Seriye son sürat devam ederken 3. kitap Richard Richardson'un hikayesi de mutlu sonla bitti. Ne kitaptı be diyerek bitti gerçi...
Oldukça şaşırtıcı detayların olduğu ve okurken zaman zaman hayretler içerisinde kalacağınız detayların olduğu bir kitaptı. Yazar klasik bir aşk hikayesi olmaması için çabalamış ve bence başarmış da... çünkü bence birçok yazarın yazmayacağı bir detayı işlemiş ve ben bunu sevdim. Hem de çok sevdim!
Yazar bu kitabında da oldukça cüretkar kalemini kullanmaya devam etmiş hatta açıkçası diğer kitaplardan daha da ileri boyuta geçmiş demeliyim. Bu kitabın da cinsellik ve erotizm kısımları oldukça vardı ve erotik aşk romanları kategorisinde yer alan bir kitap olduğu için bu türden rahatsızsanız okumayın! Sonra gereksiz yere eleştirmeyin kitapları.
Bu kitapta da Rockçıların hayatlarına dokunurken aslında ne kadar zor ve baş etmek zorunda kaldıkları dertleri nasıl içlerine attıklarını okuduk. Bütün o sorunları arka planda bırakıp sahneye bambaşka kişilikler yansıtmak zorunda olmalarını ve haklarında çıkan o alakasız haberleri okuduk. Bir de bunun yanında insanların ne kadar aşağılık olabileceğini de... kendi çıkarları için ne kadar düşebileceklerini de okuduk...
Ben serinin her kitabının bir öncekinden daha iyi olduğunu düşünüyorum şahsen ve Yalancı, Hırçın'dan daha iyiydi. Ve bu da Ateşli'de Yalancı'dan daha iyiydi. Korkarım ki Dayanılmaz hepsinden iyi olacak. Hırçın kitabı Luz ve Luke'un hikayesini anlatmıştı. Yalancı ise JJ yani Jon'un aşkıyla buluşmasını... Ateşli ise Richard'ın hikayesini okurken Dayanılmaz ile Orlando'yu okuyup seriyi bitireceğiz...
Kitabın kısaca konusundan bahsetmek gerekirse; Monica, kocasıyla beraber mutlu bir evliliği olduğunu düşünürken bir iş görüşmesinden erken eve gelince kendi evinde kendi yatağında kocasını en yakın arkadaşıyla seks yaparken görür. Ardından kocasından boşanma kararı alarak terk eder ve kuzeni Emma'nın yanına Los Angeles'a gider. Orada bir gece bütün kontrolü elden bırakarak çılgınca bir şey yapma kararı alır ve bir seks balosuna katılır. Orada Rich ve Orlando'nun dikkatini çeken kadın, sadece bir geceliğine bütün kurallarını bir kenara bırakarak gecenin tadını çıkarmaya karar verir. Ertesi gün ise gün doğmadan oradan ayrılmadan önce son kez Rich ile beraber olduğunda genç adamın oldukça dikkatini çeker... Ancak maskeler ve gizli kimlerin olduğu baloda Rich genç kadının kim olduğunu bilemez. O geceden sonra bir süre geçtikten sonra Monica, Araf'ın menajeri olmak için aday olur ve Orlando ile görüşmesinden ve grup üyeleriyle tanışıp da bu görev için uygun olduğunu kanıtlamak için toplantı yaptığında aralarında altı aylık sözleşme imzalanır. Bu sözleşmenin en büyük şartı altı ay boyunca sadece sadece Araf'ın menajeri olacak ve başka müşterileri olmayacaktır ve grup ile turneye çıkacaktır. Bu süre boyunca Orlando ve Rich'in kimliklerini fark eden Monica, bu sırrı bir süre saklamaya karar verir ancak Rich ile aralarındaki çekim ve yavaş yavaş filizlenmeye başlayan aşk bu sırrı uzun süre saklanmayacağını gösterir. Ama seks balosu gecesi olanlar büyük bir sır değildir. Daha büyük sorunları vardır. Bunlardan birincisi Monica'nın eski kocası, onun grubu ve Monica'yı rahat bırakmaması... İkincisi de Rich'in kardeşi Alex'in ölümünden sonra yaşadığı psikolojik travmaydı.. ki bence Monica'nın eski kocasıyla baş edilmesi Rich'in sorunuyla edilmesinden daha da zor... ikisi birbirlerine iyice kapılıp aşık olurken önlerinde çözmeleri gereken büyük sorunlar vardır ve bu durum her ikisinin de kariyerini de hayatlarını da içermektedir.
Öncelikle kitapta en sevdiğim şey Monica'nın güçlü karakteri ve aldatıldığını öğrendiğinde verdiği tepkiydi. Resmen hayran kaldım kadına... başka bir yazar yazsaydı o sahneyi, muhtemelen tipik krizleri yazardı ama burada Monica'nın tavrı, soğukkanlılığı ve verdiği tepki muhteşemdi. Yürü be kızım kim tutar seni dedim...
Seks balosundaki sahneler beklediğimden çok iyi yazılmıştı ve en çok hoşuma giden kısım ise grup seksin değil de Rich ile Monica'nın yalnız sabaha karşı yaptıkları seksi ön plana çıkaran kurgusuydu.
Rich karakteri hiç de diğer kitaplarda okuduğumuz ve düşündüğümüz gibi değildi. Açıkçası, okurken hep bambaşka birini beklemiştim ama burada da yazar öyle bir sürpriz yapmış ki Rich'in çoklu kişilik bozukluğu olması, bundan dolayı değişen tavırları onu daha iyi tanımamız ve gerçek Rich'i görmemizi sağladı.
Rich'in yani gerçek Rich'in karakteri çok tatlıydı, Monica'ya karşı tavırları, kıskançlıkları, sevgisi, sahiplenmesi ve romantikliği muhteşemdi.
Rich'in kendi içinde sakladığı ve tam tersi olan Rick ise... bildiğiniz bir piçti. Onun yaptığı her şeyi Rich sanki başka biri olarak görüyor yaşıyor ama çoğu zaman hatırlamıyor olması aslında onu ikiz kardeşi Alex'in ölümünü hiç atlatamamış olması ve kendi duyularını bu şekilde bastırmasını gösteriyordu.
Rich'in bu durumunu da keşfeden Monica oldu.
Monica bildiğiniz kadındı yani. Ne Luz ne de Clem, Monica'nın yanından geçemezdi. Kadın bildiğiniz ateş topuydu. Evet seksi, güzel, ateşli ama aynı zamanda bir grup şımarık rockçıya da kök söktürecek cinsten bir kadındı ki ben bu yüzden onu çok sevdim.
Monica'nın geçmişinde yaşadıkları, onlara karşı verdiği savaş ne kadar güçlü olduğunun gösterdi bize. Tabi bunun yanında Rich'e karşı tavırlarında ve ona karşı tutumlarında çok iyiydi. Hep güçlü, ne istediğini bilen ve onun için savaşan bir kadın olması çok güzeldi.
Monica'nın Rich'in ailesine karşı tavırları, grup arkadaşlarına ve hatta Rich'in kendisine karşı tavırları bile çok güzeldi. Özellikle Rich hastanedeyken ki tavırları muhteşemdi. Rich'in de hastanede onu araması, güller göndermesi ve kendisini unutturmaması çok tatlıydı. Gerçek Rich çok tatlıydı.
Monica'nın grup için yaptıkları çok iyiydi, onlar için bu kadar çırpınması, onları gözlemlemesi, onların adının temiz olması için çırpınması çok güzeldi. Orlando'nun bağımlılığını fark etmesi de ne kadar ilgilendiğini gösterdi aslında.
Monica'nın eski kocası tam bir pislik çıktı. Ne kadını ne grubu rahat bıraktı ve onca senelik evliliklerinde sen kadını önemseme hep kullan sonra da bebeğim biz barışmalıyız... oldu paşam başka emrin... ayy o adamı öldüresim geldi çoğu zaman...
Kitabın en büyük sürprizi de Monica'nın asla çocuk sahibi olmayacağını düşündüğü zamanlarda Rich'ten hamile olmasıydı. Hamileliği tam bir sürpriz olurken hem de Rich ile aralarındaki en büyük bağı oluşturdu.
Rich'in bebeği öğrendiği zamanlardaki tavrı, Monica'nın üstüne titremesi, onu sevmesi, ona aşkını gösterircesine davranması muhteşemdi.
Kitabın sonu ise muhteşemdi. Rich'i baba olarak okumak muhteşemdi. O koca asi rockçı adamın bebeklerle olan tavrı muhteşem bir baba olduğunu gösterdi. Kitabın sonu muhteşemdi.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın