28 Mart 2023 Salı

0 Selvi Atıcı - Miço


~~~*~~~
Kaygı alnının ortasına yuva yapmıştı, ama yüzündeki gülümseme, hepsine resmen hareket çekiyordu. Ela, hayatla değil, önce kendiyle veriyordu savaşını ve görünen o ki, çenesini havaya dikmişti.
~~~*~~~
 

Bu kitabı, wattpadde yayınlanırken okumuştum ve orada yarım kalmış devamını merakla, heyecanla beklemiştim. Sonra bir duydum ki kitabı geliyor... zaten satışa sunulduğunda da hemen aldım ama henüz okumaya kendimi hazır hissetmediğimde dolayı bekletmiştim.

Şimdi ise Miço'nun yorumuyla karşınızdayım.

Öncelikle Selvi Atıcı'nın neredeyse bütün kitaplarını okumuş bir okurum. Neredeyse diyorum çünkü yanılmıyorsam bir ya da iki kitabı var henüz okumadığım ama onları aldığımdan emin olabilirsiniz. 

Yazarın kurgularını çok seviyorum. Çünkü bir şekilde güçlü kadın karakterleri yazıyor, o kadınların da karşısına çıkan erkek karakterler tam da onların dengi oluyor... Ben böyle karakterleri okumayı sevdiğim için de favori yazarlarımdan biri kendisi. Ayrıca, gereksiz abartma veya uzatma derdine girmiyor kurgularında, dolayısıyla da her şey dozunda ve olması gerektiği gibi oluyor. Okurken de keşke şurası şöyle olsaydı demiyorsunuz. Çünkü her şey olması gerektiği gibi ve kurguya tam da yakışan şekilde oluyor. 

Bu yüzden sizlere de yazarın kitaplarını tavsiye ederim. 


~~~*~~~
Düşündükçe mantığı üzerindeki hâkimiyeti kaybediyordu. Düşündükçe onu deliliğe sürükleyen bir noktaya ilerliyordu. Düşündükçe parçalanacakmış gibi hissediyordu. Düşündükçe canı ve ruhu öyle çok acıyordu ki, sırf bu acıdan kurtulmak için ölmek istiyordu. Ölmek, ölmek, ölmek...
~~~*~~~

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Ela ya da diğer bir deyişle Miço, babası - elinde büyüdüğü ve tek baba figürü olan üvey babası- tarafından uğradığı t*cevüz sonrasında annesi tarafından sokağa atılan 18 yaşında bir kız. Gidecek hiçbir yeri yokken, cebinde de 20 TL si haricinde parası yokken bir gece bir gırgıra -balıkçı teknesine- sığınır. Teknenin kaptanı genç kızı fark ettiğinde ve onun çaresizliğini de gördüğünde kızın haline acır ve gırgırın kamarasında kalmasını teklif eder. Karşılığında da teknede çalışacaktır. Diğer tayfalarla beraber... Kaptanın oğlu Miraç ise... babasının geçmişte yaptıklarından sonra yaşadıkları ve annesinin ölümünden de onu suçlu tutması sonucunda genç kızı teknede görünce babasını suçlar. Kızı da bu süre boyunca da eziyet edercesine çalıştırmaktan geri de durmaz. Ancak bu süre zarfından da Miraç, genç kızdan içten içe etkilense de ona hiçbir şekilde belli etmemektedir. Ama beraber çalıştıkları zaman sürecinde Miraç, Ela'nın geçmişten fazlasıyla yaralı olduğunu ama buna rağmen kendisine de güveniyor olmasının da farkındadır. Miraç'te bir tek Ela'ya daha farklı yanaşmaktadır, onunla daha rahat daha mutludur ancak ikisinin de geçmişindeki yaralar ve zorluklar her şekilde karşılarına çıkar... Çünkü Kaptan'ın geçmişte yaptığı hatalar Miraç'ın geleceğini etkilerken genç adamın aldığı kararlar da Ela ile olan geleceğini etkilemektedir. 

Miraç'ın bütün zorluklara rağmen pes etmeden çabalaması ve Ela'nın da geçmişindeki yarasına rağmen hayatta kalma çabasını okurken ikilinin aynı zamanda duygularını da keşfetmelerini ve kimseye güvenmedikleri kadar birbirlerine güvenmelerini okuyoruz. 

Öncelikle şunu söylemek istiyorum, kitabı giriş bölümünde yazarın bir uyarısı var... bence bu çok ince bir düşünce çünkü bu tür bir yarası olan bir insan için fazlasıyla hatırlatıcı, tetikleyici ve acı verici olabilir, bunu düşünmesi ve buna göre bir uyarı yazması çok çok ince bir düşünceydi. Kendisini bu konuda ayrıca takdir ettiğimi dile getirmek istiyorum. 👏

Günümüzde çok gördüğümüz, duyduğumuz bir olaya dair bir kurgu yazması, bunu kitaplarda da dile getirmesi de bence takdir edilmesi gereken bir konu...  kız/erkek çocuk, kadın, hayvan fark etmeksizin  o kadar çok duyuyoruz ki t*cavüz haberlerini böylesine hassas bir konuda bir kurgu olması ve bir genç kızın bunun altından kalkıp da hayatına sımsıkı sarılmasını okumak... Herkesin yaşama sımsıkı tutunması, adaletin her zaman uygulanmasa da senin hayatından hiçbir şeyin daha değerli olmadığını ve her şekilde savaşmaya değer bir hayat yaşayarak mutluluğu hak ettiklerinin kurgulanması oldukça iyiydi. Bunu bir de mutlu bir sonla okumak çok güzeldi. 


~~~*~~~
Hayat insanı kum saati gibi bir o yöne çeviriyordu bir bu yöne... Akmam dediğinde hayat da bitmiyordu. Kum nereye akıyorsa, o yöne alışıyordun.
~~~*~~~

Ela'nın ya da kitapta hep gördüğümüz Miço'nun bütün zorluklara rağmen ayakta kalması, yaşına rağmen pes etmemesi, savaşması çok güzel anlatılmıştı. Ela'nın kendi içindeki korkuları, yaşadıklarına karşı verdikleri tepkiler, hiçbir detay atlanmamış ve unutulmamıştı. Bu da zaten kurgunun daha iyi olmasını sağlamıştı. 

Miraç'ın babasına olan öfkesini yenemiyor oluşu, affedemiyor oluşu ve bütün isyanını, öfkesini kusması çok iyi anlatılmıştı. O duyguların dışa vurumu ve verilen tepkiler çok iyi kurgulanmıştı. Hatta babasıyla olan ilişkisi de öyle... 

Ela'ya karşı tutumu, genç kızı önce yanlış anlaması ve sonrasında ise hatasını fark etmesi ve buna göre davranması da güzeldi. Kızı önce anlamadan yargıladı sonra da gerçekleri fark edince tavrı çok değişmese de en azından kızı saçma sıfatlarla yaralamadı. 

Ela'nın Miraç'a karşı tutumuna karşılık genç adamın kıza yaptığı jestler çok güzeldi. Kitap alması, onunla ilgili detayları fark etmesi, hatta zaman zaman kızı gülümsetebilmek için attığı adımlar çok güzeldi. 

Geceleri genç kızı kontrol etmesi, ona göz kulak olması da öyle... aslında içten içe keşfetmemiş olsa da kıza aşık oluşu çok iyiydi. 

Ela'nın da aslında çevresindeki herkese karşı olan seviyesine karşı Miraç'la öyle olmaması, ona daha rahat ve daha konuşkan olması çok güzeldi. Aslında bütün korkularından genç adama olan güveni sayesinde yavaş yavaş sıyrılıyor olması da çok güzeldi. 

Miraç'ın mezuniyet gecesi resmen romantiklik kokuyordu. Çünkü bir yandan her ikisinin de duyguları tarafından sarsıldığı yer oldu o gece... 

Miraç'ın geleceğine dair aldığı kararlara karşılık Ela içi vazgeçtikleri de çok romantikti. Normalde benim asla yapmayacağım bir şey diyorum, kariyerim söz konusu olduğunda önümde kimseyi tutmam diyorum ama kitaplarda böyle detayları okumayı da içimdeki romantik çok seviyor 🙈

Bu arada Miraç ile Ela'nın yattaki nikahlarından sonra çalan şu şarkıyı buraya bırakmazsam asla olmazdı. Cem Adrian'ın Ben Seni Çok Sevdim şarkısıydı. Dinlemek isteyenler için de aşağıya videoyu bırakıyorum 😇


~~~*~~~
Evet, başlarda birbirlerinden nefret etmişlerdi. Fakat zamanla her şey farklılaşmış, onlar birbirlerini belki de birbirleri hakkında hiç konuşmadan tanımışlardı. 
~~~*~~~



~~~*~~~
Gencecik yaşına rağmen gözlerini gören bir insan irkilmekten kendini alamazdı. Miço, insana öyle bakardı. Can yakardı. Ruhu sızlatırdı ama o gece... Gözlerinde öylesine bir parıltı daha önce hiç görmemişti. Ürkekliğin arasından havai fişek gibi patlıyordu.
~~~*~~~

Gırgırın tayfası, birbirleriyle iletişimleri çok güzeldi. Tam bir aile gibiydiler, takılmalar, atışmalar, tartışmalar çok eğlenceli anlatılmıştı. Hep söylüyorum kitaplarda böyle detayları görmeyi seviyorum. Özellikle okuduğum karakterlerde kendimden, çevremden detaylar görmek beni her zaman memnun eder ve bu ekibin birbiriyle iletişimi de beni memnun etti zaman zaman benim de işyerindeki arkadaşlarımla, ekibimle sohbetlerim gibiydi. 😀

Ekrem, tam da Miraç ve Ela için dost oldu... başlarda bir vukuata sebep olur mu acaba diye düşündüm çünkü kitaplarda o kadar çok 3. karakter entrikasına alışmışız ki... ama öyle bir şey okumamak çok iyi geldi açıkçası. Hatta bence Ela ve Miraç için en büyük destekçi de oydu... 

Ah bir de hem kaptanın hem de Miraç'ın sırf Ela'nın bir geleceği olsun diye çabalaması ve onu tekne eğitimleri ve sınavlarına hazırlayarak kaptan olmasına yardım etmeleri de çok güzeldi. Belki çoğu kişinin umursamayacağı şeyleri umursamaları ve genç kızın ayakları üzerinde durabilmesini sağlamaları süperdi. 👌

Kitabın sonları resmen göz dolduran cinstendi çünkü Ela ve Miraç'ın düğünlerinden sonra yaşananlar... geçmişinde travması olan bir genç kızın evlenince yaşayacağı dehşeti, korkuyu ve kararsızlıkları gözler önüne serdi. Aslında hayat hiç de kolay değil dedirtti. Hele ki Miraç'a "Senin için"...  "Kızım için" dediği noktada koptum ben... 

Tamam susuyorum yoksa çok fena spoiler vereceğim... zaten kendimi çok sınırda dolaşıyor gibi hissediyorum o yüzden daha fazla uzatmayacağım. 

Ah bu arada söylemezsem içimde kalır... o son bölüm... final bölümü... işte o bölüm aklıma şey sorusu getirdi..."Acaba buradan bir hikaye çıkar mı?" Nedense öyle hissettim tabi o kısmı yazarımız bilir ama Ela, Miraç ve Esma'yı öyle mutlu görmek çoook güzel bir son oldu 😍💜

Kitabı tavsiye eder miyim? Şaka mı yapıyorsunuz? Tabi ki tavsiye ediyorum, bence mutlaka deneyin! Hatta yazarın bütün kitaplarını okuyun! 

Kitaba dair puanım 5 üzerinden 5 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟🌟


~~~*~~~
Ela, ona inanmak ister gibi bakıyordu. Yumru olmuş elleri göğsünde duruyordu. Yutkundu. "Gidecek..." boğazını temizledi. "Bırakacak mısın?"

Miraç, inleyerek onu tekrar öptü. O, Ela'yı nasıl bir yangınla seviyorsa karısı da onu öyle seviyordu. Gözlerinde birçok korku aynı anda yüzüyordu. Başını iki yana salladı. "Bir yere gitmiyorum. Senden kopamıyorum." Alnını alnına dayadı. "Kaptan, ben sensiz olamıyorum."
~~~*~~~




Kitabın adı     : Miço
Yazarı            : Selvi Atıcı
Yayınevi         : Nemesis Kitap
Sayfa sayısı    : 312

Kitabın tanıtım yazısı: 

“Çaresizlik, elinde kalan en berbat seçeneğin bile,
bir yıldız gibi parlamasına neden oluyordu.
Çaresizdi. Hem de dibine kadar!”

Ama bu, en güvendiğinden sırtına darbe alan Ela’yı yıldırmadı. Yaşadığı korkunç geceden sonra iki seçeneği vardı; ya ölecekti ya da mücadele edecekti. Ve o, zor olanı seçti. Savaştı.
Hem geleceğiyle, hem bugünüyle hem geçmişiyle…

Bir de karşısına çıktığında kendisinden nefret eden Miraç Çalış’a karşı verdiği mücadele vardı. Belki de bu, onun savaşının en zorlu etabıydı. Eğer Ela, Miraç’la girdiği bu yoğun çarpışmadan galip gelirse, belki de bütün dünyaya karşı kendisini galip sayacaktı. Çünkü Miraç Çalış, istediği zaman hayatın en zorlu sınavı olabiliyordu.







Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın