Bu kız sevimli romanslardan daha sertlere geçiş yaparak mafyalara el attı. Bir süre bu türden devam edebilirim çünkü elimde çok fazla bu türden kitap var tabi son dakika değişiklikleri yapmazsam.
Neyse, Kanlı Mafya Günlükleri (Born in Blood Mafia Chronicles) Serisi'nin ilk kitabı Onur, 7 kitaplık bir serinin ilk kitabıydı. Her ne kadar altı ve yedi numaralı kitaplar hikayelerini okuyacağımı karakterler için yazılmış ek kitap olsa da seri toplamda 7 kitaptan oluşuyor ama karakter olarak bakıldığında beş çiftin hikayesini anlatan bir seri. Her kitabı bir karakteri anlatan bu seri, romans-dark romans-yetişkin okurlar için olan bir seri olduğunu söyleyebilirim. Smut içeriklerden dolayı yaşı kurtarmayanların okumamasını tavsiye ederim tabi bir de bu içeriklerden dolayı da rahatsız olacaksanız okumayın.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Bratva ve Tayvan Mafyası ile başı dertte olan Chicago Outfit ile New York Familia'sı kendi aralarında bir ateşkes imzalayıp birbirleriyle savaşmak yerine ortak düşmanlarına karşı birlik olmayı planlarlar. Ancak bu birliği de bir evlilik bağıyla güçlendirmek için de her iki tarafında en güçlü ailelerinin çocukları arasında bir evlilik için anlaşılır. New York Familia'sının gelecekteki Caposu olacak Luca, zengin, güçlü ve gözde bekarlardan biri olduğu içinde eşsiz güzelliği ile dillere destan olan Chicago Outfit'in önde gelen ailelerinden biri olan Scuderi ailesinin en büyük kızı olan Aria ile evlilik ayarlanır. Ancak bir sıkıntı vardır Aria henüz 15 yaşındadır ve nişan hemen duyurulsa da Aria 18 yaşına gelmeden bir evlilik yapılmayacaktır. Beklenen üç yıl boyunca Aira, müstakbel kocası Luca'dan korkma konusunda bir gelişme kaydedememiştir. Aradan geçen üç yıldan sonra evlendiklerinde de Aria'nın içindeki korkular, yanındaki kadınların yaptığı yorumlar, Luca'nın ünü genç kızın kocasından korkmasına engel olmamıştır. Luca ise, Aria'nın tecrübesizliği, korunaklı hayatının içinde sınırlı gördüğü şeylerin farkında olduğu ve kendisinden korktuğunu da bildiği için genç kıza oldukça ılımlı yaklaşır. Öyle ki onunla birlikte olmak için bile acele etmez. New York'a dönüp de kendi hayatlarına ve evliliklerine döndüklerinde ise bütün problemler olduğu yerde durmaktadır ve Bratva da problem çıkarmaya devam etmektedir. Luca hem onarla uğraşıp hem de Aria ile uğraşırken, genç kızla geçirdiği her an ona daha da bağlanıp, cinsel çekimin yanında onun yanındaki varlığıyla memnun olmaya başlar. Bunun yanında Aria ise, her ne kadar Luca'dan korksa da herkesin korktuğu ve vahşiliği konusunda namına rağmen onun yanındaki Luca'dan yavaş yavaş hoşlanmaya başlamaktadır. İkili birbirlerini tanıdıkça birbirlerine aşık olurken aynı zaman da en zayıf noktaları haline gelmektedir. Bunu ise Bratva'nın nasıl değerlendireceğini hiçbiri farkında değildir.
Öncelikle yorumun başında da dediğim gibi smut içeriklerden dolayı yaş sınırına dikkat edilmesi gerekiyor ve bu tür içeriklerden rahatsız olanlar da bunu bilerek okusun ya da okumasın. Son zamanlarda çok geliyor, 'smut içerik vardı. çok kötüydü, hiç beğenmedim, ne gereksiz, vs' yorumlara. Dolayısıyla da bilerek alırsanız, farkındalıkla alırsanız ne paranız, ne zamanınız boşa gider, kitabı da gereksiz yere gömmezsiniz de.
Şimdi kitaba dair detaylı yoruma gelirsek eğer, Aria'nın henüz 15 yaşında olması, 18 yaşında evliliğe zorlanması kısımları bana sinir bozucu geldi. 15 yaş çocuk tıpkı Luca'nın da dediği gibi. 15 yaşında çocukla evlenmem dedi de en azından 18 yaşına gelene kadar beklemesi de çok yerinde oldu. Gerçi böyle bakıldığında Luca'da çok büyük değil o da evlilik kararı verildiğinde yanlış hatırlamıyorsam 19-20 yaşlarında falan... Ama yine de yetişkin yani, o yüzden bu tavrından dolayı Luca'yı taktir ettim.
Luca'nın duruşu, tavırları, yetişme tarzından dolayı oluşan o güçlü kişiliği-karakterini çok sevdim. Koruması altındakilerini ölümüne koruması, canını yakanın canını yakmaktan asla pişmanlık-acıma duymadan hamle yapması, bütün bunların yanında da Aria'ya karşı gösterdiği anlayışlı, nazik halleri çok güzeldi. Aria'nın kendisinden korktuğunun farkında olması, hayır-dur dendiğinde durması ve Aria'ya saygı duyması çok güzeldi. Zaten ikili arasındaki diyaloglar da çok güzeldi.
Aria'nın yaşının verdiği korkular ve tavırların yanında doğduğu dünyanın farkında olması ve o dünyanın getirilerine rağmen yüreğinde barındırdığı masumiyet, saflık, iyilik çok güzel bir detaydı kitap için. Aria'nın bütün korkularına rağmen de sevdiği insanlar için göze aldıkları da çok iyiydi. Yani kız kardeşleri ve küçük erkek kardeşi için yaptıkları, yeri geldiğinde Luca'ya bile diklenmesi çok güzeldi.
Bunların yanında düğünün olduğu sahneler, Luca'nın kulübünde geçirilen anlar, sonrasında da kitabın son sahnelerinde olan Bratva ile olan savaş sahneleri çok iyiydi.
Luca ve Aria arasındaki aşkın ilmek ilmek işlenmesi, cinsel çekimin yanı sıra duygusal olarak da birbirlerine olan davranışları da aşkın filizlenmesini güzeldi. Hele de bütün öfkesine rağmen Luca'nın Aria'nın yanında sakinleşme moduna geçiş yapar halleri ya da karısına zarar vermemek için hep öfkesinin doruklarda olduğu kısımlarda ondan uzak durma çabası da çok iyiydi.
Matteo ve Romero ile olan kitabın en iyi karakterlerinden biriydi ki zaten onlarında kendi kitapları var Aria'nın kız kardeşleriyle ama Romero'nun tavırları ve Aria'yı korurken ki halleri çok iyiydi. Bunun yanı sıra Matteo'nun da yani Luca'nın erkek kardeşinin de içine belli ki uyuyan bir canavar var ama bu kitapta ona pek sık denk gelemedik çoğunlukla hınzır hallerini görür gibiydik, hatta onun bazı halleri ve Aria'nın kız kardeşi Gianna'ya takılmaları ve atışmaları da çok güzeldi.
Hazır Aria'nın kardeşlerinden bahsetmişken, Lily'nin flörtöz halleri ve Romero'ya aşık halleri genç kızlık hayali gibiydi ama çok da eğlenceliydi. Gianna'nın ise konuşkanlığı, Aria'nın ters kişiliği olan asiliği, isyankar ve başkaldıran halleri çok iyiydi.
Lily ve Gianna'nın kitaplarını heyecanla bekliyorum.
Bütün bunların yanında kitapta daha fazla mafya detayı görmek isterdim. Sonuçta mafya kitabı ama bu detayları pek göremedim sanırım bunun bir diğer sebebi de kadın karakter tarafından anlatılıyor olmasıydı çünkü olayların dışında kalıyorlar belki Luca'dan birkaç bölüm okusaydık istediğimizi bulabilirdik. Bununla ilgili tek gördüğümüz şey, Bratva'nın saldırılarına Luca'nın verdiği tepkilerdi ve bir de kitabın sonunda Bratva'nın Aria'yı hedef almasıydı. Daha fazla aksiyon görmek isterdim.
Kitapta Luca'ya Matteo'ya vuruldum. Hatta Romero'ya bile... zaten onların kitaplarını da okuyacağımız için bu kitapta Luca'ya odaklanmayı tercih ediyorum.
Kitabı sevdim aslında genel anlamda güzeldi, sıkmıyordu, akıp gidiyordu, gereksiz uzatmalar yoktu. Ki onun olabileceği sahneler vardı da ama yazar uzatmamayı tercih etmiş ve makul olabilecek şekilde o kısımları sonuçlandırmasını da sevdim. Ama bunca sevdiğim kısımlara rağmen de dediğim gibi mafya kitabından daha mafya detayları isterdim. Daha olay-aksiyon isterdim. Yine de denenebilecek bir kitap olduğunu da söylemeliyim.
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 3,5 veriyorum. 🌟🌟🌟/🌟
- Onur
- Görev
- Nefret
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın