Cane Brothers
"Yani eşcinsel değil misin?"
Kaşlarım yukarı kalktı. Bu kız lafını sakınmıyordu. "Öyle mi görünüyorum?"
"Demek istediğim şey, görünüşüne bakarsam hayır, görünmüyorsun. Daha çok yönetim kurulu odasında bulunabilecek klasik, alfa pisliklerine benziyorsun. Saç kesimin ve saatin yüzünden."
Önce saatime sonra da ona baktım. Saat gerçekten pahalıydı. "Toplantı odasındaki alfayı anladım ama neden pislik olanı?"
Beni süzdü, burnu kırıştı ve "Parfüm yüzünden. Çok güzel kokuyor. İyi erkekler asla bu kadar güzel kokmaz," dedi.
*****
"Sende neyi sevdiğimi söylemem gerek."
Başımı sallayarak yatağımdan kalktım. "Gerek yok."
"Yardımsever kalbin," dedikten sonra gözleri benimkilerle buluştu. "İnsanların görmesine izin vermiyorsun ve halkın gözünden sakınıyorsun ama dışarıdan bakan bir göz olarak yeterince dikkat ettiğim için gördüm ve bu çok güzel."
*****
"Hiçbir zaman süper romantik bir insan olmadığımdan bunları pek düşünmüyorum ama bir gün yanımda hayalideki erkeğin olmasını ister miyim? Evet. Annemi yalnızken gördüm ve onu gerçekten seven biriyle de gördüm. Çok daha mutlu ve stressiz. Bir gün bunu kendim için de istiyorum. Şimdi ihtiyacım var demiyorum ama bir gün." Gözlerimiz birleştiğinde sordum. "Peki ya sen? Bir gün hayalindeki kadını bulup yuva kuracağını düşünüyor musun?"
"Evet, sanırım bulacağım," derken hiç tereddüt etmedi.
"Bu cevabı detaylandırmak ister misin?"
Başını salladı. "Hayır, böyle iyiyim."
Gözlerimi devirdim. "Tanrım, insanı çileden çıkarıyorsun."
Güldü. "Neyi detaylandırmamı istediğini bilmiyorum. Onu bulacağımı düşünüyor muyum? Evet, düşünüyorum. Onun için hazır olduğumu düşünüyor muyum? Hayır. Ama hayat gerçekten böyle işlemiyor. Hazır olduğun zamanı beklemiyor. Bu yüzden ne zaman karşıma çıkarsa çıksın, onu nasıl mutlu edeceğimi bulmak için çırpınacağımı ve onu elimde tutmaya çalışacağımı biliyorum.
*****
"İnkar etmeye, görmezden gelmeye çalıştım ama sana olan ihtiyacım çok güçlendi, Lottie." Derin bir nefes alarak, "Senden daha fazlasını istiyorum. Bunun anlaşmamızın sınırlarını aştığını biliyorum ama sana karşı hislerim yokmuş gibi davranamam; çünkü var. Senden hoşlanıyorum, Lottie. Senden çok hoşlanıyorum."
"Bunu söylemeni beklemiyordum." Derin bir nefes aldı. Kahretsin, aynı şekilde hissetmiyordu.
Koltuktan kalktı ve ben gitmek üzere olduğunu düşünerek paniğe kapılmışken birasını bardak tutucuna koydu. Sonra yaklaşıp kucağıma oturdu. Elini enseme koyarak kısa saç tellerimle oynamaya başladı.
"Ben de senden çok hoşlanıyorum, Huxley. Bunu itiraf etmenin benim için ne kadar acı verici olduğunu bilmeni istiyorum."
İçim rahatlarken güldüm.
Eli yanağımı okşadı. "Kalbinle beni yavaş yavaş kazandın ve bunu söyleyeceğimi hiç düşünmemiştim. Her şey ilk başladığında, o kaya gibi sert göğsünün içinde bir kalp olduğundan emin değildim; ama şimdi onu sakladığını biliyorum."
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın