"Kendi gelinliğimi kendim seçeceğim ve kendim satın alacağım. Seninle lanet olası paran için evlenmiyorum."
Roarke'un yüzünde, sırtına geçirdiği ceket kadar yumuşak ve zarif bir gülümseme belirdi. "Benimle niçin evleniyorsun, Teğmen?"
"Çünkü sen hayır cevabını asla kabul etmezsin."
""Bu cevap için ancak yarım puan alırsın. Tekrar dene?"
"Çünkü aklımı yitirdim."
"Bu da sana Star 50'de Tropic World'a iki kişilik seyahat kazandırmaz."
Eve'in dudakları isteksiz bir gülümsemeyle kıvrıldı. "Belki de seni seviyorum."
"Belki de öyledir."
*****
"Sanırım senden randevu istediğimde endişeliydim, ama şimdi toparlandım ve kontrolü elime aldım."
"Bu önemlidir. Kontrolün elinde olduğunu hissetmek."
"Direksiyonun başında olduğumdan emin olmazsam görevimi yapamam."
"Bu özel hayatın içinde geçerli mi?"
"Allah kahretsin! Hiç kimse direksiyonu Roarke'ın elinden alamaz."
"Demek işleri o yönetiyor, öyle mi?"
"Eğer fırsat verirsen o yönetir. Ona da sorsan, aynı şeyi benim için söyleyecektir. Kimin direksiyon başında olacağı konusunda epey dalaşıyoruz ama sonunda aynı yöne gitmek istediğimizi fark ediyoruz. Beni seviyor."
"Şaşırmış görünüyorsun?"
"Şimdiye kadar hiç kimse beni sevmedi. Onun gibi sevmedi. Bazı insanlar birini sevdiğini söylemek kolaydır. Sözler. Ama Roarke'un sevgisi sadece sözde değil. O benim içimi görüyor ve bundan rahatsız olmuyorum."
*****
"Yasadışı Maddeler Bürosu'nda bir hayranın olduğundan söz etmemiştin."
Eve, eliyle saçlarını düzeltti. "Söz etmemiş miydim?"
"Bedeninin yuvarlak yerlerine dokunmak isteyen bir hayran."
"İlginç bir anlatım. Bak, şu anda onunla Peabody bir ilişki içindeler."
"Bu, ağzının suyu akara sana bakmasına engel değil."
Genç kadın kıkırdadı ama Roarke'ın bakışlarını görünce ciddileşip boğazını temizledi. "O zararsız biridir."
"Ben öyle düşünmüyorum."
"Saçmalama Roarke. Bu siz erkeklerin oynamaktan hoşlandığı erkeklik hormonu oyunlarından biri." Roarke'ın gözleri hala parlıyordu. Eve,, bu parıltılar karşısında midesinde hoş bir gıdıklanma hissetti. "Yoksa kıskandın mı?"
"Evet." Bunu itiraf etmesi kolay değildi ama o yapılması gerekeni yapan bir erkekti.
"Gerçekten mi?" Midesindeki gıdıklanma bir zevk dalgası olarak bedenine yayıldı. "Eh, teşekkürler."
İç çekmenin bir anlamı yoktu. Kızı omuzlarından tutup sarsmak da bir işe yaramayacaktı. Onun yerine Roarke ellerini ceplerine soktu ve başını yana eğdi. "Rica ederim Eve, birkaç güne kadar evleniyoruz."
"Evet."
"Eğer o herif sana böyle bakmaya devam ederse onun canını yakmak zorunda kalacağım."
Genç kadın gülümsedi ve onun yanağını okşadı. "Sakin ol, delikanlı." Eve gülüyordu ama bu arada Roarke bileğini yakalayıp ona iyice yaklaştı. "Sen bana aitsin." Kızın gözlerinde ateşler yandı; dişlerini gösterdi. Onun öfkelenmeye başladığını hisseden Roarke hemen sakinleşti. "Biz birbirimize aidiz, sevgilim ama eğer farkına varmadıysan sana söylemeliyim ki ben, kendime ait olan şeyler konusunda çok kıskancımdır." Onu, homurdanmaya başlamış olan dudaklarından öptü. "Seni çok seviyorum, Eve."
Eve, eliyle saçlarını düzeltti. "Söz etmemiş miydim?"
"Bedeninin yuvarlak yerlerine dokunmak isteyen bir hayran."
"İlginç bir anlatım. Bak, şu anda onunla Peabody bir ilişki içindeler."
"Bu, ağzının suyu akara sana bakmasına engel değil."
Genç kadın kıkırdadı ama Roarke'ın bakışlarını görünce ciddileşip boğazını temizledi. "O zararsız biridir."
"Ben öyle düşünmüyorum."
"Saçmalama Roarke. Bu siz erkeklerin oynamaktan hoşlandığı erkeklik hormonu oyunlarından biri." Roarke'ın gözleri hala parlıyordu. Eve,, bu parıltılar karşısında midesinde hoş bir gıdıklanma hissetti. "Yoksa kıskandın mı?"
"Evet." Bunu itiraf etmesi kolay değildi ama o yapılması gerekeni yapan bir erkekti.
"Gerçekten mi?" Midesindeki gıdıklanma bir zevk dalgası olarak bedenine yayıldı. "Eh, teşekkürler."
İç çekmenin bir anlamı yoktu. Kızı omuzlarından tutup sarsmak da bir işe yaramayacaktı. Onun yerine Roarke ellerini ceplerine soktu ve başını yana eğdi. "Rica ederim Eve, birkaç güne kadar evleniyoruz."
"Evet."
"Eğer o herif sana böyle bakmaya devam ederse onun canını yakmak zorunda kalacağım."
Genç kadın gülümsedi ve onun yanağını okşadı. "Sakin ol, delikanlı." Eve gülüyordu ama bu arada Roarke bileğini yakalayıp ona iyice yaklaştı. "Sen bana aitsin." Kızın gözlerinde ateşler yandı; dişlerini gösterdi. Onun öfkelenmeye başladığını hisseden Roarke hemen sakinleşti. "Biz birbirimize aidiz, sevgilim ama eğer farkına varmadıysan sana söylemeliyim ki ben, kendime ait olan şeyler konusunda çok kıskancımdır." Onu, homurdanmaya başlamış olan dudaklarından öptü. "Seni çok seviyorum, Eve."
*****
"Aşk insanı sersemletir. Endişeli olduğun için sevdiğini korumak istediğin için hata yaparsın. Aptallaşırsın."
Roarke hafifçe gülümseyerek, Eve'in yüzüne düşen saçlarını arkaya itti. Genç kadın hemen uykuya daldı. "Anlatsana nasıl oluyor aşık olmak."
Roarke hafifçe gülümseyerek, Eve'in yüzüne düşen saçlarını arkaya itti. Genç kadın hemen uykuya daldı. "Anlatsana nasıl oluyor aşık olmak."
*****
"Şimdi uyuyacak mısın?"
"Birkaç saat." Yorgunluk iliklerine işlemişti; kollarını erkeğin boynuna doladı. "Beni yine yatıracak mısın?"
"Elbette." Roarke, kollarıyla genç kadının kalçalarını sarıp onu havaya kaldırdı. Eve bacaklarını onun beline doladı. "Ama bu kez seni yatırdığım yerde kalacaksın. Bir daha kalkmak yok."
"Biliyor musun, Roarke, bana böyle emirler verdiğinde kalbim daha hızlı çarpmaya başlıyor."
"Yatağa girince daha da hızlı çarpacak."
Eve güldü ve başını erkeğin omzuna yasladı. Asansör aşağı varmadan uyumuştu.
"Birkaç saat." Yorgunluk iliklerine işlemişti; kollarını erkeğin boynuna doladı. "Beni yine yatıracak mısın?"
"Elbette." Roarke, kollarıyla genç kadının kalçalarını sarıp onu havaya kaldırdı. Eve bacaklarını onun beline doladı. "Ama bu kez seni yatırdığım yerde kalacaksın. Bir daha kalkmak yok."
"Biliyor musun, Roarke, bana böyle emirler verdiğinde kalbim daha hızlı çarpmaya başlıyor."
"Yatağa girince daha da hızlı çarpacak."
Eve güldü ve başını erkeğin omzuna yasladı. Asansör aşağı varmadan uyumuştu.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın