21 Aralık 2023 Perşembe

0 FİLM YORUMU // Train to Busan

Bu filmi onlarca kez izlemişimdir ama yine izledim. Ama açıkçası hiç baştan izlememiştim ve izlemeye her başladığımda genelde trende oluyorlardı. Bu kez en baştan denk gelince dedim izleyeyim. 

Ah ama demesem de olurmuş çünkü ertesi gün işe gideceğimi bile bile izledim ve karşılığında da 5 saatlik uykuyla işteyim. 😴

Neyse, aslında ben genelde zombi temalı filmleri çok severim, bu filmi de bu kadar çok izleme sebebim biraz da bu sanırım. Çünkü cidden severek izlediğim filmlerden biri oldu. 

Bu arada ayy zombi filmi korkudur falan diye düşünmeyin, film aynı zamanda bir dramda. 

Filmin Adı    : Train to Busan (Zombi Ekspresi) 
Süresi           : 1 saat 58 dakika
Türü             : Korku - Gizem - Gerilim - Aksiyon - Dram
Yaş Sınırı      : +15
Yapım tarihi : 2016
Oyuncular  : Gong Yoo, Jung Yu-mi, Ma Dong-seok, Su-an Kim, Kim Eui-sung, Choi Woo-sik, Sohee, Choi Gwi-hwa, Jang Hyuk-jin, 

Puanım        : 9 / 10

Bu filmde Gong Yoo'nun oynadığını ve Choi Woo-sik, izlediğim K-Drama'lardan tanımak ve bu filmi bu şekilde izlemek daha güzeldi. Çünkü ilk izlediğimde fark etmemiştim, tanımıyordum bu oyuncuları şimdi görmek çok güzeldi. 😀

 

Filmin kısaca konusuna gelirse; bir kimyasal atık insanların DNA'sıyla oynaması sonucunda bulaşanlar zombi olmaya ve vahşileşmeye başlarlar. Ardından yavaş yavaş yayılmaya başlar. Seok-woo'da kızı Soo-an'ı Busan'daki annesine götürmek ve karısıyla tekrar konuşabilmek adına Busan trenine binerler. Trende salgın kendini göstermeye başlar. İki kişide görülen salgın daha sonra ısırılmayla diğerlerine de bulaşmaya başlar. Trendeki insanlar kendilerini zombilerden korumak için vagonlara kendilerini kapatırlar. Bu şekilde güvende kalacak ısırılmayacaklardır. Ancak güvenli olduğu düşünülen bir istasyonda durduklarında işler iyice karmaşıklaşır çünkü askeri kontrol altına alındığı söylenen istasyon aslında kontrolden çıkmıştır ve askerlerde zombi olmuştur. Trenden inip de istasyonun içinde zombilerle karşılaşan trendeki insanlar durumun ciddiyetinin daha da farkına varır. Trene geri binmeye ve Busan'a kadar durmadan devam etmeye çalışırlar. Ancak şöyle bir tehlike vardır. Trene binerken hepsi bölünmüş, başka vagonlara geçmişlerdir. Şimdi bir araya gelmeleri lazım ve Busan'a ulaşmanın yollarını bulmalılar. Çünkü son haberlere göre Busan güvenli bölge haline gelmiştir. 

Öncelikle şunu söylemeliyim ki en başta da dediğim gibi filmin fazlasıyla dramı vardı. Baba kız arasındaki ilişkiye değinmesi, adamın bencilce istekleri ve kendi işiyle alakası olarak kızıyla ilgili kaçırdıklarına değinmeleri de dram sahnelerindendi. O sahneler çok güzeldi. 

Bunun yanı sıra bir tane bencil bir adam vardı kendi hayatı için herkesi ölüme atan bir adam... onu da işte dedim su testisi su yolunda kırıldı. 

Hamile kadının eşi... Sang-hwa... adam ya bence filmin en güzel ve en iyi adamlarından biriydi. Karısını korumak için çabası... diyalogları... hatta öyle ki küçük kız Soo-an'ı bile koruma çabası çok güzeldi. 
Hatta öyle ki filmin başlarında Seok-woo, onu ve karısını vagona alma tereddütü yaşarken bile istasyonda kaçarken kendisi hiç düşünmeden yardım eli uzattı. Çok iyi yürekli bir adamdın. Sonra da zaten diğerlerini ve karısını kurtarmak için de kendini feda etti. Çok iyi sahnelerden biriydi orası da... bence yürek burkan sahnelerden de. 

Bir şekilde Busan'a ulaşma çabaları, trenin makinistinin de çabalaması, daha fazla insanı kurtarabilmek için çaba harcarken acımasızca kurban edilmesi... çok iyi detaylardı. 

Filmin sonunda sadece iki kişinin kurtulması... filmin en fena sahnelerindendi. Sadece küçük kızın ve hamile kadının hayatta kalması için son ana kadar çaba harcadılar. Hatta evsiz olan adamın bile onların hayatta kalmaları için kendini feda etmesi... 

Filmin sonunda Busan'a ulaştıklarında ve hayatta kalmak için... daha da önemlisi onca badireyi atlatıp hayatta kalmışken askerlere öldürün emrinin verilmesi izlemeyen kişiyi baya dumura uğratır cinstendi ama bu kız izlediği için öyle etki yaratmadı ama yine de küçük kızın babası için öğrendiği şarkıyı söylemesi... filmin en dokunaklı sahnesiydi. 

Ama söylemezsem içimde kalır, liseli gençler vardı. Okulun muhtemelen beyzbol takımındalardı. Bir grup liseli genç... onlar çok fena gitti ya o çocuklara çok üzüldüm. Hele ikisi sonuna kadar gelip de bencil bir herifin kurbanı olmaları çok fena... 

Aslında evet vahşi sahneleri vardı, sonuçta zombili filmdi, bu tür filmlerden etkilenenler için de aynı zamanda dehşet verici olabilir ama filmin öyle bir boyutu da vardı ki... insan sevdikleri için her şeyi yapabilir. Bir de içindeki iyi bir insan olduğu için... 

Annem hep söylerdi ve onun sözünü dikkate alarak izledikten sonra haklı olduğunu düşünüyorum. "Her korku filminin ardında bir dram yatar." cidden bu filmde de görünün ardında aslında bir dram vardı. 

Ben severek izledim. Ki dediğim gibi kaçıncı izleyişim kim bilir ama severek izlediğim filmlerden biri. Bu tür filmleri seviyorsanız asla kaçırmayın. 




Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın