlar.
Arkadaşının çalıştığı otelde ona yardım ettiği bir gün aradığı çareyi tam kar- şısında bulur. Etkileyici bakışlar, ahlaksız tavırlar, Tanrı’nın yarattığı en harika görünüş…
Tüm bu özellikler ünlü jigolo Alexander Connery’den başkasına ait değildir.
Şehveti deneyimlemek için ne hoş bir seçim… Fakat işin içine aşkı karıştırmamak, şekersiz tatlı dilemek gibidir.
“Me tu sosti, Nóinín.”
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın