McBride Family
Aidan'ın dudakları, genç kadının şakaklarına dökülen saçları üzerinde gezindi. "Fiona," diye fısıldadı.
"Evet?" Genç kadının yüzü hala Aidan'ın paltosuna yasla olduğundan, Fionna'ın sesi soğuk, tüylü yün kumaş arasından anlaşılmaz bir mırıltı olarak çıktı.
"İtiraf etmem gereken bir şey var, benim gizemli, küçük leydim." Genç adamın gülümsediğini hissedebiliyordu. "Alec'in gözünü elbette döndürürsün. Benimkini kesinlikle ele geçirdin. Ama eğer Alec sana herhangi bir ilgi gösterirse, seninle ilgili bütün haklara sahip çıkmak zorunda kalacağım. Sonuçta seni önce ben gördüm.
*****
Aidan'ın bakışları dudaklarına kaydı. Hareketsiz duruyordu. "Seni istiyorum, Fianna Hawkes," dedi kendinden emin bir şekilde. "Ve tanrı biliyor, sana sahip olacağım."
Fionna afallamıştı. Aidan'ın gözleri parlıyordu. Etrafında fazlasıyla cezbedici bir hava vardı. Bu bir flörtleşme değildi. Tanıştıktan sonraki gün dükkana giren sempatik, şık yabacı gitmişti. Bu düpedüz bir... bir fetih ilanıydı!
*****
Aidan'ın bakışları genç kadının teninde oyalandı. Sonunda boğazını temizledi ve "Şunu söyleyebilirim ki... sana yakışıyor!" diye iltifatta bulundu.
Fionna gülerek ona baktı.
"Kımıldama," dedi Aidan birden bire.
Fionna gözlerini kırptı.
"Şu anki halin... Gözlerin... parlıyor. Sen," doğru kelimeyi arıyormuş gibi düşünceliydi, "sen parlıyorsun. Seni böyle görmek hoşuma gidiyor. Seni daha önce hiç olmadığı kadar tassız görmek hoşuma gidiyor."
*****
"Anlamanı sağlamaya çalışıyorum," dedi genç kadın kararsız bir şekilde. "Arkadaşlığından hoşlanıyorum, Aidan. Gerçekten. Son zamanlarda çok yalnızdım. Hayatım tek başına geçti. Bu yapmak zorunda kaldığım bir tercihti." Fazla şey söylemekten korkarak nefesini tuttu fakat dürüst olmaya çalışıyordu. "Rahat bir şekilde itiraf edebilirim ki birlikte olduğumu zamanlardan keyif aldığım için arkadaşlığını özleyeceğim..."
"Özellikle de dün gece." Aidan şeytani bir şekilde başını eğdi, dudakları... ah ne kadar da insafsızdı.
"Aidan! Rica ederim, izin ver de bitireyim. Eskisi gibi sadece arkadaş kalmanın en iyisi olacağını düşünüyorum."
"Arkadaş mı?" diye düşündü genç adam. "Arkadaşlar bizim gibi öpüşmez, tatlım. Arkadaşlar bizim gibi dokunmaz."
"İşte ben de tam olarak bunu söylemeye çalışıyorum. İşte tam olarak bu yüzden tekrar olamaz! Dost olmamız mümkün değil mi?"
"Dost mı?" Genç adam kahkaha attı.
"Bana gülme," diye çıkıştı genç kadın. "Arkadaşız, Aidan. Daha fazlası değil."
"Sana göre öyleyiz, Fionna. Bu göreceli bir fikir. Bu göreceli bir fikir. Arkadaşlar sevgili olabilirler. Sevgililer de arkadaş... ve olmalılar da."
Sevgili mi?
*****
Aidan onun bileğini yakaladı. "Ne yaptığını biliyor musun? Kalbimi parçalıyorsun. Ruhumu perişan ediyorsun."
"Hayır! böyle söyleme. Hiçbir şey söyleme! Sadece... sadece git, Aidan."
Genç adam dudakları kıvrıldı. "Doğru, Fionna. Sırtını dön. Kaç."
"Benimle alay etme!" diye bağırdı Fionna.
"Seni küçük budala! Sadece beni mahrum etmiyorsun, kendini de!.. Hayatını yalnız geçirmeyi mi düşünüyorsun? Bu nasıl bir hayat?"
"Daha basit bir şekilde mi ifade etmeliyim? Seni burada istemiyorum, Aidan. Seni... is-te-mi-yo-rum!"
Genç adamın bakışları çok sertti. Fionna gei çekildi.
"Dilediğini söyle, Fionna. Bana ihtiyacın var. Beni istiyorsun. Ve şimdi hayatından çıkmayacağım, sen tehlikedeyken bunu yapamam."
"Zorundasın. Bitti, Aidan. Bitti."
"Bitti mi? Göreceğiz, tatlım. Göreceğiz. Bana zorla kabul ettirdiklerinden sonra, şimdi çekip gidersem bana da lanet olsun."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın