Kitabın yorumu için tıklayınız!
"Bazen özgüven, insanların güvensizliklerini görmelerini engellemek için takılan bir maskedir."
"Bütün gün uyuduğuma göre, muhtemelen gecenin yarısını ayakta geçireceğim." Başımla getirdiği seti işaret ettim. "O yüzden uyandığında berbat bilekliklerle karşılaşmaya hazır ol. Benimki senin taktığın kadar güzel olmayacak."
Bileğine baktı. "Annem hastalandığında on ya da on bir yaşındaydım. Bacaklarını etkileyen kas sorunları vardı, bu yüzden sürekli yatıyordu. Teyzem bu kitleri sürekli getirirdi. Onu meşgul tutardı." Bileğindeki bilekliği çevirdi. "Makrame ve deri onun favorileriydi. Bende onlardan çok vardı ama yıllar geçtikçe ya kırıldılar ya da ben kaybettim. Elimde bir tek bu kaldı. Sonunda bu da kaybolduğunda senin berbat bilekliğini takarım.
Vay canına. Ona her gün biraz daha fazla aşık olmamaya çalışmak yenilginin kaçınılmaz olduğu bir mücadeleydi. "Biliyor musun Hunter, takındığın o ahmak tavırların altında gerçekten harika bir adamsın."
"Ben... Ben seni asla incitmek istemedim, Natalia."
Beynim düşünmeden ağzımdan bir şeyler çıkmaya başladı. "Ama incittin. Neden biliyor musun? Çünkü bu asla sadece seks değildi. Ne istersen söyleyebilirsin ama sen de ilk günden beri bunu biliyordun. Bir kadının ailesiyle akşam yemeği yiyemezsin, kızının atışlarına yardım edemezsin ve hastalandığında ona bakamazsın. Ve bu noktada, sahip olduğumuz tek şey buymuş gibi davranmanı bile aşağılayıcı buluyorum."
Hunter parmaklarını saçlarında gezdirerek derin bir nefes verdi. "Haklısın. Her zaman daha fazlasıydık. Ama bu, bir şeylerin bitmesine ihtiyacım olduğu gerçeğini değiştirmiyor."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın