21 Mart 2021 Pazar

1 Özgen Biçgin - Kan Tiyatrosu



~~~*~~~
"Eğer bir kişi büyük riskler alıyorsa ve hedefi için kendine zarar vermekten hiç çekinmiyorsa bu şahıs hayatta kaybedecek şeyi kalmamış bir insandan başkası olamaz."
~~~*~~~

 
Kısacık, heyecanlı, soluk soluğa okunan bir kitap okudum. Her bir satırını da çok beğendiğimi söylemeliyim. Tür yazarlar da neler yazabiliyor cidden ya dediğim kitaplardan biriydi. 

Özgen Biçgin, kalemini yeni tanıdığım, polisiye ve bilim kurguyu harmanlamış, olayları uzatmadan, tadında bırakan, akıcı, merak uyandıran ve kurguyla okuru tatmin edebilecek şekilde detaylandıran bir yazar olduğunu bu kitabıyla bana kendini kanıtladı. Açıkçası alırken böylesine bir kurguyu beklemiyordum ve oldukça da heyecanlanmıştım okuyacağım diye de, okuyunca da işte bu be dedirtti. 

Kitabı okurken Criminal Mind dizisinden bir bölüm izliyormuşum gibi hissettim. Resmen öyle nefes kesici bir hikaye olmasının yanında öyle altı dolu yazılmıştı ki yazara hayran oldum. Zaten diğer kitaplarını da deneyeceğim mutlaka. 


~~~*~~~
"İnsanların doğruyu söylemeden beraat edemeyeceği tek mahkeme vicdan mahkemesidir. Vicdanın emrettiği doğruyu yapmamanın cezası ise en uzun mahkumiyetten daha ağırdır. Ölüme çok yakın olduğunu bilsen bile..."
~~~*~~~


Kitabın kısaca konusundan bahsetmek gerekirse, Dünya Küresel Güvenlik ve İstihbarat Bürosu amiri olan Nigel ve yardımcısı Alp bir cinayet davası alırlar. Yaşlı, hasta ve ölümü bekleyen bir adam öldürülmüştür. Güvenlik kameralarına yansıyan görüntülere göre katil, yüzünde tiyatro maskesi başında esi polis şapkasıyla kameralara bakıyor ve elini kesip cesedin üzerine kanını akıtıp arkasından DNA delili bırakıp ortadan yok oluyor. Ancak bıraktığı delil neredeyse bir yüzyıl önce ölen bir kişiye aittir. Nigel ve Alp, tam bir gizemin peşine düşüp bu cinayetlerin ardında saklanan hikayeyi ve nedenleri öğrenmek için çalışacaktır. Ama bu cinayetlerde durmayacaktır. Katil bir mesaj iletmektedir ve Nigel ile Alp'in bu mesajı çözmesi gerekmektededir. Adım adım yaklaştıkları sonuçta ise... ardındaki bambaşka bir hikaye yatmaktadır. 

Kitabın kurgusunu çok beğendim. Özellikle söylemek istiyorum ki kitabın kurgusundaki o gizem, araştırmalar ve daha da önemlisi bilim kurgunun böylesine bir polisiyeye harmanlanması aşırı hoşuma gitti. Hatta okurken de eğer seri olsaydı şu seri kesinlikle Nora Roberts'ın Ölüm Serisi gibi ses getirirdi diye düşünmedim değil. 

Kitaptaki ölüm sahneler, o sahnelerin ardındaki gizem ve sırlar çok iyi kurgulanmıştı. Ölümler ve ölenlerin kimlikleri, katilin vermek istediği mesaj çok iyi kurgulanmıştı. Okurken tam bir dizi izliyormuşum hissi oluşturdu bana. Hatta biraz daha uzun olsaydı keyifle de okumaya devam ederdim. 

Kitapta sadece polisiye detaylara değinmeden önce Alp'in ev hayatına dokunmalar, Nigel ile Alp'in arasındaki ilişkiye de değinmesi çok güzeldi. 

Kitaptaki mekan tarifleri, yol tarifleri de çok iyi anlatılıştı. 



~~~*~~~
"Cinayetleri işleyen adam veya adamlar tuhaf bir maske ve geçen çağdan kalma bir şapka takıyor. Ya bizimle birileri çok pis dalga geçiyor ya da olay yeri incelemede veya Nüfus Müdürlüğü'nde cinayetlerin içinde olan birileri var ve resmi verileri saptırıyor. Başka bir ihtimal de; ölümsüzlüğün sırrını bulmuş bir grup insan keyfe keder cinayetler işliyor."
~~~*~~~


Kitabın sonu ise tam bir sürprizdi açıkçası altında bir hikaye yattığını DNA analizlerinden çıkan sonuçlardan tahmin etmiştim ama katilin kim olduğu bu ölümlerle neyi amaçladığı güzel bir sürprizdi. 

Kitabın son bölümü ise güldürdü. Eeee çok iyi bir polis de olsan kurallara aykırı davrandın mı cezanı çekiyorsun ;) 

Kurgunun Almanya'da geçmesi ama buna rağmen Türk karakter eklenmesi kitaba ayrı bir hoşuma gitti. 

Neyse zaten kısacık kitap çok uzatmayayım. Ben çok beğendim ve yazarın diğer kitaplarına da mutlaka şans vereceğim. 



~~~*~~~
"İnsanlarla uğraşmayı bıraktık bir de hayaletlerle uğraşıyoruz."
~~~*~~~





Kitabın adı     : Kan Tiyatrosu
Yazarı            : Özgen Biçgin
Yayınevi          : Eksik Parça Yayınları
Sayfa sayısı     : 128

Kitabın tanıtım yazısı: 

Nigel ve Alp; Dünya Küresel Güvenlik ve İstihbarat Bürosu’nda (GBSI) çalışan; zekâları ve cesaretleri ile tanınmış iki emniyet görevlisidir. Kariyerleri başarılarla dolu ikilinin rutin çalışma hayatları 21 Kasım 2094 gecesi aldıkları bir cinayet ihbarı ile gizemli bir şekilde yön değiştirir. Tuhaf davranışları ve taktığı ilginç maskesiyle sıradan katillerden ayrılan ve bağlantılı cinayetler işleyen şüphelinin kimliğini ortaya çıkarmayı başarırlar. İşte tam da bu noktada dosyadaki gizem akıl dışı bir noktaya taşınır. Katil işlediği suçlardan yaklaşık yetmiş yıl önce ölmüştür.

Ustaca kurgulanmış olaylar silsilesiyle okurunu aynı anda hem geçmişe hem de geleceğe götüren KAN TİYATROSU; son ana kadar merakta bırakan gerilim dolu kurgusu, Bilimkurgu ve Polisiye türlerini harmanlayan çarpıcı konusu ve sürükleyici anlatımıyla dikkatleri üzerine çekiyor.

 






1 yorum :

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın