11 Mart 2024 Pazartesi

0 Axie Oh - Denizin Altına Düşün Kız


~~~*~~~
İnsanların sevdikleri için en tehlikeli şeyleri yaptığı doğruydu. Buna fedakarlık diyenler bile vardı belki. Ama bence durum tam tersiydi. Hiçbir şey yapmamak korkunç bir kayıp olurdu. 
~~~*~~~ 

 

Ve bir fantastik kitap yorumuyla karşınızdayım. Açıkçası şu kitap elimde 3 gün boşuna oyalandı ancak hızlı okuyamadım çünkü hastaydım ama normalde en fazla bir buçuk günde biterdi öyle bir kurgusu vardı kitabın. 

Yazarın okuduğum ikinci kitabıydı. Seri değil, tekli bir kitap. Genç yetişkin kurgusu olduğunu da söylemeliyim. Her iki kitabında da benim için aynı sorun vardı, ikisi de genç karakterler vardı... yani 16-18 yaş aralığıydı... Hadi XOXO biraz daha lise kurgusu olduğunu belli ediyordu ama bu kitapta daha yetişkin karakterler olabilirdi... Neyse o kısma dair eleştirimi yorumumun detaylarında anlatacağım. 

Seri olmaması, tadında bitmesi çok güzeldi. Ama azıcık daha uzun olabilirdi de. 🙈


~~~*~~~
Bir yanım, ağır basan bir yanım evimin güvenli ortamını arzuladığı halde kalbimin çekimini çok daha güçlüydü. Beni açık denizlere ve kaderin de ötesinde sevdiğim tek insana doğru çekiştiriyordu. 
Abim Joon.
~~~*~~~ 

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; henüz 16 yaşında Mina, her yıl Deniz Tanrısı'na verilen gelinlerden biri olmadığı ve onlar kadar güzel olmadığı için kendini bir nevi şanslı sayan bir kızdı. Ancak bu yıl gelin verilecek olan kız ağabeyinin aşık olduğu bir kız Shim Cheong'du. Normalde gelin kurban edileceği zaman gelinin yanında savaşçı ya da savaş aleti bulunmadan gitmesi gerekmektedir. Ancak Shim Cheong, kayıkla denize açılırken Mina'nın ağabeyi Joon'da sevdiği kadınla beraber tekneye binmiştir. Bunu Deniz Tanrısı bir meydan okuma olarak alabilir korkusu olan Mina, onların peşinden tekneye biner. Onlarla beraber açılmaya başlar. Her ne kadar ağabeyi Joon'u geri dönmeye ikna etme çabasına girse de çok geçtir çünkü Deniz Tanrısı'nın ejderhası denizden çıkmıştır. Bu sırada ya Shim Cheong'u denize götürürken ağabeyi ölecektir ya da Mina bir şeyler yapacaktır. İşte o an, Deniz Tanrısı'nın gelini olmaya karar veren Mina, gönüllü olarak kendini sunar. Bütün hayatı da bunun üzerine değişir. Deniz Tanrısı ve diğer tanrıların da bulunduğu Tayflar Alemine geçiş yapan Mina şimdi hayatının savaşını vermesi gerekiyor. Çünkü Deniz Tanrısı lanetlenmiştir, bu lanet yüzünden de büründüğü ruh hali sebebiyle dünyada felaketler yaşanmaktadır. Mina'nın laneti çözmesi için de sadece bir ayı vardır çünkü bir ay sonunda ruhunu kaybedecek ve bir tayf olacaktır. Üstelik Deniz Tanrısı'nı koruyan Lotus Hanedanı Lordu Shin ve onun en yakın arkadaşları ve korumaları olan Kirin ve Namgi'de bir şekilde genç kıza yardımcı olacaktır. Ancak önlerinde bir ay gibi bir süreden daha büyük dertler vardır o da Deniz Tanrısı'nın sahip olduğu güze göz koymuş olan diğer tanrılar ve hanedanlar... Mina kendini hem bir güç savaşının içinde bulurken hem de yeni arkadaşlıkları ve aşkı tadarken kendi köyünü de düşünmek zorunda kalacaktır. 

Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki ben böyle mit detaylı fantastik kurguları çok seviyorum. Bu kitabın da Tayflar Alemi, Tanrıları konu alan ve mitolojik canlıları anlatan kurgu olması çok hoşuma gitti. 😍

Güç kavgası her zaman her alemde var... bunu da bir kez daha bu kitapla görüyoruz. 😐


~~~*~~~
"Dünya yozlaşmış ve rayından çıkmış olabilir ama tanrılar olduğu sürece umut var."
~~~*~~~ 

Mina'nın ailesi için göze aldığı cesur hamle, ağabeyi ve ona duyduğu sevgi için kendi hayatından vazgeçer hale gelmesi çok güzeldi. Genç kızın, yaşına rağmen gösterdiği boyundan büyük cesareti, korktuğunda da pes etmemesi, savaşması da çok güzeldi. Zaten bir amacı olarak geldiği bu alemde pes etmesi de beklenemezdi. 

Lotus Hanedan'ından Shin ise... adamım süperdin. Deniz Tanrısı'na karşı kırgın olman ama onu korumak içinde çabalamak muhteşemdi. Shin'e kitabın en başından beri göz koymuş olabilirim hatta şey modundaydım. "Shin, aşkım, bende lotus dövmesi de var tam sizin hanedana uygun gelinim" falan... 😂

Shin, savaşçı kişiliği, ruhum yok demesine rağmen sahip olduklarını koruma çabası, Mina'ya yardımcı olması, onunda kendisiyle beraber laneti kaldırmak için çabasına izin vermesi ve genç kıza yardım etmesi ve hatta onu korumak için çabalaması süperdi. Hatta aralarında Kırmızı Kader İpi olması da bence bonusu... ikilinin aşkları çok güzel doğdu. Hele kitabın sonunda Shin'in aşkını ilan etmesi... off çocuğum yaa... 😍

Namgi ve Kirin ise... müthişlerdi. İkisi de birer yaratık olmasına rağmen insan vücudunda olmaları, Shin'e sadık olmaları ve aslında birbirlerini de seviyor olmaları çok güzeldi. Zaten Shin, Namgi ve Kirin arasındaki arkadaşlık müthişti. 

Mina'ya yardımcı olan üçlü tayfın... Miki, Dai ve Maske'nin kimlikleriyle ilgili bir şey çıkacağını hep biliyordum kitabın sonunda da bunu görmek çok güzeldi. Çok sevimli bir detaydı. 

Ölüm Tanrısı- sanırım öyleydi- Shiki'nin de başta Shin ile düşman gibi olması ama sonrasında Shin'e yardımcı olma çabası çok güzeldi. Aslında ikilinin arasındaki çekişmede Deniz Tanrısı'nın bir sene önceki gelini için yapılan bir çekişmeymiş ama ikilinin sessiz bir barış imzalamaları güzeldi. 


~~~*~~~
Namgi dişlerini sıkarak, "Kaderin Kırmızı İpi'nin amacı neymiş?" diye sordu.
Tilki başını yana eğdi, kehribar gözleri ışıldadı. "Ruh eşlerini birbirine bağlar."
"Ruh... eşlerini mi?" dedi Kirin ağır ağır.
"Evet. Bir ruhu diğerine bağlar, bir bütünün iki yarısını."
~~~*~~~ 


Mina'nın Deniz Tanrısı ile ilgili gördüğü hayaller, bunları anlamlandırma çabası da çok iyi kurgulanmıştı. 

Savaş sahneleri, Imugilerin baskınları, onların savaş açma modu, Anı ve Hafıza Tanrısı'nın hamleleri çok iyiydi. 

Aslında kitaptaki fantastik detaylar süperdi. Çok sevdim o detayları. 

Deniz Tanrısı'nın laneti de beklenmedik bir şeydi. Zaten bunu çözmek için Mina'nın yaptığı taktik ve hamle süperdi. O lanet hiç beklediğim gibi bir şey de çıkmadı. Şaşırttı ve ben beni böyle şaşırtan kitapları severim. 

Tabi ki aşk her zaman kazanıyor ve bu kitabın sonu da mutlu sondu. 

Ama... kitaba dair eleştireceğim tek bir yer var beni rahatsız eden bir yer burası. Böyle kurgular bence daha yetişkin karakterlerde daha güzel duruyor. Karakterlerin yaşları 16-19 arasında değişiyordu ve o yaş grubu için böyle bir kurguyu sevemedim. Okurken yaşlarının daha yetişkin olmasını hayal ederek okudum. Eğer sizlerde okuyacaksanız öyle düşünün derim. Diğer türlü biraz zorlanabilirsiniz. Ben zorlandım açıkçası. 

Yazar hep genç yetişkin yazıyor bunu biliyorum ama yine de bir umut bu kitaptaki karakterler daha büyüktür diye düşünmüştüm. Yanılmışım. 

Düşünsenize İmparator dediği karakter 16 yaşlarında bir oğlan, Deniz Tanrısı 18-19 larında eee Mina desen o da 16sındaydı daha... yani en azından 20'lerinde olaydılar dedim... 😕

Kitabı eleştireceğim tek şey zaten yaşlardı ama genç yetişkin bir kitaptan da nasıl bir yaş beklediysem 😂

Bir de kitabın azıcık daha uzun olmasını isterdim, bütün lanet olayları çözümlendikten sonra her şey çok hızlı geçiştirilmişti o kısımları azıcık daha okumayı isterdim açıkçası 🙈

Kitaba dair puanım 5 üzerinden 4 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟


~~~*~~~
Hiç umut yoktu çünkü aşk satın alınabilen, kazanılabilen ve hatta dua edilebilecek bir şey değildi. Özgürce verilmeliydi. Bense kalbimi bir başkasına vermiştim, o da Deniz Tanrısı değildi.
~~~*~~~ 


Kitabın adı     : Denizin Altına Düşün Kız
Orijinal adı     : The Girl Who Fell Beneath The Sea 
Yazarı            : Axie Oh
Çevirmen        : Alif Nihan Akbaş
Yayınevi          : Yabancı Yayınları
Sayfa sayısı     : 280

Kitabın tanıtım yazısı: 

Nesillerdir Mina’nın köyü ölümcül fırtınalarla yerle bir oluyordu. Seller evleri yutuyor, geriye az biraz kalan kaynaklar uğruna kanlı savaşlar veriliyordu. Bir zamanlar biricik koruyucuları olan Deniz Tanrısı şimdi üzerlerine felaket yağdırıyordu. Halk ise tanrılarının öfkesini yatıştırmak için, her yıl onun gelini olmaya layık bulunan bir kızı denize atıyordu.

Çoğu kişi Shim Cheong’un dillere destan güzelliğiyle bu laneti sonlandırabilecek “gerçek gelin” olduğunu düşünüyordu. Ancak onun kalbi Mina’nın abisindeydi. Ritüeli bozmak üzerelerken Mina ikisini de kurtarmak için Cheong yerine denize atlayacak ve kendini Tayflar Âlemi’nde bulacaktı.

Orada Shin adlı gizemli bir adamın yardımıyla, bir lanete mahkûm olan Deniz Tanrısı’nı uyandırıp köyünü kurtarmaya çalışacaktı. Ancak Tayflar Âlemi’ndeki bir insan olarak fazla zamanı yoktu ve düşmanları çoktu.

★ New York Times, ABA Indie, Publishers Weekly Çoksatanı
★ NPR, New York Public Library 2022’nin En İyi Kitabı
★ Indigo, Buzzfeed 2022’nin En İyi Genç Yetişkin Kitabı
★ YALSA 2022 İlk On En İyi Genç Yetişkin Kitabı
★ ALA Rise Listesi 2023 Tercihi
★ Garden State Genç Kitapları Ödülü 2023 Adayı
★ Bank Street Yılın En İyi Çocuk Kitabı, Üstün Liyakat Ödülü

“Fedakârlık, aşk ve kader üzerine zekice yazılmış bir hikâye.” —Stephanie Garber

“Çocukken okuyabilmeyi dilediğim güzel, büyüleyici bir yeniden anlatım. Axie Oh, Kore mitolojisini kendi sesiyle kusursuz bir şekilde harmanlıyor ve okuruna samimi bir hikâye hediye ediyor. Yıllar boyunca tavsiye etmekten vazgeçmeyeceğim.” —Elizabeth Lim, Şafağı Ör’ün New York Times Çoksatan Yazarı

“Hızı mükemmel ayarlanmış, üslubu harika bu sürükleyici fantastik unutulmaz karakterlerle dolu. Tam Ruhların Kaçışı hayranlarına göre.” —Booklist

“Fantastik dünyasında parıldayan gerçek bir mücevher. Axie Oh, Kore halk hikâyesi Shim Cheong’un bu güçlü ve canlı yeniden anlatımında efsaneleri tekrar hayata getiriyor. Bunu yaparken de okurların ayağını yerden kesip unutulmaz ve tuhaf bir dünyaya götürüyor. Okurlar ileriki yıllarda karakterleri tekrardan ziyaret etmek için yanıp tutuşacaklar. Yürek, ruh ve aşkla dolup taşan birbirine güzelce örülmüş bu hikâye, hiç bitmemesini istediğiniz bir rüya.” —Janelle Angeles

“Şiirsel bir anlatı, harika inşa edilmiş bir dünya ve tüm destekleri hak eden bir kadın kahraman – bu hikâye her şey ve daha fazlası. Müthiş bir hikâye anlatıcılığı ve elinizden bırakamayacağınız bir kitap. Kesinlikle muhteşem!” —Kalynn Bayron

“Tanrılar, tayflar, şaşırtıcı ters köşeler ve iç içe geçmiş kaderlerle dolu bir dünyaya dalmaya hazırlanın. Denizin Altına Düşen Kız merkezine cesur bir kadın kahramanı koyan, nefes kesici sinematik bir peri masalı.” —Traci Chee

“Fedakârlık, aşk ve kader üzerine müthiş ve yaratıcı bir şekilde kaleme alınmış zekice bir hikâye. Denizin Altına Düşen Kız bir taraftan nefes kesici bir macera, öteki taraftan fantastik bir romans ve bütünüyle büyüleyici.” —Stephanie Garber

“Sevgiyle dolup taşan bir öykü. Denizin Altına Düşen Kız sizi aşırı büyülü bir diyara doğru bir yolculuğa çıkaracak. Axie Oh’un karakterleri kalbimin tamamını ele geçirdi.” —Chloe Gong

“Klasik bir Kore halk hikâyesini temel alan bu mest edici roman tanrılar, tayflar, iblisler ve ejderhalarla dolu bir diyarı canlı kılıyor. Hem kalbe hem ruha yapılan bir yolculuk. Çekici dünya inşası, hızlı olay örgüsü ve unutulmaz karakterleriyle, Denizin Altına Düşen Kız okurlarını büyüleyecek, keyiflendirecek ve şaşırtacak.” —Juliet Marillier

“Duygular ve tuhaflıklarla dolu görkemli bir masal dünyası. Studio Ghibli hayranları için birebir!” —Natasha Ngan

“Denizin Altına Düşen Kız, köklerini Kore mitinden alan tayflar âlemi tasviriyle beni âdeta esir aldı. Ailenin ve sevginin gücünü konu eden hikâyesiyle ise duygulandırdı. Yeni favorim, müthiş!” —Xiran Jay Zhao, Iron Widow’un New York Times Çoksatan Yazarı

“Sevgi, aile ve fedakârlık üzerine yazılmış bu harika hikâye canlı bir hayal gücünün ürünü. Studio Ghibli hayranları bu büyülü öyküye tapacak!” —June CL Tan

“Kendi kaderini yazmak üzerine güç veren bir fantastik hikâye. Her sayfada muhteşem ve yeni bir şey buldum, bu yüzden de kitabı elimden bırakamadım çünkü bu harikulade ve bambaşka dünyayı daha yakından keşfetmek istedim.” —The New York Times

“Leziz biçimde sevimli… Bütün kalbimle sevdiğim heyecan verici bir fantastik romans. Tek şikâyetim daha uzun olmaması, ki bu hiç de şikâyet sayılmaz.” —NPR

“Bu görkemli kitap başlı başına büyülü bir efsane.” —Buzzfeed

“Bu kitap cesur bir kadın kahraman, yüreğinize dokunacak aile ilişkileri ve tanrılarla ölümlüler dünyası arasındaki yıpratıcı ve yüklü ilginç bağı konu ediniyor… Çoğu okuru esas çekecek şey müthiş derecede detaylı tayflar âlemi ve Oh’nun Shim Cheong efsanesine zekice atıfta bulunması olacaktır. Doğaüstü K-drama ve Lim’in Şafağı Ör serisi hayranları bu kitabı yalayıp yutacak.” —The Bulletin

“Oh detaylı ve ilgi çekici bir öykü dokuyor… Cezbedilen okurlar hikâyenin derinliklerine dalmayı arzulayacaklar. İçinde kaybolmak için müthiş bir fantastik dünya.” —Kirkus Reviews

“Moon Lovers gibi tarihi K-dramaların hayranı olan okurları tatmin edecek, atmosferin çok güçlü kurulduğu bir yeniden anlatım.” —Publishers Weekly

“Üslubu muazzam, içten ve tasvirleri çok hoş. Gülümsedim, ağladım, hem ağlayıp hem gülümsedim. Daha en başından zamansız bir klasik okuyormuşum gibi geldi.” —Forever Young Adult






Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın