29 Mart 2023 Çarşamba

0 ALINTILAR // Selvi Atıcı - Miço


 Kitabın yorumu için tıklayınız!








Ela, içine sabırsız bir nefes çekti. "Kitapları ne yapayım?"

"Ada, tam bir kayıtsızlıkla yine omuz silkti. "Okuyabilirsin."

"Okuyayım mı?"

"Hıı. Sonuçta okunmak için varlar."

Ela'nın çenesi titredi. "Bana kitap mı aldın?"

Miraç, başını iki yana salladı. "Hayat dersi 1: Kendine faydası olmayan hiçbir şey için masraf yapma. Benim yaptığım gibi." Yüzünden haylaz bir ifade geçip gitti. "Bunlar aşk kitapları." Burnunu kırıştırdı. "Hiç sevmem! Bolca romantizm içeriyor, ama kitaplarını satan kıza dayanamadım. Fazla güzeldi. Beni şapşala çevirdi. Baktım elimde kitaplarla geliyorum, ben de dedim 'Bizim miço okur belki'" Kaşlarını çatarak elini kitaplara uzattı. "Ama istemem diyorsan..."

Ela, kitapların üzerine kapaklandı. Bu sırada, eskimiş, lastikleri esnemiş, kendisine büyük gelen bere burnunun ucuna kadar düştü. Genç kız, adamı göremiyordu, fakat sesini gayet iyi duydu. 

"Ben de öyle tahmin etmiştim."


*****

"Beni hiç aramadın."

"Ekrem'i her gün aradım. Nasıl olduğunu, neler yaptığını... Her adımını biliyordum." 

"Ama beni hiç aramadın." Ela'nın sesi öylesine sitem doluydu ki, Miraç irkildi. "Dört ay! Koskoca, kocaman günleri olan dört ay."

"Sesini duyarsam geri dönerim diye korkuyordum. Kendi cehennemime seni de hapsetmek istemedim. Kendi bataklığıma. Karnını bile doyurup doyuramayacağımı bilmiyordum. Geri kafalıyım ben kızım. Sana bakamayacaktım. Bu, beni nasıl bir adam yapardı? Belki de karşına iyi biri... Ha s*ktir!" Adam başını iki yana salladı. Bir süre susup Ela'nın yüzüne ağır ağır, içercesine dolaştırdı. "Düşüncesi bile sesini duymaya gerek bırakmadı. Bunu gözümde canlandırdım." Kendisine o kadar şaşırmış görünüyordu ki, yeşil gözleri yuvalarından fırlayacak gibiydi. "Böyle bir acı yok! Böyle bir yanma! Güya, senin iyiliğini düşünecektim. Ama kendimi uçakta buldum!"


*****

Usulca ona yaklaştı. Yine, nefesini hissedeceği kadar yakınına girdi. Onu ürkütmekten korkuyordu korkmasına, fakat kendine engel olamıyordu. Bu yakınlığa ihtiyacı vardı. Sanki ne kadar yakınına girerse girsin, kız hep ondan uzakta kalıyordu. O kadar uzak kalmıştı ki, bu açığı nasıl kapatabilirdi, bilmiyordu. 

"Sana bakabilirim, Miço." Başını sertçe salladı. "Bize bakabilirim. Ağladığında gözyaşlarını silerim, düştüğünde ayağa kaldırırım, üşüdüğünde ısıtırım, git dersin giderim. Gel dersin, gelirim. Romantik bir adam değilim. Öyle güzel, alllı pullu kelimelerim olmaz belki. Beni bilirsin, düz adamın tekiyim. Ama seni severim. Öyle çok severim ki sözlere ihtiyaç duymazsın. Öyle çok severim ki, kendini unutursun. Öyle çok severim ki, belki bu sevgiden korkarsın." Miraç, kendi kendine güldüm. "Öyle çok seviyorum ki ben bile korkuyorum. 


*****

Ela, soluk kadar alçak bir sesle konuşmaya başladı. "Biz hiç... Sen hiç..." Gerisini getiremedi. Başını iki yana salladı ne söylediğini anlaması için. 

"Söylemedim." Bir yaşı daha yakalayarak yanağında, gözyaşından bir iz bıraktı. "Ama sen de biliyordun. Ben de biliyordum. İkimiz de neyin ne olduğunu biliyorduk." Yine kendiyle alay edercesine güldü. "Geceleri korkuyorsun diye kapının önünde yatıyordum, Ela! Sen gırgırda kalıyorsun diye sandalye tepelerinde uyuklayarak kaç gece geçirdim? Cebimde klan son paramla yemek mi yiyeyim, Ela'ya sevdiği kitaplardan mı alayım diye düşünürdüm. Hep sen kazandın. Hep ben aç kaldım. Anlamam biraz geç oldu. Kalın kafalıyım ama sonunda anladım. Sonra yıkıldım. Dağıldım ve kendimden korkup kaçtım. Dayanamadım. Kuzu kuzu geri döndüm."

"Bana hep güç işler verdin." Ela'nın karşı çıkışı öylesine cılızdı ki, kız burnunu çekerken gülmek zorunda kaldı. "Canıma okudun."

"Çünkü hayat çok güç. Her işin altından kalk istedim. Kendini koru istedim."

Ela ağzını açtı. Kapadı. Bir kere daha açtı. Teknede yaptığı gibi elini adamın güçlü atan kalbinin üzerine koydu. "Seni çok özledim." 








Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın