Her ay bir tane okuyarak Ölüm Serisi'nin 13. kitabı da bitirmiş bulunuyorum. Yani 13 aydır seriyi istikrarla okuyorum ve ülkemizde şu anda 21. kitaba kadar çıktı tabi bir de yayınevi arada bir 35. kitaba gitti geri geldi. Telif hakkı dolmak üzereymiş hemen basalım dediler 35. kitabı bastılar sonra geri dönerek seriye kaldıkları yerden devam etmeye başladılar. Ha bir de düzenli çıkarıyorlar falan gibi anlaşılmasın, düzenli çıkmıyor uzun yalvarmalar sonucunda bu seriyi hatırlıyorlar ve bir kitap basıp yine rafa kaldırıyorlar seriyi... Normalde yurt dışında 59. kitap yayınlandı biz muhtemelen yakalayamayız ve serinin sonunu görmeden ya yazar ölecek ya da biz bilemiyorum.
Her kitap normalde bir cinayet davasını konu alıyor, bir seri katili konu alıyor ama karakterlerin ilişkileri bakımından sıralı okunması daha mantıklı yoksa bu karakter ilişkileri konusunda spoiler yiyebilirsiniz.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Teğmen Eve Dallas, bir plazadan yere çalışmış çıplak bir kadın cesedi haberiyle davaya dahil olur. Onun bölgesinde intihar süsü verilmiş bir kadın cesedi... Kadının evini araştırdıklarında evde iki kadeh bir şarap şişesi ve yatağında pembe güller bulunan evde de klasik müzik çalan kadının bir randevusu olduğundan ve son gören kişi de o randevusu olduğunu düşünerek cinayeti araştırmaya başlar. Ancak daha sonrasında toksikoloji raporunda kadına iki farklı cinsel isteği arttıran ilaç verildiği ve kadının vücudu bu ilaçlara ve bununla karışan alkole tepki göstererek kalp krizi geçirerek öldüğünü fark ederler. Bunun üzerine cinayeti araştırmaya başlayan Eve, ikinci bir kadınında benzer şekilde öldürülmesiyle bu iş iyice sinirlerini bozar çünkü kadınlar bir yerde uyuşturularak ilişkiye zorlanmışlardır ve bu da bir nevi tecavüz olduğu için kendi geçmişinin anılarından da seks cinayetleri en hassas noktasıdır. Sanal arkadaşlıklar sonucunda bu kadınlara yaklaşan katilin amacını, katilin yöntemlerini ve daha da önemlisi nedenini öğrenme çabasında gecesini gündüzüne katarak araştırmaya ve her seferinde bir adım daha yaklaşarak katilin peşindedir. Üstelik aynı yöntemle öldürülmelerine rağmen küçük farklılıklar olması da Eve'e iki katil olduğunun ipucunu vermektedir. Çok yakın iki arkadaş ya da kardeş olarak düşünerek daha da emin adımlarla çözmeye odaklanır. Ancak katillerin bilmediği şey Eve'in katil psikolojisini ve profilini çıkarmada çok iyi olduğu ve beyninin çalışma şeklinin ne kadar değişik, zekice, tahmin edilemez, öngörülemez olduğudur. Çünkü Eve, araştırmaları sonucunda katilin kimliğini öğrenmiştir şimdi suç üstünde yakalamak kalmıştır.
Öncelikle seride hep cinayetler, katiller ve polisiye detaylar var bu yüzden de kitaptan farklı bir şey beklemeyin ama... kitaba çok da güze aşk, arkadaşlık ilişkileri de harmanlanmış durumda.
Yani Eve ve Roarke'ın aşkları zaten destansı ve bence seriye tek başına bile yeterli bu. Artık bunların arasına resmi olarak Peabody ve McNab'de girdi. 😍
Eve, her zaman ki gibiydi. Seks cinayetleri konusundaki hassaslığını diğer kitaplarda görmüştük bunda da bir kere daha görüyoruz. Geçmişin izi genç kadını asla bırakmıyor bir yerde.
Roarke ise... bu konulardaki hassaslığını bildiği için karısının her daim yanında. Üstelik kendisi de çok acı bir şekilde çocukluk arkadaşını, yakın arkadaşını kaybedince kafasını dağıtmak için Eve'in davasına odaklanmaya başlaması ve normalde Eve'in karşı çıkması gerekirken kocasının psikolojisi için buna izin vermesi de çok güzeldi.
Hatta Roarke'ın Eve'in üzerine titremesi, genç kadının yorgunluklarını, hüzünlerini ve acılarını bakışlarıyla anlaması çok daha güzeldi. Özellikle Eve'in hafiften olması modundayken ilgilenmesi... offf Roarke senden her kadına lazım.
Resmen biz Roarke hayranız Roarke'da Eve'e hayran... Eve'in çalışırken ki hallerini izlerken hayranlığını dışa vurması çok güzeldi. Biz de hayran olduk bir kere daha Eve.
Güçlü kadın karakterleri severler Eve'i kesin severler çünkü ben bayılıyorum. Kadının pes etmeden çalışması, adalet peşinde koşması, bir şeye odaklandığında çözene kadar durmaması ve daha da önemlisi kendisini küçümseme hatasında bulunan herkese haddini bildirmesi süperdi. Yani demek istediğim öldürülen doktorun dedektifine Komutan Whitney'in ofisinde verdiği ayar... off kızım yürü be dedim. 😎
Eve'in Roarke ile olan ilişkisini anlatmaya gerek yok çünkü onu ne kadar anlatırsak anlatalım asla anlaşılamaz okunması ve görülmesi gerekiyor. Hani o aşkı okuyarak hissetmelisiniz, yaşamalısınız. 😍
Roarke'ın yavaş yavaş polis işlerinde aktif rol oynaması çok güzeldi. 12. kitapta bunun hafiften sinyallerini vermesi ve bunda da aktif bir şekilde boy göstermesi süperdi. Roarke geçmişinde polislerden nefret ederken şimdi bir polisle evli, o polise aşık, tapıyor ve o polise çoğu zaman davalarında yardım ediyor. Süpersin adamım ya...
Parkta bir sahne vardı, Eve'e laf atan adamlara Eve'in verdiği cevaplara karşılık Roarke'ın işte benim polisim gibi bir tabir kullanıyor. Adamım çok güzel bir aşıksın sen, çok güzel seviyorsun be dedirtti.
13 kitaptır farklı bir cinayet kurgusu, farklı bir cinayet döngüsü ve farklı bir katil profili okuyoruz. Resmen yazar hiç tekrara düşmüyor. Bunu yazdım aradan on küsür kitap geçti benzerini yazayım tekrar gibi bir mantık yok kadının hayal gücü hayranlık uyandırıcı cidden. 👏
Peabody ve McNab geçen kitapta fırtınalı bir şekilde ayrılmışlardı ve bu kitapta da o ayrılık izleri devam ediyordu. Evet Peabody'nin bir suçu vardı bazı şeyleri sakladığı için ama McNab'da öküzlük yapmıştı. Şimdi McNab'in kıskançlık krizleri, Roarke'dan aldığı taktikler, Charles Monroe ile yaptığı görüşme adamım sen körkütük aşıksın dedirtti. Ki zaten Roarke ve Charles Monroe'da aynısını söyledi.
Peabody ve McNab'in bu sefer resmi ve ciddi bir ilişki için adım atmaları çok iyi oldu valla rahatladım ikisi de artık bir çift olmalı diyordum.
Ama bu durumda sanırım Eve çok dertlenecek çünkü Peabody'nin ilişki detaylarını öğrenme konusunda isteksiz ve Peabody ise anlatma konusunda istekli 😂 o kısımlar çok eğlenceliydi. Sanırım aynı dertten Feeney'de mustarip olacak gibi.
Ahh bir de söylemezsem içimde kalır. Çok eğlendiğim iki yer vardı. Bunlardan birincisi Trina ve Maviş geldiğinde ve Eve'e bakım yapacaklarında Eve'in verdiği tepkiler çok eğlenceliydi. Resmen katillerin korkulu rüyası, her cinayeti çözebilme modu olan ve asla korkmayan Eve, güzellik bakımlarından korkuyor 😂 süperdi 😂
İkincisi ise... Roarke, Eve'in hastalanmak üzere olduğunu fark ettiğinde, karısının halsizliğini ve ateşini fark ettiğinde Summerset'i çağırması ve Eve'in tepkileri... kızım alt tarafı ilaç içip, iğne olacaksın 😂 gerçi Eve'in ilaçlara karşı ön yargısını biliyoruz ama hasta olsan davandan geri kalsan daha mı iyi.
Bu seriyi çok severek okuyorum ve bunun yanında severek de alıyorum her kitabını çünkü mutlaka bir gün seriyi bitireceğime inanmak istiyorum. Gerçi ben bitirmeye yaklaşsam da yazar bitirir mi bilemiyorum ama neyse 😅
Hiçbir şekilde kendini tekrar etmemesi de çok güzel bir detay. Karakterlerin birbiriyle olan ilişkisi, arkadaşlıkları, iletişimleri, aşkları her şey çok güzel anlatılmıştı. Bir polisiye, dedektifli kurgu da bunlar olur mu demeyin o kadar güzel oluyor ki... Süperdi.
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 5 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟🌟
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın