6 Şubat 2021 Cumartesi

0 Raphaelle Giordino - Mutluluk Sen Hayatını Değiştirince Gelir


~~~*~~~
"Utanç sadece öğrenilmiş bir duygudur. Gerçek olmaktan her zaman gurur duymalıyız."
~~~*~~~
 

İlk çıktığında aldığım ama hep okumayı ertelediğim bir kitapla karşınızdayım. Aslında detaylı yorumuma başlamadan önce söylemek istediğim bir şey o da kesinlikle umduğum gibi bir kitap değildi. Beğenmedim değil güzeldi, sevdim kurgusunu sadece beklentim daha başkaydı bulduğum daha başka... 


Yazarın kitapları çok satılanlarda yer almasının yanında ülkemizde çıkan ilk kitabı ile ben hak ettiği gibi ilgi gördüğünü düşünmüyorum. Çünkü ne bir yorum okudum ne de bir kitabı aldıklarına dair bir yazı gördüm. Baya herkes bu kitabı görmezden gelmiş gibi ve neden bunu bilmiyorum halbuki oldukça iyi bir kitaptı. 

İnsanın kendinden birçok şey bulacağı ve kendisine değiştireceği birçok detayı göreceği bir kitaptı. 


~~~*~~~
Romane'a göre, kişi değişmesi gerektiğini anladığı sürece, hata yapma hakkına sahipti...
~~~*~~~

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Romane, geçmişinde yaşadıklarından sonra ve bu yaşanmışların tükenme sendromuyla alakalı olduğunu keşfettikten sonra insanlara yardımcı olabilmek için "Davranış Akademisi"ni kurar. Burada grup seanslarıyla ve insanlara neler yanlış yaptıklarını keşfetmelerini ve bunu düzeltmelerine yardımcı olarak insanların daha mutlu hayatlar sürmelerine yardımcı olmayı hedefler. Yeni bir grubu oluşurken bu grubun içerisinde yakışıklı bir iş adamı olan Maximillien'in de dahil olması ve onun bu tüketme durumuna karşı ön yargılarına rağmen grupta olması Romane'nin tüm sınırlarını zorlamaya başlar. Öncelikle ona karşı hissettiği çekim ve içinde oluşmaya başlayan aşk işini zorlasa da Maximillien'e hem yardım etme çabası hem de gruptaki üyelerine yardım etme çabası ile işine kendini vermektedir. Maximillien'de  başarılı olmaya ve sadece işine odaklı olan, bütün hayatını işi haline getiren ve yeri geldiğinde kardeşine bile vakit ayırmayan bir iş adamıdır. İkiz kız kardeşinin önermesi ve asistanının da ısrarı ile bu bu gruba katılmasına rağmen boşa vakit kaybı olduğunu düşünerek gruptan çıkar ancak bir gece aldığı telefon ile kız kardeşini kaybetmeye yaklaşması Maximillien'in bütün hayatını sorgulamasına neden olur. Romane'nin ekibine geri döner. Bu sefer daha hevesli ve kendini değiştirmeye kararlıdır. Bu tavrı ve Romane'nin ilgisini çekmesi, ona doğru çekilmesi de grupta akif olması ve kendisini değiştirmesine yardımcı olur. Ama tabi hiçbir şey bu kadar kolay değildir çünkü Romane'nin de geçmiş korkuları tetiklenirken Maximillien'in asistanının da ortaya çıkması ilişkilerine bir aksiyon katar. Sadece kısa süreliğine ama... 

Öncelikle kitapla ilgili diyeceğim ilk şey her ne kadar aşk romanı gibi görünse de aslında biraz da kişisel gelişim dokunuşları vardı kitapta. Aslında birazdan daha fazlaydı da diyebilirim. 


~~~*~~~
Sanki içindeki bir kilit rahatça gülümsemesini önlüyordu. 
İçtenlikle gülümsemenin anahtarını kaybetmişti. 
~~~*~~~

Davranış Akademisi'ndeki grup terapileri ve Romane'nin Tüketme adı altında terapileri kişisel gelişim dokunuşuydu. Benim gibi kişisel gelişim kitapları okumaktan hoşlanmayanların sevmeyeceği detaylarla doluydu. Normalde pek sevmem ama nedense bu kitabı okurken bu detaylar hoşuma gitti. Ya kitaptaki karakterlerin hikayeleri ve kendilerinin mükemmel olduğunu düşünmeleri ya da kurgunun içerisindeki aşkı hevesle beklemem bilemiyorum bu kişisel gelişim dokunuşlar hoşuma gitti. 

Gruptaki her üyenin hataları ile yüzleşmeleri, Romane'nin farklı taktikleri ve sonuçlarında yaşadıkları çok güzel anlatılmıştı. Yazarın bu tür konularda baya bilgisi olduğunu düşünmeme neden oldu ya da sıkı bir araştırma yapmıştı ki böylesine oturaklı ve sağlam ilerletmiş kurguyu.

Romane ile Maximillien arasındaki aşk ise başta terapist ve terapi gören bir hasta konumunda olsa da kitabın sonuna doğru kendini göstermeye başladı. Yani yaklaşık son 50 sayfada falan okuduk. Zaten o kısımlarda benim gibi romans severler için çabucak akan kısımlardı. 

Maximillien'ın asistanı Clemence'in ona aşık olması ve Romane'yi saf dışı bırakma çabası kitabın sonuna hareket katmıştı ki bunu sevdim çünkü altından bir şey çıkacağını hep biliyordum ve yanılmadım da. 

Maximillien'ın üzerinde daha fazla durulmasının nedeni Romane ile aşk yaşayacak olmasıydı muhtemelen ama yine de onun bu terapide verilen görevleri yerine getirirken keşfettikleri çok güzel şeylerdi. 


~~~*~~~
"Hayatın sana sunduğu tüm deneyimi tam olarak yaşamaya cesaret et..."
~~~*~~~

Mesela bir çalışanıyla yer değiştirip onun yaşadıklarını yaşaması, gözlerini bağlayıp kör halde bir günü geçirmesinin sonucunda görme engellilerin yaşadıkları, takdir etmenin önemini, gülümsemenin kıymetini gibi birçok şeyi okurun gösterinin önüne bir kurguyla çıkarıyor olması çok hoşuma gitti. 

Aslında zaman zaman bir çoğumuzun es geçtiği şeyleri okumak kendi davranışlarımızı da irdelememize neden oluyor. 

Kitabın sonunda final bölümünde iki yıl sonra Romane ile Maximillien'ın ilişkisine değinen bir bölüm yazması çok güzeldi. Hem çift olarak nasıl güzel olduklarını hem de Davranış Akademisi'nden önceki Max ile sonraki Max'i okumak çok keyifliydi. Değişim işte bu :) 

Dediğim gibi kişisel gelişim kitabının içine aşk hikayesi serpiştirilmiş gibiydi ve eğer ki bu tür detaylardan hoşlanmıyorsanız romans diye düşünerek alıp da kitabı yermeyin boşuna. 

Puan vermek gerekirse de benim nazarımda bu kitap 5 üzerinden 4'lüktü. Çünkü içimdeki kişisel gelişim sevmeyen okur, o detaylarda sıkıldı :( 


~~~*~~~
"Söylesene sevgili Romane, sende de tüketme eğilimleri yok mu? Yardımcıma bu kadar ustalıkla bir tokat indirebileceğini asla düşünemezdim..."
Romane ne diyeceğini bilemiyordu. Maximillien onun çenesini eliyle kavradı ve ona şefkat dolu bir şekilde baktı.
"Ama hoşuma gitmedi değil..."
Romane derin derin iç geçirdi.
"Tüm bu olup bitenler delilik..."
"Evet ama en deli şey sana ne kadar deli olduğumdur hanımefendi..." diye fısıldadı Romane'ın kulağına aşk dolu bir tonlamayla.
~~~*~~~


Kitabın adı     : Mululuk Sen Hayatını Değiştirince Gelir
Orijinal adı     : Le Jour Qu Les Lions Mangeront De La Salade Verte
Yazarı            : Raphaelle Giordino 
Çevirmen        : Mehmet Arif Taşkıran
Yayınevi          : Epsilon
Sayfa sayısı     : 320

Kitabın tanıtım yazısı: 

Romane Gardener otuzlu yaşlarında, Paris'te yaşayan, hayata bağlı bir kadındı. Geçmişinde birkaç kişi tarafından ruhu âdeta tüketildik-ten sonra kendini insan davranış bilimi ve gelişimine adayarak Davra-nış Akademisi'ni kurdu. Burada "tüketme" özelliklerine -benmerkez-cilik, karşıdakini dinlememe, öfke problemi, güç tutkunluğu, empati ve saygıdan yoksunluk vb.- sahip kişilere sonunda zehirli davranış-larından arınacakları, mutluluğu bulacakları, ilişkilerini düzeltecekleri bir program sunuyordu.

Davranış Akademisi'ne başvuran yeni grupta ilginç kişiler vardı ve Romane onları tüketme davranışlarından arındırmak için sabırsızIanıyordu. Ancak gruptan biri, genç kadın için âdeta bir meydan okumaydı: Yakışıklı, egoist, zengin ve çekici bir işadamı olan Maximilien Vogue. Romane'ın bu kendini beğenmiş işadamını yola getirmek için bir hayli uğraşması gerekiyordu ancak ikili arasındaki müthiş çekim, işleri hiç de kolaylaştırmayacaktı.





Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın