Son hızla son kitabı da aldım okuma listemde araya soktum ve sonucunda yorum için buradayım. Hep Remy ile Shane'ın hikayesini okurken Dylan'ın hikayesini merak etmiştim ve şimdi onu da okuduğum için rahatladım. Ve bu adamın hikayesine dair beklentim yüksekti ve yanılmadım beklentimi de karşıladı.
Üç kitaplık bir seri olan Love and Chaos Serisi'nin ikinci kitabıydı. Karakter serisi olduğu için her kitapta karakterler mutlu sonlarına ulaşıyor bu yüzden rahatlıkla okuyabilirsiniz. Ancak kurgusal bütünlük açısından sıralı okumanızı tavsiye ederim.
İlk kitapta Remy'nin hikayesiydi ikinci kitap ise Remy'nin ikiz kardeşi Dylan'ın hikayesi ve üçüncü kitapta Nicola'nın hikayesi. Onu da merakla beklemedeyim. Yazarı sevdim.
Bu arada ön uyarı olsun, seride smut sahneler de diyaloglar da var. Bu detayları okumaktan hoşlanmıyorsanız denemeyin kitabı.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Dylan, küçüklüğünden beri yaşadığı zorluklara ve hayatta kalmak ve ikiz kız kardeşi Remy'e de bakma sorumluluğu kendinde olduğuna inandığı için birçok pis işle de uğraşmasının ardından artık eğitimini tamamlayıp bir yazılımcı olarak zengin bir adam olmuştur. Kendi işi, kendi planları, kendi evi, kendi arabası ve dahası istediğini özgürce yapabilecek kadar parası vardır. Ancak henüz 17 yaşındayken ilk aşkı Sienna'yla bir fırtınalı ilişkisi sonucunda ayrılmıştır. Her ne kadar Sienna'nın babası için kendisi küçük bir pislikten başka bir şey değilken ve Sienna'da hem babasının memnuniyeti hem de kendi konfor alanının dağılmaması için Dylan'ı arkasında bırakmıştır. Dylan aslında babasına karşı küçük bir isyanıdır. Ayrılmalarının üzerinden iki yıl geçmiştir ve Dylan ilk aşkını geride bırakıp hayatına devam eder ama atladığı bir şey var ki Sienna ile ilk takılmaya başladığı sıralarda onun küçük kardeşi Scarlett, Dylan'ın radarına girmiştir. Çünkü o zamanlar henüz 11 yaşında olan Scarlett, ailesinin isteklerine karşı gelmesi ve Sienna'nın babası için aşkından vazgeçer haline karşı çıkarak Dylan'ın asla kendisinin küçük pis sırrı olmayacağını söyler. O zamanlardan beri radarında olan ve onu hep gözlemleyen Dylan, aradan on yıl geçmesine rağmen genç kızı ilgiyle izler. Onun yoluna bir taş çıkmaması için çaba harcar. Çünkü Scarlett tam da 11 yaşındayken söylediği gibi hayatını kendi istekleri doğrultusunda yaşar babasının değil. Bu yüzden kendi işini yapar, onların evinden ayrılır ve bütün güven fonunu elinin tersiyle iterek kendi ayakları üzerinde durur. Şimdi her ikisi de yetişkin olduğu için aralarında filizlenen kimya ve çekim bir çıkmaza sürükler. Dylan, genç kızdan aşırı derecede etkilenir ve onun yanında huzuru bulurken Scarlett küçüklüğünden beri aşık olduğu genç adamın hayatına dahil olması ile oldukça büyük bir kafa karışıklığı yaşar. Kalbi ve aklı Dylan ile doluyken ahlaki değerleri ablasının eski sevgilisi olmasını eleştirerek geri adım atmasına sebep olur. Ama Dylan'ın pes etmeye niyeti yoktur çünkü gerçekten birini ilk kez severken biri tarafından gerçekten sevdiğini ilk kez hissetmektedir. Bu mutluluğu, huzuru da kaçırmamak için çaba harcar. Ama bütün bunları Sienna'nın öğrenmesi bütün her şeyi karıştırır. Çünkü Scarlett ailesiyle sınanırken Dylan da Scarlett'e duyduğu aşk ile sınanmaya başlar.
Öncelikle evet başlarda Dylan, Sienna'nın eski erkek arkadaşı Scarlett ile nasıl olacak diye düşündüm. Aynı ahlaki sorgulamaları ben de yaptım. Ama yanlış zaman yanlış insanla yaşanan ilişkiler işte insanı böyle çıkmazlara sürüklüyor. Belki Sienna babasının kuklası olmak yerine Dylan'a inanan biri olsaydı Scarlett'in yerinde kendisi olurdu ama Sienna'nın halini, duygularını ve ilişkisini Dylan tarafından okuyunca aslında Sienna'nın da pek de aşık olduğu söylenemez. Bunu okuyunca daha iyi anlıyorsunuz özellikle de kitabın sonuna doğru. Bu yüzden de o ahlaki sorgulama yerini dolu dizgin bir aşka bırakıyor.
Dylan'ın geçmiş yaptıklarına dair detayları zaten ilk kitapta okumuştuk Remy'nin hikayesinde bu kitapta da bir daha dejavu hissi yaşar mıyız diye düşünmedim değil ama yazar o kısımlar hiç girmedi ki bu çok hoşuma gitti. Çünkü kitabın başında bir geçmişe dönüklük var Scarlett tarafından ve dedim aha ilk kitap gibi geçmişi okuyacağız ama sadece ilk tanışmalarına dair bir dönüklüktü ve bir bölümlük bir şeydi bu yüzden de çok hoşuma gitti.
Dylan'ın yaşadığı ikilemler, ruhsal değişimleri, korkuları, tereddütleri, koruma iç güdüsünü bu kitapta daha iyi anladık. Aslında bir erkek çocuğu için de anne figürünün ne kadar önemli olduğunu fark ettik. Çünkü Dylan bir erkek olarak annesini ve Remy'i koruma iç güdüsüyle her şeyi yaptı ve karşılığında Remy hariç hiçbir zaman hiçbir şey elde edemedi.
İlk kitapta neler yaşadıklarını okuduğumuz için Dylan'ın içindeki fırtınaları anlamak çok mümkün. Özellikle de annesinin en yaptığı hamle ile resmen adamı dibe çekti. Ama buna rağmen acısını yaşadıktan sonra kendi kendine toparlanması ve kendi kendini motive etmesi de çok güzeldi.
Scarlett ise... kızım sen tam da Dylan'a göresin dedim. Resmen Sienna'nın tam zıttıydı. Babasına resti çeken, hatalarını yüzüne vuran, tehditlerine boyun eğmene biri olması çok güzeldi. Hatta son anda babasının arabasına da el koyması üzerine anahtarı vermesi... yürü be kızım dedim.
Scarlett'in çocukluk aşkının büyümesi, filizlenmesi ve Dylan'a koşulsuz şartsız bunu hissettirmesi çok tatlıydı. Dylan da bunu hissetti zaten. Dylan, bir yer de şey diyordu 'bana inanıyor' bu o kadar önemli bir detay ki... normalde birinin size inanması çok önemli bir duygudur ama Dylan durumundaki biri için ultra önemliydi.
Scarlett ile Dylan'ın sohbetler, atışmaları, kavgaları, inatları çok güzeldi. Hatta onların bazı sahnelerinde kendimi romantiklikten ölecekmiş gibi hissederken bazen de inatlaşmalarında ikisinin de kafalarını birbirlerine vurasım geldi.
Bu arada spoiler olmaz çünkü ilk kitabı okuyanlar sonunda Remy ve Shane'ı evli mutlu çocuklu tahmin ediyordur. Remy bu kitapta hamileydi ve Dylan'ı dayı olarak okumak çok güzeldi. Tabi Remy'i de anne olarak... resmen kendi annesinden görmediği şeyleri kendi oğluna yaşatıyordu. Shane ise... bence karısından fırsat kalmıyordur adamın oğlunu sevmesine 😂
Sienna ise... hep üzüldüm kitapta okurken. Babasına karşı çıkamadığı için onun belirlediği hayat şartlarına uygun bir hayat yaşıyor diye ama kitabın sonunda aslında tam da babasının kızı dedirtti. Zaten babası da bir pislikti ve kızı da onun izinden gidiyor. Ne demek benim olmayacaksan Scarlett'ın da olmayacaksın. O sahnelerde hep en başından Scarlett'e üzüldüm ama Dylan'a da üzüldüm çünkü Sienna'nın oyunu çok pis ayırdı onları. Scarlett zaten kendi içinde ablası ve aşkı arasında ikilemdeydi. Ama olsun aşk her zaman kazanır.
Bu arada Sienna'nın babasının hakkından gelen Dylan... takdir ettim seni. Adamım dönüştüğün o adamla gurur duyuruyorum.
Bu arada Scarlett'ın ev arkadaşı aynı zamanda çocukluk arkadaşı Nicola'nın kitabı bir sonraki kitap. Nasıl olacak bilemiyorum ama bu kitapta Dylan'ın ortağı, arkadaşı Cruz ile ilişkisi vardı ama sanırım başka adama da aşık olacak... Off çabuk çıksın o da.
Ahh demeyi unuttum. Kitabın son bölümü... Dylan'ı baba olarak okumak paha biçilemezdi. Çoook güzeldi. Çook tatlıydı.
Normalde kitaba 5 verecektim ancak kitapta birkaç yerde ciddi hatalar vardı ve bu beni cidden rahatsız etti durumu anlamak için birkaç kere okumak zorunda kaldım. Mesela bir paragrafta hatta tam olarak Scarlett'in Dylan'ın evinde kaldığı ilk gece de Scarlett'in üzerinde tişört varken aynı paragraf iki satır altta gömlek var yazılmış. Bir diğer yer de iki bölüm başında farklı isimler vardı. Mesela Scarlett yazıyordu ama anlatım Dylan açısındandı. Bu durum biraz rahatsız ediciydi.
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 4 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟
- Vahşi Aşk
- Tatlı Kaos
- Until August
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın