5 ALINTILAR // Monica McCarty - İskoç Savaşçı (Campbell Trilogy #1)

 Monica McCarty'nin bir serisine daha başladım ve her ay bir kitabını okuyarak bu seriyi bitireceğim. Tabi ki bu sizi alıntısız bırakacağım anlamına gelmiyor. 

Sizin için iki alıntı seçtim ve onu da bu başlığa yazıyorum. Çok sevdiğim bir kitap olduğunu söylemeliyim. 

Ayrıca historical romans türünde bir kitap. Serinin ilk kitabı ki zaten aşağıda serinin sıralamasını da vereceğim. 

Bu türü seviyorsanız mutlaka denemelisiniz bu yazarı ve serilerini :)

Campbell Trilogy

• İskoç Savaşçı
• İskoç Sürgünü
• İskoç Esareti
• Highland Crossfire

Şimdi sizlere alıntılarla baş başa bırakıyorum. :)

"Sevgi yarım yamalak olmaz. Ya vardır ya da yoktur. Ya bana - ve kararlarıma - güvenirsin ya da güvenmezsin.

Jamie çok şey istiyordu. Caitrina'nın gözleri yandı. "Bunu nereden biliyorsun? Kendini herkesten uzak tutan sensin. Kimseye ihtiyacı olmayan da. Sen sevgiden ne anlarsın ki?"

"Çok şey." Jamie'nin sözleri bir kırbaç gibi indi. "Ama şu anda hiçbir şey anlamıyor olmayı dilerdim."

Caitrina'nın kalbi önce bocaladıysa da adından öfkeyle atmaya devam etti. Gözleriyle Jamie'nin yüzünü inceliyor, o sert yüzünden bir ipucu yakalamaya çalışıyordu. "Sen ne söylüyorsun?"

"Lanet olsun Caitrina, seni ne kadar çok sevdiğimi bilmiyor musun? Öyle çok ki, neredeyse senin için yapamayacağım hiçbir şey yok. Ama kimliğimi değiştirmem mümkün değil."

Caitrina bir an için içindeki neşenin tadını çıkardı. Beni seviyor. Bu sözleri duymayı öyle çok istiyordu ki...

Ama bu şekilde olmamalıydı. Sevgilerini itiraf ettikleri an mükemmel olmalıydı - benzersiz bir yakınlık ve samimiyetle dolu bir an - Caitrina'ya belirsizliğe sürüklenmemeliydi. Bu sözler öfke ve gerginlikle söylenmemeliydi.

Bu sadece son bir itiraf gibi geliyordu kulağa. Caitrina gözlerinde biriken yaşlara engel olmaya çalışıp, arkasını döndü. "Keşke buna inanabilseydim."

*****

"Yüce Tanrım, benden ne istiyorsun?" diye sordu Jamie birden. 

"Seni." Caitrina ona dikkatle baktı. "Bizim ikimizin arasında bir seçim yapmanı istesem? Beni seçer miydin Jamie?"

Jamie, Caitrina'nın oyununa kızarak ona delice bir bakış attı. "Sen, kanunsuz kardeşini bana tercih etmiyor musun? Peki ya ben sana aynı seçim şansını verirsem? Kardeşin mi ben mi?"

Tam da Jamie'nin tahmin ettiği gibi Caitrina sustu. Bu ikisi için de imkansız bir tercihti. Hayat - ve sevgi - bu kadar basit değildi. 

*****

"Bir hata yaptım," diye devam etti Caitrina. "Ve eminim daha çok hata yapacağım. Ama senin çevrendekiler için çok yüksek standartların var." Jamie, kardeşinden bahsettiğini anlayıp, kasıldı. "Beni affedebileceğini öğrenmek istiyorum."

Jamie bir gülümseme kıpırtısı hissetti. "Benim sert ve inatçı olduğummu mu kastediyorsun?"

Caitrina dudaklarını büzdü. "Belki biraz." Caitrina'nın yüz ifadesi yeniden ciddileşmeden önce birbirlerini anladıklarını hissettiler. "Seni seviyorum Jamie. Bunun bir daha asla mümkün olmayacağını düşündüğüm bir anda, sen hayatıma yeniden mutluluk ve sevgi getirdin. Senden, üstüne sadakatin ve klanına karşı görevlerin ile benim aramda bir seçim yapmanı istedim. Halbuki bunun ikisi de eşitti. Bunu bir daha asla tekrarlamayacağım. Beni seviyor olduğunu bilmem yeterli." Caitrina'nın sesi titrek bir fısıltıya dönüştü. "Tabi beni hala seviyorsan."

Caitrina, ona baktı. "Seviyor musun Jamie? Lütfen, çok geç kaldığımızı söyleme bana."

Caitrina'nın dudakları titredi ve Jamie buna daha fazla dayanamadı. Başparmağıyla, Caitrina'nın yanağındaki yaşları sildi ve gözlerine baktı. Onsuz bir hayat için kendini hazırlamıştı ama bunun yüzleşmek zorunda kalmayacağına seviniyordu. "Evet. Seviyorum tatlım. Seni hep sevdim."

Caitrina, ağlarken bir yandan da gülümsedi. "Önemli olan tek şey bu. Sevgim ve sadakatim sonsuza dek senin. Senden bir daha asla şüphe etmeyeceğime yemin ediyorum."

Jamie kaşını kaldırdı. "Asla mı?"

Caitrina dudağını ısırdı. "Yani neredeyse hiçbir zaman. Önemli konulada hiç şüphe etmeyeceğim."

Jamie güldü ve onu kollarına aldı. Bu yeterince iyiydi.