~~~*~~~
Halihazırda sevdiği şeylerin hepsini zaten kaybeden bir adamın biraz dengesizleşmesi ve bunun tekrar olabileceğinden korkması normaldi.
~~~*~~~
Ve Mafya kitaplarına devam ediyorum. Bu seri aman aman güzel bir seri değil, çerezlik bir seri de ama değişik bir şekilde hoşuma giden bir seri ve her kitabını da okumaya devam edeceğim serilerden.
Toplamda 9 kitaplık bir seri ve ülkemizde şuanda sadece 2.kitabı çıktı. Umarım Artemis uzun süre bekletmez bizi seriyi tamamlama konusunda.
Her kitap başka bir karakteri anlatsa da kurgu bütünlüğü ve olay döngüsü bakımından sıralı okunmalı bu yüzden size tavsiyem seriye ortadan bodoslama dalmamanızdır.
~~~*~~~
Acı verecek kadar güzel bir varlığın nasıl olup da bana irkilmeden bakmaya katlanabildiğini merak ettim.
~~~*~~~
Kitabın kısaca kurgusuna değinmek gerekirse; Mikhail Rus Mafya'sının daha doğrusu Bratva'nın Kasabı olarak anılan ve zamanında gördüğü işkenceler yüzünden yüzü ve bedeni yaralı olan Mikhael anlaşma gerekir İtalyan Mafyası'nın güzle kızı olarak anılan ama geçirdiği kaza sonucunda konuşma engeli olan Bianca ile evlenmek zorunda kalır. Her ne kadar Biri yaraları yüzünden bir de konuşamaması yüzünden kusurlu olsa da ikisi aslında birbirlerinden ciddi olarak etkilenmektedir. Özellikle de Mikhail, Bianca'yı daha öncesinde görmüş, onu bale yaparken izlemiş ve gizliden gizliye onun yanına kendini yakıştıramadığı için de bunun bir hayalden öteye gitmeyeceğinin farkındalığıyla uzaktan uzağa hayranlığını yaşamaktayken bu evlilik işi ve Bianca'nın sadece kendisine ait olması hissi ile de baş etmeye çalışmaktadır. Bianca ise Mikhael'in beklediği gibi biri olmaması, dışarıdaki otoritesi ve korkutuculuğuna karşılık evdeki halleri genç kadını baya şaşkınlığa uğratsa da tanıdığı adamlara benzememesi onu daha da ilgi çekici kılmaktadır. Bütün bunların yanında Mikhael'in küçük bir kızı olması ve her ne kadar korkutucu kişiliği olsa da kızına karşı iyi bir baba olması da Bianca'nın duygularını harekete geçirmektedir. Ancak önlerinde oldukça büyük engeller de oluşmaktadır. İkili aşklarını yaşamaya, mutlu olmaya çabalamaya başladıkları anda Bianca'nın babasının bazı planları ortalığı karıştırır. Çünkü işin içine ihaneti ve mafya arası savaşı başlatabilecek hamlelerdir. Bianca ve Mikhael'in bu durum karşısındaki halleri, tavırları ve birbirlerine olan güvenleri aşkları mı kazanacak yoksa birbirlerinden kopacaklar mı okuyarak görüyoruz.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki Mikhael'in Bianca'ya olan hayranlığı, her gösterisinden sonra bıraktığı sarı gül detayı çok güzeldi. O kısımlarda onun hissettiği o kalp kırıklığı çok fenaydı da.
Ah bu arada Bianca profesyonel bir balerin ve ne yazık ki bırakmak zorunda kalıyor. Başlar da Mikhael bunu bilmiyor daha sonra yani evlenecekleri zaman hayranı olduğu kadının karısı olacağı kararı veriliyor. Bu kısımlarda Mikhael'in duyguları ve düşünceleri çok iyiydi.
~~~*~~~
Daha iyi bir adam olsaydım onu gönderir, nikahı iptal eder ve onu özgür bırakırdım. Sanırım ben kötü bir adamdım çünkü onu bırakmak gibi bir planım yoktu.
~~~*~~~
Bianca'nın Mikhael'e herkes canavarmış gibi yaklaşırken, normal bir adam gibi yaklaşması, yaralarını umursamaması, onunla ilgilenmesi çok güzeldi. Seven bir kadın gibiydi ve çok tatlıydılar. Zaten Mikhael'de bu duruma o kadar yabancı ki bunu görmesi, yaşaması baya adamı şaşırttı.
Mikhael'in Lena'ya karşı tavrı, ilgisi, sevgisi çok güzeldi. Tam bir kız babası modundaydı ve onu böyle sevgi pıtırcığı halini görmek, küçük bir kızın parmağında oynatmasına izin verdiğini görmek çok tatlıydı. Babalığı çok güzeldi ve bunu okumak da paha biçilemezdi.
Bianca ile Lena'nın iletişimi de çok tatlıydı. Zaten Bianca, Lena ve Mikhael üçlüsünü bir arada okumak... ki öyle sahneler çoktu... tam bir mutlu aile tablosu gibiydi. Yüzümde gülümseme ile okuduğum satırlardı.
Bunun yanında Mikhael'in işleri, yaptıklarını daha fazla okumak isterdim. O kısımlarda azıcık daha detay isterdim.
Nina ve Petrov'u görmek de güzeldi. Onların ilişkilerini hep çok seviyorum bunda da görmek çok güzeldi.
Bunun yanında kitapta en sevdiğim hatta seride en sevdiğim şey okuduğum iki kitapta da kusursuz karakterler yoktu. Karakterlerin kusurları olması ve bunları doğal bir şekilde anlatılmasını çok sevdim. İlk kitapta da böyleydi durum bu kitapta da öyle... bence üçüncü kitapta öyle olacak çünkü Sergei bir sonraki kitap ve o da azıcık kaçık bir karakter 😎
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 3 veriyorum. 🌟🌟🌟
~~~*~~~
Şakağıma silahı dayayıp çekebilirdi ve onu durdurmak için tek parmağımı oynatmazdım.
~~~*~~~
Perfectly Imperfect
Kitabın adı : Kırgın Fısıltılar
Orijinal adı : Broken Whispers
Yazarı : Neva Altaj
Çevirmen : Tuba Özkat
Seri Bilgisi : Perfectly Imperfect #2
Yayınevi : Artemis
Sayfa sayısı : 232
Kitabın tanıtım yazısı:
Tuvaldeki Yaralar ile okurların beğenisini kazanan Neva Altaj, yeni kitabı Kırgın Fısıltılar’da anlaşmalı bir evlilikle bir araya gelen iki yaralı karakterin hikâyesini anlatıyor.
Mikhail
İtalyan ve Rus mafyaları savaşta.
Ortalık toz duman.
İki taraf da acımasız, insafsız ve affetmez.
Ama sonra, dünyalarımızı birleştirmek için bir karar verildi.
İki taraf arasında bir evlilik.
İtalyan mafyasının en güzel kızı,
Ve Bratva’nın en korkulan canavarı.
Onu o kadar uzun zamandır uzaktan seviyordum ki.
Sonunda benim oldu.
Ama gerçekte kim olduğumu anlayınca
Benden kaçacak mı?
Bianca
Kardeşim için her şeyi yaparım.
Onun güvende olması için
Bratva’dan biriyle evlenmek dahil.
Saldırgan, taş kalpli bir vahşi bekliyordum.
Ama hayrete düştüm.
Bu yaralı, korkutucu adam
İstediğim her şeye sahip.
Şimdi sıra bende.
Onun duvarlarını aşmam gerek.
Ve aramızdaki engelleri yok etmek için
Tek sahip olduğum kırgın fısıltılar… .jpeg)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın