25 Mart 2024 Pazartesi

0 ALINTILAR // Fatih Murat Arsal - Gecenin Gölgesinde (Gölge Serisi #2)



  Kitabın yorumu için tıklayınız!






"Tüm Akrepler öncelikle özel hayatlarını yaşarlar. Biz sadece devletin bize ihtiyaç duyduğu anda var oluruz. Sürekli görevde değiliz."

"Yine de hiçbir kadın, kocasının arada sırada da olsa ölümcül bir göreve gitmesini istemez. Şahsen ben istemem. Seninle evli olsaydım buna kesinlikle karşı çıkardım."

Yılmaz önce bir şey demedi. Sonla kalemle çizilmiş gibi duran biçimli dudakları ilgisizce kıpırdadı. "Neyse ki benim gibi birisiyle evlenme ihtimalin yok. Tüm ülkede sadece on kişiyiz. Denk gelmez."

Kavisli kaşlar hafifçe havaya kalktı. "Niye evlenemeyeyim ki? Sen denk geldin ya! Tam da elimin altındasın."



*****

"Her tarafı çeliktir. Bomba atsalar içeriye giremezler. Burada beni bekle! Sesini de çıkarma!" dedi ona sakince. 

"Yılmaz!" Korkmaya başlamıştı artık. 

"Korkma! Geri döneceğim..." Eli bir an için genç kadının pürüzsüz yanağında gezindi. Gariptir ki o güven veren bakışların ardından, bu hafif dokunuş Mihrimah'ın içindeki tüm korkuyu alıp götürmüştü. "Bana güven!"

Yutkundu elinde olmadan. O tehlikeli anda bile genç adamın dokunuşu içine bir ürperti salmıştı. Dikkatli ol!" diye fısıldadı. 

"Benden hemen kurtulamayacaksın!" dedi genç adam hafif bir gülümsemeyle. 

"Evet! Seni sürekli kızdırmak niyetindeyim!"



*****

İki erkek, kum deposunun demir parmaklı kapısına doğru yürürken Sinan keyifle sırıtıyordu. Yılmaz ise ciddi yüz ifadesini koruyordu. 

"Bu kadına bayıldım!" dedi Sinan. "Eğer aranızda bir şey yoksa, onu biraz daha tanımak isterim. Sanırım karaciğerimde bir sorun var. İyi bir doktora muayene olmam lazım."

Yılmaz bir an durakladı. Durup ona baktı. "Mihrimah'tan uzak duracaksın!" dedi sert bir sesle. "Senin gibi çapkın bir adamın hak etmiyor o!"

"Kalbimi kırıyorsun." Yeniden yürümeye başlamışlardı. 

"Kendi kırdıklarına varsay!"

"Ama aranızda bir şey yok, değil mi?"

"Saçmalama! Tabi ki yok!"

Sinan'ın alaycı kaşları kalktı. "Peki, o zaman neden sana öyle bakıyordu?" diye mırıldandı. "Ve senin bu sinirli telaşın ne?"



*****

"Üzgünüm..." dedi yavaşça Kendisi duygularını çok göstermese de sıkıntısı sesine yansımıştı. "Hayatımda şu anda ciddi bir ilişki istemiyorum. Şimdiki halimden memnunum. Sen, üzerinde oynanacak bir kadın değilsin. Seni gerçekten sevecek bir erkeği hak ediyorsun ve ben  erkek değilim. Sana üzüntü ve beladan başka bir şey getirmem. Senin yaşam enerjin bana çok iyi gelse de onu benden ve sendeden almak isteyen o kadar çok kişi olacak ki... Bu endişe ile yaşayamam."

Mihrimah olduğu yerde irkilmişti. Başı hafifçe öne düştü. Bu kadar cümleden anladığı tek bir şey vardı. 

İstemiyordu.



*****

"Aslında... Seninle konuşacak cesareti kendimde bulamadım. Söylediğin gibi, ben korkak bir adamım." Sesinde bir sıkıntı vardı. "Özellikle sana karşı!"

Mihrimah ellerini onun göğsüne koymuştu. Hafifçe okşadı. "Dua et ki ben gayet cesurum."

"Korkutucu derecede..." diye onayladı Yılmaz. 

"Benden korkuyor musun?"

"Bir dostum demişti ki kadından korkmayan aptaldır."

"Akıllı adammış." Gülümsüyordu. "Peki, şimdi ben ne anlamalıyım? Muayene olup gidecek misin yoksa korkunun ecele faydası yok deyip beni yatağa mı atacaksın?"

Yılmaz yavaşça eğildi. Dudaklarını onun dudaklarına dokundurdu. "İkinci şıkkı tercih ediyorum artık!" diye mırıldandı. "Senden bir daha ayrı kalmak istemiyorum." İtirafı çok içtendi. Dudakları o kadar hafif temas ediyordu ki bu Mihrimah için adeta bir işkenceydi. "Artık seninle her anı yaşamak istiyorum."




 

 

 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın