11 Mart 2021 Perşembe

0 Aşkın Nur Karataş - Dayanılmaz (Araf Serisi #4)


~~~*~~~
"Savaşmadan pes etmeyeceğim, Della. Sen içine gireceğim her savaşa değersin. Gittiğim her sefer geri geleceğim. Zamana ihtiyacın var biliyorum, o zamanı sana veriyorum. Ben tekrar peşine düşüne kadar..."
~~~*~~~

 

Veee seriyi bitirdim... Araf Serisi'nin 4. kitabı Dayanılmaz'da okundu bitti ve Rockçılarımı mutlu sonlarıyla kitaplığıma kaldırıyorum.

Çoook severek okuduğum bir seriydi.

Yazarın daha önceden Soğuk Serisi'ni okumuştum ama bu serisi ondan çok çok daha iyiydi. Duygular, olaylar, hayatları ve aşkları her şey o kadar oturaklı ve tutkulu, kurgu bütünlüğü sağlanarak anlatılmıştı ki zaman zaman sanki o hayatın içindeymişim gibi hissettim. Her şey olması gerektiğini gibi diye düşündüm okurken ve bazen şaşırtıcı detaylar olsa da bu okur bunları çok sevdiğinden bu seriye de bayıldım. 

Kesinlikle çok severek okuduğum serilerde biri olarak adını yazdırdı. 

Kitap serinin 4. kitabıydı ve serinin son kitabıydı. Okumayı planlayanlar sırayla gitsinler çünkü her ne kadar hepsi ayrı karakteri anlatıyor olsa da olay ve kurgu bütünlüğü bakımından sırala okunması gerekiyor. 

~~~*~~~
"Seni bir fanusa kapatmak istiyorum Della. Orada saklamak istiyorum. Hiçbir kirin sana ulaşmamasını istiyorum. Ve hiçbir elin sana uzanamamasını, kendiminkinin bile..." 
~~~*~~~

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; grubun bateristi olan Orlando, olduğu seviyeye tamamen kendi tırnaklarıyla kazıyarak gelmiş, müzikteki başarısını desteklemeyen babası tarafından reddedilmiş ve sonrasında her şey grup ve gruptaki arkadaşları olmuş bir adamdır. Her ne kadar her şeyi grup olsa da kendi içinde boğuştuğu şeyler de onu dibe sürüklemektedir. Ona göre en küçük zayıflık bile babasının gözünde başarısızlık olduğunu düşündüğünden dolayı kimseye de içinde yaşadıklarını anlatamaz. Ta ki bir gün kız kardeşinden nişanına davet edildiğine dair haber alana kadar... çok sevdiği kız kardeşi artık büyümüş ve evlenmek üzeredir. Bu yüzden de ağabeyini yanında istemektedir. Babasına rağmen ağabeyini önce nişanına sonra da düğününe gelmesini isteyen Jenn, ağabeyine her şeye rağmen davet eder. Orlando, grup arkadaşlarıyla beraber kardeşinin nişanına gider. Orada kendisine küçüklüğünden beri aşık olan ve bir zamanlar Orlando'nun dinlenme yeri olan Eski Deniz Feneri'ni mesken edinmiş kardeşinin arkadaşı Adaline ile karşılaşır. İlk karşılaşmada etkilense de genç kadının masumiyeti genç adamı korkutur. Ancak babasının baskısı ve kardeşinin de ısrarları ile Adaline ile evlenmeye zorlanınca genç adamın hayatı değişir. Adaline, küçüklüğünden beri aşık olduğu adamın karısı olacağına ve hayallerinin gerçek olacağına sevinse de Orlando'nun kendisine eş olarak görmeyeceği ve onu hayatına dahil etmeyecek olması genç kızın hayallerini de yıkar. Ama yine de ayaklarının üzerinde durmaya kararlıdır. Orlando, her ne kadar yavaş yavaş Adaline'e aşık olsa da genç adamın geçmişinden gelen hataları ve onların yankıları yüzünden sevdiği kadından ayrılmak zorundadır. Peki nereye kadar ayrı kalacaktır? Adaline'in ayrılmalarından sonra ayaklarının üzerinde durması, kendi hayatını kurması ve hayatına devam etmesi genç adamın daha da kıskanmasına neden oluyor.  Tekrar denemeye karar vermeleri ise hayatlarını ne yazık ki rayına sokmuyor çünkü Orlando'nun sakladığı bir sır bütün hayatlarını tepetaklak edecektir? 

Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki Orlando'nun geçmişinden gelen yaşadıkları, yaptığı hatalar ve bütün bunları kendi çözmeye çalışırken daha da dibe batması ve bunlarla baş edemiyor olması çok güzel anlatılmıştı. Hatta bütün grubun onun arkasında dururken ve onun dibe doğru gidişini engelleme çabaları çok güzeldi. Hatta Luke'un bir ara onun yanına gelip, arkandayız konuşması, Rich'in hep onun yanında destekte olması ve en zor anlarında grubun desteği çok güzel anlatılmıştı. 


~~~*~~~
Orlando elini genç kızın yüzünde gezdirdi. 
"Tamamen benim olduğunu bilmeliyim. Seni kaybetmekken korkmak istemiyorum."
"Sevgime inanıyor musun?"
"İnanıyorum."
"O zaman korkacak bir şeyin yok."
~~~*~~~

Orlando'nun babası tam bir pislik... her ne kadar oğlunu sevdiğini hissetsem de onun başarısından gurur duyduğunu okurken içten içe hissetsem de zaman zaman bir pislik dedim. Ama ara ara da yaptıkları ya da dedikleri baba yüreği işte ya dedirtti. 

Orlando'nun kız kardeşi ise... ayy benim kardeşim olsana sen :D çok tatlıydı. Bir kardeş gibi ağabeyine destek olan aynı zamanda da arkadaşının da arkasında olan bir kızdı. Sevdim onu. Özellikle Adaline'in en zor anında onun yanında olması da çok iyiydi. 

Adaline'i çok sevdim. Aşkını sakınmaması, ona göre davranması, affediciliği, hataları kabullenmesi, her şeye rağmen güçlü olma çabası çok güzeldi. Karşısına anne ve babasını alması, zaman zaman Orlando'ya bile kafa tutması çok tatlıydı. Hatta grubun arasındaki tavırları çok tatlıydı. O tedirgin ve utangaç tavrına rağmen samimi ve sıcak oluşunu çok sevdim. Zaten grubun kadınları da hemen onu bağrına bastı. 

Orlando ise... bütün seri boyunca otoritesi, sertliği, agresifliği ve bunun yanında tutkulu yanıyla tanıdığımız bateristin iç dünyası bambaşkaydı. Belki kızmam gereken çok şeyi vardı ama nedense kızamadım ben bu adama. Başka biri olsa kızardım belki ama Orlando'ya kızamadım. Nedense kızamadım... 

Adaline'i görmezden gelmesi, eş olarak kabul etmemesi, sonrasında pişman olması, peşinden koşması, onu hayatına dahil etme çabası, kıskanması her şey çok güzel işlenmişti. Hatta onun üzülmemesi için sırlar saklaması, korumacı tavrı çok güzeldi. 

Adaline'nin masumiyetini koruma çabası, hatta turne sırasında otel odasının ortak salonunda Rich ve Monica seks yaparken odaya girdiklerindeki tavrı çok güzeldi. 


~~~*~~~
"Her adamın kafasında bir kadın imajı vardır. En aşka inanmayan adam bile bir kadın hayal eder. Beni korkutan yıllarca seni hayal ettiğimi fark etmemdi."
~~~*~~~

Adaline'in Orlando, Rich ve Monica arasındaki olayı öğrendiğinde verdiği tepki ve Rich'in ona destek çıkması falan çok güzeldi. O sahne harikaydı zaten. Adaline'in Orlando'nun yanına gitmesi falan çok güzel anlatılmıştı. 

Orlando'nun Georgia ile yaşadıkları ve Adaline'i korumak adına bunu saklaması ve genç kadının bunları öğrenmesi ve sonrası çok güzel anlatılmıştı. 

Orlando'nun Adaline'in gönlünü alabilmek, kendini affettirmek için her konserinde dördüncü şarkıyı ona adaması, bunu gruba açıklaması çok güzeldi. Romantikti evet ama grup için de yeni bir eğlenceydi. 

Rich ve Monica'nın romantik halleri, tutkulu halleri ve bunların yanında bir ebeveyn olarak görmek muhteşemdi. 

JJ ile Clem'i de görmek harikaydı. Tabi bu sefer de Clem hamileydi. JJ, tam bir yaramaz çocuk tavırları çok eğlenceliydi. 

Luke ve Luz her zamanki romantik hallerine devam ediyorlardı. 

Bütün grubun kitabın sonunda kendi mutlu sonunda görmek iste paha biçilemezdi.  


~~~*~~~
"Hak ettiğinden daha azını asla kabul etme. Eğer kendi yolunu çizip güçlü ve cesur bir kadın olmaya kararlıysan, insanların sana verdiği şeylerle yetinmemeyi öğrenmelisin."
~~~*~~~

Çok keyifle okuduğum bir kitaptı. Ayrıca çok zevk alarak okuduğum bir seriydi de... 

Seriyi romans severlere tavsiye ederim ama tabi ki kitap fazlasıyla erotik olduğundan dolayı bu tür kurguları okumaktan rahatsız olmuyorsanız okuyun, sonra gereksiz yere seriyi gömmeyin. 


Araf Serisi


~~~*~~~
İhanet, daima en sevdiğiniz insanlardan geliyordu. Üstelik ihanete uğramak için sözler verilmesine, vaatlerde bulunulmasına gerek yoktu. Kalbinizi birine kaptırmanız ihanet için açık kapıydı.
~~~*~~~


Kitabın adı     : Dayanılmaz
Yazarı            : Aşkın Nur Karataş
Seri Bilgisi       : Araf Serisi #4
Yayınevi          : Parola Yayınları
Sayfa sayısı     : 512

Kitabın tanıtım yazısı: 

Orlando Hard ailesinin mirasını reddederek müzisyen olmak için Amerika'ya geldiğinde dünyaca ünlü bir rock grubu kuracağını hayal dahi etmiyordu. Grubuna liderlik ederken omuzlarına yüklenen aşırı sorumluluktan asla şikâyet etmedi.

Fakat Orlando Hard gibi yenilmez adamlarda tükenip, bitebilirdi. Özlem içlerini kavurabilir ve nefret nefessiz kalmalarına neden olabilirdi. Yaptığı hatalar, geri dönülmez sonuçları beraberinde getirmeden kendini bir şekilde kurtarması gerektiğinin farkındaydı.

Adaline, hayatını başkalarının istediği gibi yaşamaya çalışmaktan yorulmuş ve ciğerlerine kesik kesik nefesler çekmekten bıkmıştı. Hayallerindeki okulu kazandığını öğrendiğinde ailesinin karşı çıkacağını biliyordu, artık ne olursa olsun kendisi için yaşamaya kararlıydı. İçini dolduracak bir nefes çekmeyi her şeyden çok istiyordu.

Yıllar önce çocukça âşık olduğu Orlando'yu bir anda karşısında görmek, yedi büyük günahtan biri olan şehveti tanımasını sağladı. Orlando'nun gözünde görünmez olmak tüm hayallerini parçalarken, bazı planlar yaptı.

Şeytanı baştan çıkarmaya kararlı düşmüş bir melek ne kadar ileri gidebilirdi?







Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın