22 Şubat 2024 Perşembe

0 L. J. Shen - Öfkeli Tanrı (All Saint Lisesi #3)



~~~*~~~
"Sevmiş ve kaybetmiş olmak, hiç sevmemiş olmaktan daha iyidir."
~~~*~~~ 
 

All Saint High ya da Türkçe adıyla All Saint Lisesi Serisi'nin 3. kitabını da okudum. Vaughn Spencer'ın hikayesiydi. 

Öncelikle seri kesinlikle +18 olduğunu söylemeliyim. Erotizm detayları dolayısıyla yaş sınırına takılıyor ve azıcık da dark romans detayı barındırıyor bu yüzden de takılıyor bu engele... diğer kitaplardan biraz farklı olduğunu bilerek okuyun derim, eğer okumayı planlıyorsunuz. 

Seri 4 kitaptan oluşuyor ve biz 3. kitaba kadar okuduk umarım son kitabı da kısa zamanda çıkarır da bir serinin bitmiş olmasıyla gururlanırız. 

Bunun yanı sıra ne öğrendim... kitabın sonunda teşekkürler yazısında Sinner Serisi'nin çocuklarının hikayeleri bu seriyi oluşturmuş. Baba ve annelerinin hikayeleri de Sinner Serisi... açıkçası Vaughn'un anne babasının hikayesini çok merak ettim umarım Olimpos Yayınları onların da serisine el atar 😇


~~~*~~~
Odadaki en sessiz adam aynı zamanda en ölümcül olandır.
~~~*~~~ 

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; diğer iki kitaptan da tanıdığımız herkese, her şeye öfkeli olan ama kızlara bir pislik gibi davranan ve ulu orta oral seks yapmaktan kaçınmayan Vaughn Spencer'ın geçmişinden gelen bir takıntısı vardır. Henüz dokuz yaşındayken tanıştığı Lenora şimdi All Saint Lisesi'ne gelmiştir. Lenora, Vaughn için tüm geçmişini hatırlatan, içindeki intikamı körükleyen her detayda yer almaktadır. Çünkü geçmişten gelen ve kendi içini kemirmesine, içini nefretle doldurmasına sebep olan sırrın ortağıdır. Lenora, lisede sadece bir dönem geçirecek sonrasında geldiği yere İngiltere'deki sanat okulunun staj programına dahil olmayı amaçlamaktadır ancak Vaughn da staj programına dahil olmak gibi bir amacı vardır. Üstelik sadece iki stajyer aldıkları bur programda Vaughn kesin girebilmek için bütün adımlarını atmıştır da. Geçirmeleri gereken bir yıllık lise hayatlarında birbirlerine yeterince zorbalık yaptıktan sonra staj programında Vaughn'un asistanı olan Lenora'yı oldukça problemli bir altı ay beklemektedir. Çünkü geçmişten gelen intikam hırsı Vaughn'a artık harete geçirirken bunun zararları Lenora'ya kadar ulaşacaktır. İkili arasındaki küçüklükten beri gelen o çekim artık daha yetişkin bir çekime dönmektedir. Üstelik ikisi de farkına varmadan birbirlerine aşık olmaktadır. Her ne kadar bunu kabullenmeseler de fark etmeseler de durum buyken her ikisini de yakıp kavuran o sır açığa çıktığında her şey yerle bir olacaktır. Vermeleri gereken o savaş aşkları mı intikamı mı besleyecek kitapta... 

Öncelikle şunu söylemeliyim ki sırrın ne olduğunu ilk başlarda ne olduğunu anlamasam da henüz açıklanmadan hatta ikili İngiltere'ye gitmeden anladım. Çünkü Vaughn'u böylesine bir adam haline getiren, Lenora'ya kaşrı durduk yere böylesine hırslandıran şeyin ne olduğunu çözmek çok zor olmadı benim için. Çünkü o tür detaylı kitapları çok okudum ve insanlardaki etkilerini sanırım bazı detaylardan anlayabiliyorum. 

Tabi ki o sırrı spoiler olmasın diye söylemeyeceğim. 🙊


~~~*~~~
"Kilidini posta kodunu, saçını, gardırobunu, tüm kahrolası hayatını değiştirebilişin, yine de seni her zaman bulacağım. Bu konuda beni küçümseme."
~~~*~~~ 


Vaughn'un kendi kendine geliştirdiği o karakter, yıkılmaz duruşu, bütün o duygusuzum kalpsizim duvarlarının altında barındırdığı nefret, sevgi çok güzel anlatılmıştı. Cidden ben de genç adama okurken hayran oldum. 

Lenora'yla uğraşırken de alttan alta kızı koruma çabası da çok güzeldi. Sanki ben her şeyi yaparım ama başkası yapamaz modunda koruyucu olması çok iyiydi. 

Lenora ise... zaten annesinin kaybından sonra baş etmek zorunda kaldığı o ruhsal bunalıma rağmen ayakta durabilmesi onun içinde barındırdığı o küçük güçlü kadın profili çok güzel kurgulanmıştı. Bu kitapta bir kere daha gördük ki bir baba iki kız çocuğuyla bir başına kaldığında baya bocalayabiliyor özellikle de duygusal anlamda. Lenora'nın babasında bunu çok iyi gördük. Kızlarını belli ki çok seviyor ama nasıl davranması gerektiğini bilemiyor gibiydi. 

Poppy'i görmek çok iyiydi. İkinci kitapta adını okumuştum çünkü Knight'ın okuldan sevgilisiydi. Onun da neler yaşadığını, ayrılıkta neler hissettiğini gördük. Bir de onun o s*rtük arkadaşlarının acımasızlığını... Özellikle Arabella... yemin ederim o kızı parçalardım. Bizim karakterlerimiz yine iyi davrandı.😡

Arabella'nın özellikle de İngiltere'deki okulda yaptıkları... resmen Lenora'ya hayatı cehenneme çevirmeye ant içmiş gibiydi. Gerçi kitabın sonunda gerçekleri öğreniyoruz ama böyle pislik olmasına sebep değil bu tabi... Canın yandığında başkasının canını yakarak acısını hafifletemezsin.

Kitapta heykellerle ve sanatla ilgili detaylar çok güzeldi öyle ki heykellerin tasvirleri çok iyi yapılmıştı karşımdaymış gibi canlandırabildim neye benzediklerini. 


~~~*~~~
"Sen benim çikolatalı kekimin yarısısın. Güney Fransa'daki o yaz yüzünü ilk kez gördüğümde sonsuza dek seveceğimi anladığım kızsın."
~~~*~~~ 


Vaughn ile Lenora arasındaki ilişki çok iyiydi. Zaten kitabın dark romans detayları da onların ilişkilerinde gizliydi. Yavaş yavaş aşkı keşfetmeleri, birbirlerinden uzak kalamamaları, birbirlerinde kimsenin görmediklerini görmeleri, meydan okumaları çok güzeldi. Aslında farkında olmadan birbirlerine duydukları ihtiyaçlar da öyle. Hatta birbirlerini kışkırtmaları bile harikaydı.

Lenora'nın kendiyle dalga geçenlere verdiği tepkiler, hiç de onların istediği gibi histeriye yakalanmadan dalga geçerek küstahça karşılık vermesine bayıldım. 

Harry detayı... tam bir pisliksin adamım. 😡 Sonunda hak ettiğini buldun da! 😡

Vaughn'ın kendi kendine intikam alma çabası, planları çok iyiydi hatta bu konuda Lenora ile yüzleşmesi de öyle. Birbirlerinden hiç sır saklamamaları da öyle... 

Ama bence kitabın en güzel detayı... Baron Sprencer'ın oğlunu tanıma kısmıydı. Vaughn'ın ne yapacağını, nasıl davranacağını fark etmesi ve adım atması süperdi. Çünkü oğlunun düşeceğini görüp onu düşmeden tutması, onun intikamını ve sebeplerini anlaması, oğlunun yapamayacağı sonrasında belki de yapamadı diye pişman olacağı o intikamı onun yerine alması da çok süperdi. O detaylar... bence kitabın belki de en yüreğe dokunan kısmıydı. Çünkü Vaughn ilk defa belki de bir genç gibi davranıp babasına bütün sorumluluğu bıraktı.

Kitabın sonu çok tatlıydı. Her ikisi de yine iddialaşmalar, meydan okumalarla birlikteliklerine devam ederken fark ettim ki mutlu sonları çok seviyorum. Özellikle de geçmişten yaralı olan insanların mutlu sonu olmasını... Çünkü herkes aksini düşünse de kendi mutlu sonunu hak eder. 😇


~~~*~~~
Hayatımda ilk kez babamın benimle ilgilenmesine izin verdim. Saçmalıklarımla uğraşmasına. Bana yardım etmesine.
~~~*~~~ 


Tam genç kurguları okumayacağım, artık bana hitap etmiyor dediğim noktada böyle kitaplar okuyorum ve sonra diyorum ki... şans ver İnci. 😂 Gerçi bu yazarı seviyorum onun genç kurgularına varım ben 😇

Ah bu arada sırrın ne olduğunu tahmin etmiştim. Eğer ki tahmin ettiğimin haricinde bir şey çıksaydı puan kırardım çünkü kitapta bu olayın büyütülmesi detayı, yarattığı travması göz önüne alındığında beklediğim buydu. Çünkü asla hafife alınmayacak bir şeydi bu. Ancak başka bir şey çıksaydı beklentimi karşılayamazdı. 

Kitaba dair puanım ise 5 üzerinden 5 oldu. 🌟🌟🌟🌟🌟


~~~*~~~
Nasıl kalbimin atmasını durduramıyorsam onu istemeyi de durduramıyor gibiydim. Hissettiğim şey için bir kelime vardı ama söylemek, düşünmek, aklımdan dahi geçirmek istemiyorum.
~~~*~~~ 


All Saints Lisesi Serisi


Kitabın adı    : Öfkeli Tanrı
Orijinal adı    : Angry God
Yazarı           : L. J. Shen
Çevirmen       : Defne Çobanoğlu
Seri Bilgisi      : All Saints High #3
Yayınevi         : Olimpos 
Sayfa sayısı    : 416


Kitabın tanıtım yazısı: 

Ona Öfkeli Tanrı diyorlardı.

Bana kalırsa kalpsiz bir prensten fazlası değildi.

Yaptıklarından sonra ona karşı hissedebildiğim tek şey kindi.

Ailesi bu kasabayı, polisi ve burada yaşayan her vatandaşı avucunun içinde tutuyordu. Her hafta sonu başka kızla takılarak, kalpleri ve burunları kırıp kuralları yıkarak yaşasa da bir şekilde okulda bana zorbalık yapacak zamanı bulabiliyordu.

Var gücümle ona dayanarak liseden mezun olacağım günü iple çektim.
Oysa okyanus ötesine kadar peşimden geleceğini hiç düşünmemiştim.

Ama işte buradaydı; bir stajyer, savurgan bir heykeltıraş ve lanet bir dâhi olarak benimle birlikte Londra’nın eteklerindeki bu karanlık, heybetli kaleye taşınmıştı.

Carlisle Hazırlık Okulu’nun perili olduğunu söylerler. Haklılar. Ama burası aynı zamanda ikimizin korkunç sırlarını da saklıyordu.

Vaughn geçmişindeki hayaletleri öldürebileceğini sansa da bilmediği bir şey vardı.
Öldürdüğü şey benim kalbimdi. 








Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın