3 Şubat 2024 Cumartesi

2 ALINTILAR // Nora Roberts - Hain Ölüm (Ölüm Serisi #12)



 Kitabın yorumu için tıklayınız!







Roarke elindeki kadehi sehpaya bırakarak Eve'in yanına gitti ve yüzünü ellerinin arasına aldı. Dudaklarını karısının alnına dayayarak yavaşça öptü. "Bu sefer her ikimiz için de zor olacak. Sen bu davayı kapamadan önce sana söyleyebileceğim kötü şeyler için şimdiden özür dilerim."

"Pekala." Eve, evlilik denen şey tam bir muamma, diye düşündü. O da Roarke'ın yüzünü ellerinin arasına alarak dudaklarına uzun ve ateşli bir öpücük kondurdu. "Bu da benim söyleyebileceğim muhtemelen daha kötü sözler için."

Roarke kollarını ona doladı. "Şimdi kötü bir şey söylesene. Ama gerçekten kötü bir şey. Yani madem ki bir otel odasındayız, sonrasında hemen telafi etmeye başlayabilirsin."

Eve gülerek, "Pis sapık," dedi ve onu itti.

"Ah!" Roarke, Eve'in arkasından kapıya doğru yürümeye başlamıştı bile. "Bunu galiba daha sonra telafi edeceksin."


*****


Eve, Roarke'a doğru giderek elleriyle omuzlarını kavradı. "Mantıklı düşün. Senin ona verdiğin bir şey yok. O alıyor. Zihnini böyle karıştırmasına izin verirsen ona istediğini vermiş olursun. Seni ele geçirdiğini bilirse o kazanır."

"Eğer bilmesini sağlarsam belki benim karşıma çıkar."

"Belki. Ben de düşündüm bunu ama öyle değil..." Eve ellerini aşağı yukarı indirerek onun kollarını okşuyordu. Onu sakinleştirmeye yönelik içgüdüsel bir çabaydı. "Kalbimle düşündüğüm öyle. Kafamı kullandığımda ise öyle olmadığını görüyorum. Senin ölmeni falan istemiyor. Yaralanmanı istiyor. Ne demek istediğimi anlıyor musun? Senin dağıldığını, acı içinde olduğunu... tam da şu andaki gibi olmanı istiyor."


*****


"Teğmen çok ince bir çizgide dolaşıyorsun."

Öfkesi yavaş yavaş dışarı taşıyordu. Hedef Eve'di. Tam da Eve'in planladığı gibi. Henüz soğumamıştı. Henüz değil, diye düşündü. Ama olacaktı. 

"Denge konusunda iyiyimdir.

"Yeteneğini başka yerde kullan. Şu anda ne içkini, ne eşliğini ne de kişisel tavsiyelerini istiyorum."

"Tamam brendiyi ben içerim." Eve brendiden nefret ederdi. "Kişisel tavsiye de vermem." Oturarak Roarke'ın kucağına doğru yanaştı. "Fakat hiçbir yere gitmiyorum."

Roarke onu omuzlarından tutarak uzaklaştırdı. "O halde ben giderim."

Eve ne yapacağını bilemeden kollarını kocasının boynuna doladı. Hayır gidemezsin. Tanrım! Canım sıkkınken ben de bu kadar bela mı oluyorum?"

Roarke derin bir nefes aldı. Sonra mağlup bir havaya alnını karısının yüzüne dayadı. "Her zaman belasın sen. "



*****


"Bir keresinde sen, ben, Brian ve Jack, Tommy ve Shawn ev yapımı birayla kafaları bulmuştuk. Oturup konuşurken ortaya dünyada en çok istediğimiz ve ihtiyacımız olan şeyin ne olduğu sorusu ortaya çıkmıştı. Sahip olmak için elimizdeki diğer her şeyden vazgeçeceğimiz şey. Hatırlıyor musun Mick?"

"Evet. Bira bizi felsefi bir kafaya taşımıştı. Beni paradan daha çok tatmin edecek bir şey olmadığını söylemiştim. Öyle olursa kalan her şeyi zaten alabilirdim hatırlıyor musun? Ve yanlış hatırlamıyorsam Shawn, her zamanki gibi Shawn'lığını yapmış ve bir filinki kadar büyük bir alet istemişti. Ama sanırım bizden daha fazla uçtuğu için istediğinin lojistik bakımdan uygunsuzluğunu hesaba katamıyordu."

Mick arkadaşına dönerek yüzünü inceledi. "Şimdi düşünüyorum da senin bir şey söylediğini hatırlamıyorum. Hiç bir şey seçmemiştin."

"Doğru seçmemiştim. Çünkü ne olabileceğini bilmiyordum. Özgürlük, para, babamdan dayak yemeden geçireceğim bir hafta. Bir türlü karar verememiştim. O yüzden de bir şey söylememiştim. Ama artık biliyorum. Eveç Benim en çok istediğim ve en çok ihtiyaç duyduğum o tek şey Eve."



*****


Güne ölümün yasını tutarak değil, yaşamı kutlayarak başlayacağız.



 

 

  

 

 

2 yorum :

  1. Spoiler olur diye alıntılara bakmıyorum, yoruma geçiyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, olur valla, genelde spoilersız seçmeye çalışıyorum ancak arada kaçabiliyor bazen

      Sil

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın