~~~*~~~
"Beni tecavüzden fazla incittiklerini hissettim," dedi. "O sadece geldi ve gitti ama altı yıl boyunca kimse bana inanmadı. Ailemi kaybettim. Özgürlüğümü kaybettim. Akıl sağlığımı biraz kaybettim."
~~~*~~~
Çıktığından bu yana baya ses getiren, adından bahsettiren ve oldukça merak uyandıran kitap İnanımaz'ı ben de okudum.
Ciddi anlamda birçok okuru derinden etkileyecek bir hikaye... üstelik kurgu da değil gerçekte yaşanmış bir hikaye... zaten bu yönden oldukça etkileyici çünkü Türkiye'de yaşayan birçok kadının, insanın yaralı olduğu bir duruma dokunuyor.
Araştırmalara, gerçek kişilere dayanan bir olayı kaleme almış yazarlar. Bu yüzden eğer ki bu tür bir kitabı okuyacak psikolojiye sahip değilseniz okumamalısınız.
~~~*~~~
"Sadece normal olmak istedim. Koruyucu aile sisteminden çıktıktan sonra normal bir işi, yaşayacak bir yeri olan o normal çocuklardan biri olmak istedim, sadece hayatımı yaşamak istedim. Mümkün olduğunda mutlu olmaya çalışmak..."
~~~*~~~
Öncelikle kitabın konusundan bahsedeyim size kısaca, on sekiz yaşındaki Marie, seri bir tecavüzcü tarafından tecavüze uğruyor. Üstelik bilekleri bağlanıyor, çıplak fotoğrafları çekiliyor... polisler Marie'nin anlattıklarına ve her defasında değişen ifadelerine bir süreden sonra inanmamaya başlıyor. Çünkü yaşadıklarından sonra bile normal olmaya çabalayan Marie'nin soğukkanlı duruşu, ama içten içe de yaşadığı travma ve en yakınlarının da ona inanmadığını da görünce ifadesini geri alıyor ve bütün bunları uydurduğunu söylüyor. Aradan yıllar geçiyor ve tecavüzcü bu süre zarfında kadınlara zarar vermeye devam ediyor ve bir kadın tecavüze uğradığını polislere bildiriyor. Bu sefer bu dava üzerinden incelemeler başlıyor ve bu şekilde tecavüz mağduru tek kadın o değildir. Öncesi vardır... araştırmalar sonucunda Marie'nin de yalan söylemediği ortaya çıkıyor. Dedektiflerin araştırmalarını, yaşananları, kurbanların psikolojisi ve tecavüzcünün psikolojisini ve düşüncelerini anlatan bir kitabın içinde buluyoruz kendimizi.
Böyle kitaba çok fazla detaylı yorum yapılmıyor ne yazık ki ama yine de kitaba dair düşüncelerimi dile getirmek istiyorum.
Öncelikle kitap Marie'nin yaşadıklarıyla başlıyor ama aralarda ne yazık ki öyle çok psikolojik detaylar, polislerle ilgili detaylar var ve o kısımları okurken sıkıldığımı hissettim. Yani şöyle yaşananlarla alakalı değil de daha çok kitaplardaki kişisel gelişim detayları gibi detaylar vardı o kısımlar beni ne yazık ki kitaptan kopardı.
O kısımların haricindeki kitaptaki bütün her detay neredeyse her gün haberlerde ya da sosyal medyada duyduğumuz olayları ve daha da fazlasını kitap okurun gözünün önüne seriyor. Bu yönden oldukça etkileyiciydi.
Tecavüzdü adamın ise yaptıkları, bundan haz alması, hastalıklı düşüncesi kelimelerle ifade edilemiyor bile.
~~~*~~~
Cinayetler siyah ve beyazken, tecavüz grilerle doluydu. Ve tecavüz kurbanları hayatta ve yaralıydılar. Acıları her zaman yüzünüzdeydi ve bir daha asla bakışlarınız çeviremezdiniz.
~~~*~~~
Kitabın belirli bir araştırmalara dayanarak yazılması ve her şeyiyle gerçek bir hikayeyi okura sunması etkileyiciydi. Ki böyle olaylar yaşanmıyor mu yaşanıyor... en etkileyici kısmı da bu ya...
Kitap bir araştırma kitabı tarzındaydı, bunu çok iyi fark ediyordunuz okurken. Psikanalizler, dedektiflerin o dönemli kuralları ve sahip oldukları şeylerle araştırmaları ve toplumun düşünce yapısını anlatırken bir araştırma yazısı olduğu belliydi. Bunun farkındalığıyla okuduğum için kişilerin duygularını ne yazık ki hissedemedim. Onların korkularını, çaresizliklerini evet okuduk, öğrendik ve anladık.
Kendimi bu tür bir konuda belgesel izliyormuşum gibi hissettim.
Neyse, çok fazla bir şey yazamıyorum bu tür kurgudaki bir kitaba ne yazık ki. Okumayı planlayan okura sabırlı olmasını, okurken bu yaşananların da gerçek olduklarını unutmamasını söylemek istiyorum.
Yazarların bu araştırmalarına, bu tür bir eseri biz okurlarıyla buluşturdukları ve çevirmeninin emeğine teşekkür ederim. Ama benim nazarımda kitap ne yazık ki 5 üzerinden 3'lüktü.
~~~*~~~
"Bir anne olarak insanların 'bunun için kendini suçlayamazsın' dediklerini duydum. Neden, neden kendimi suçlamayayım? Ben onun annesiyim, onu ben büyüttüm; sebebi yaptığım bir şey değilse, o halde muhtemelen yapmadığım bir şeydir."
~~~*~~~
Kitabın adı : İnanılmaz
Orijinal adı : Unbelievable
Yazarı : T. Christian Miller - Ken Armstrong
Çevirmen : Betül Cevahiroğlu
Yayınevi : Martı Yayınları
Sayfa sayısı : 336
Kitabın tanıtım yazısı:
“Bu derin, rahatsız edici, zorlayıcı, önemli bir kitap… Büyüleyici ve keskin bir dille yazılmış bu hikâye sizi saracak ve aynı zamanda şaşırtacak.”
—Susan Orlean, The Library Book [Kütüphanelerin Bilinmeyen Dünyası] ve The Orchid Thief’in [Orkide Hırsızı] yazarı
11 Ağustos 2008’de on sekiz yaşındaki Marie, Washington, Seattle yakınlarındaki dairesinde maskeli bir adamın kendisine tecavüz ettiğini bildirdi. Birkaç gün içinde polis ve Marie’nin en ya kınları onun hikâyesinden şüphelenmeye başladı. Polis yön değiştirerek Marie’yi araştırmaya koyuldu. Hikâyesindeki tutarsızlıklar ve başkalarının şüpheleriyle yüzleşen Marie, kendini kaybetti ve anlattıklarının yalan olduğunu söyledi. Polis, onu yalan ve yanıltıcı ifade vermekten suçlu buldu.
İki yıl sonra bir cinsel saldırı vakasını araştırmakla görevli iki dedektif, bir seri tecavüzcüyle karşı karşıya olduklarını keşfetti: Kurbanlarını fotoğraflayan, görüntüleri çevrimiçi olarak yayınlamakla tehdit eden ve tüm fiziksel kanıtları silmek için hesaplanmış adımlar atan bir adamla.
Soruşturma dosyalarına, kapsamlı röportajlara dayanan İnanılmaz, şüphenin, yalanların ve adaletin peşinden giden ve rahatsız edici gerçekleri gün yüzüne çıkarmaktan bir adım bile geri durmayan sarsıcı bir süreci gözler önüne sermektedir.
“Bu, araştırmacı gazetecilik ustaları tarafından yazılmış, yıkıcı ancak gerekli bir eser.”
—Bryan Stevenson, Just Mercy’nin [Sadece Merhamet] yazarı
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın