*****
Bazen hayatın temelleri bize çok zayıf görünüyor olabilirdi ama belki de bu hassasiyet sebebiyle onun üzerine titriyorduk. Belki de içten içe hayatı sevdiğimiz için onu kaybetmekten bu kadar korkuyorduk.
*****
Kasabanın ışıkları karanlık suya yansıyor, martılar siyah saten görünümlü denize karşı dans ediyordu.
Bu manzarayı izlerken Thierry beni kollarının arasına aldı. O an kendime bir liman, hayat denen fırtınadan beni koruyacak bir sığınak bulmuşum gibi hissettim. Huzuru yakalamıştım. Duyabildiğim tek ses, liman duvarına çarpan suyun ve öpüşürken hızla atan kalp atışlarımızın sesiydi. Sonsuza dek onun dudaklarında kaybolmak istedim.
*****
Claire an Vivi'nin artık nefes almadığını fark etti. Mavi beyaz gömleğinin katlarını kalbinin üstünde öylece hareketsiz duruyordu.
Cesareti ve gücü barındıran kalbinin...
Artık atmayan kalbinin...
Claire, ahşap yatağın yanında diz çökmüş bir halde dururken doktor şefkatli bir tavırla elini genç kızın cılız omzuna koydu.
İşte o an, Claire be olduğunu anladı. Biricik dostu, o narin, eşsiz güzellikteki gümüş serçesi artık yoktu.
*****
Gözlerini açtığında birinin sandalyede oturduğunu fark etti. Yanındaki kişi ona doğru eğildi. Bir an Claire'in nefesi kesildi, sanki Vivi'nin o güzelim ela gözlerine bakıyordu.
Ama sonra o kişinin Vivi olmadığını fark etti.
Karşısındaki bir adamdı. Uzanıp elini tutan bu adam, sanki o eli bir daha hiç bırakmayacakmış gibiydi.
*****
Bu hikayeyi dinlerken geçmişin yaralarından kaçınabilecek kadar güçlü olduğumu da öğrenmiştim. Karanlığın kazanmasına izin vermeyecektim. Yüzümü ışığa, aydınlığa çevirmiştim artık. Belki de onların yapabildiği gibi bende aşkı derinlemesine yaşayabilirdim.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın