17 Ocak 2024 Çarşamba

0 ALINTILAR // Colleen Hoover - Layla



 Kitabın yorumu için tıklayınız!







Bu dünyada gözlerim kuruyana kadar gözümü kırpmadan bakmamı sağlayacak başka bir kadın olduğundan emin değildim ama işte orada durmuş bana beklentiyle bakıyordu. 

"Ya müziğimi beğenmezsen?" diye sordum. "Yine de seni öpmeme izin verecek misin?"

Hafifçe gülümsedi. "Şarkının senin için bir anlamı var mı?"

"Ruhumun parçalarını kullanarak yazdım."

"O zaman endişeleneceğin bir şey yok."


*****


"Şarabın içine ne tür bir hap koydun?"

Çenem seğirdi. Sandalyeme yaslanıp kollarımı göğsümde kavuşturdum. "Ambien. Uyku hapı. Ben hiç... bunu daha önce hiç yapmamıştım. Sadece uyumasını istiyordum."

"Neden? Benimle konuşabilmek için mi?"

Başımı evet anlamında salladım.

"Bu çok tehlikeli, Leeds. Sarhoştum. Ya senin ona verdiğinin üstüne bir hap daha alsaydı?"

Öne eğilerek elimi saçlarımdan geçirdim. Ensemi tutarak ofladım. "Biliyorum. Düşünmedim bile. Sanki dürtüyle hareket ediyor gibiydim."

"Benimle konuşma ihtiyacın böyle bir dürtüyle hareket etmene neden oluyorsa artık bunun o kadar iyi bir fikir olduğundan emin değilim."

Buna son vereceği düşüncesiyle göğsüm sıkıştı. Daha bir sürü sorum vardı. "Layla'yı bilerek incitecek bir şey asla yapmam. Bir daha olmayacak."


*****


"Vurulduğun geceyle ilgili ne hatırlıyorsun?"

"Bu konuda konuşmaktan hoşlanmıyorum. Bunu biliyorsun."

"Neden? Benim gibi hatırlamadığın için mi?"

Başını iki yana salladı. "Hayır. Hiç hatırlamadığım için."

"Bu tam olarak doğru değil," dedim. "Bence kafanı karıştıracak şekilde hatırlıyorsun."

Durmam için yalvarmasına rağmen konuşmaya devam ettim. "Kafanın içinde neler olduğunu biliyorum. Hafızanı kaybettiğini söylüyorsun ama öyle olduğundan pek emin değilim. Layla'nın anılarına erişmen daha zor çünkü başka anılarla karışmışlar. Bu yüzden... bazen... geçmişten bir şey gündeme getirdiğimde o aynıyı hemen hatırlamıyorsun. Sanki anıları elemen gerekiyor. Eşelemek zorunda kalıyorsun."

Nefesinin kesildiğini görebiliyordum. 

Öne eğilip doğruca gözlerinin içine baktım. "Bazen çok fazla anın varmış gibi hissediyor musun? Hatta sana ait olmayan anılar?"

Alt dudağı hafifçe titremeye başlamıştı. Korkuyor ama gizlemeye çalışıyordu. 

"O gece Sable kapıyı çaldığında kapıyı açtığını hatırlıyor musun?"

Başını salladı. "Evet."

"Ama aynı zamanda kapıyı çalan kişi olduğunu da hatırlıyorsun."



*****


Layla başımın arkasını kavrayıp yanağını yanağıma bastırdı. Sesi korku doluydu. "Lütfen dönüş yolunu bulmama yardım et."

Gözlerimi kapattım. "Bunu çözene kadar senin için savaşmayı bırakmayacağım. Söz veriyorum."



*****


Layla Aspen'e bakmıyordu. Doğruca bana bakıyordu. 

Yüzünde hiçbir duygu yoktu. Şuanda Layla'ya mı yoksa Sable'a mı baktığımı anlamak mümkün değildi. Layla olduğuna inanmak istiyordum çünkü Layla'ymış gibi hissediyordum. Şu anda içgüdülerime güvenemeyecek kadar korkuyordum. 

Bir şeyler söylemesine ihtiyacım vardı. 

"Layla?" Sesim soru sorar gibi fısıltıyla çıkmıştı. 

Gözünden bir damla yaş akarak yanağından aşağı süzüldü. Başını salladı... belli belirsiz. "Leeds," dedi. "Şu anda nasıl göründüğünü biliyor musun?"

Başımı iki yana salladım.

Dudakları kıvrılarak gülümsedi. "İçten içe ölüyormuş gibi görünüyorsun."

Bu sözler bana gereken tek kanıttı.



 

 

  

 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın