Bir grup okuması yapalım dedim ve hazır historical seviyorken Artemis Yayınları'nın yeni çıkan kitabı İtibarı okuyalım dedik. Sonuç bence hayal kırıklığı oldu ne yazık ki...
Artemis Yayınları sağ olsun hep historical romans olarak lanse etti kitabı ama ne yazık ki okuduğumuz türe pek de uygun değil. Dönem evet o dönemi anlatıyor ama başka bir boyutu...
Neyse yorumlarımda değineceğim detaylara.
Ama siz yine de okuyacaksanız türün diğer kitapları gibi bir şey beklemeyin derim. Beklerseniz benim gibi hayal kırıklığına uğrarsınız 😌
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; Georgiana, teyzenin ve eniştesinin yanına kırsaldaki bir kasabaya gelmiş genç bir kızdır. Hep aynı rutinler ve aynı sohbetler artık genç kızı hayattan bezdirmiştir. Teyzesi ise onun iyi arkadaşlar edinmesi için çaba göstermektedir. Bir gün katıldığı bir baloda cıvıl cıvıl, eğlenceli olan Frances Campbell ile tanışır. Her ne kadar genç kız hakkında hoş şeyler söylenmese de, dedikodular yapılsa da Georgiana onunla arkadaşlık kurmaya başlar. Frances'in arkadaş grubuna dahil olur, onlarla takılır ve hayatın eğlencesini çıkarmaya başlar. Hatta öyle ki onların arkadaş grubunun sessiz gizemli adamı Thomas ile de tanışır, oldukça ilgisini çeker. Genç adamda oldukça etkilenmiştir. Ancak Thomas bu grubun taşkınlıklarını onaylamadığı için pek dahil olmamaya çalışır. Georgiana, yeni arkadaşlarıyla zaman zaman o dönem genç kızlar için hoş olmayacak şeyler de yapmaya başlar. Alkol sınırlarını aşar, bazı yasaklı olması gereken partilere katılır ve kendisinin bile onaylamayacağı sohbetlere dahil olur. Bunlar genç kıza cazip ve eğlenceli gelse de bazı hatalar da gözüne batmaktadır. Ancak iyi niyetinden dolayı da birçok şeyi görmezden gelmeye çalışır. Ama her şeyin bir sınırı vardır. Özellikle de Georgiana, Thomas'tan ciddi anlamda hoşlandığında ve bunu genç adama söylediğinde olaylar onun için flörtöz bir hal almaya başlar. Çünkü Thomas'ta genç kızdan hoşlanmaktadır. Bu durum Frances'in aşırıya kaçan sözleri, kaba davranışlarıyla zaman tat kaçırsa da ikili iletişimini hiçbir şekilde koparmaz. Hatalar, yapılmaması gereken, söylenmemesi gereken şeyler sonucunda Georgiana nasıl bir arkadaş grubunda olduğunu sorgularken aynı zamanda başı da fazlaca belaya girer. Özellikle son yaşadığı olaylar da -spoi olur diye söylemiyorum- genç kadının kendini sorgulamasına neden olur. Çünkü itibarı, geleceği tehlike altındadır.
Georgiana'nın teyzesinin ve eniştesinin yanında geçireceği bir yazın nasıl olduğu ve neler yaşandığını, bütün bunların yanında da aşka olan yolculuğunu okuyoruz.
Öncelikle şuna bir açıklık getirmek istiyorum. Kitap historical romans olarak çıktı ancak kitabın romans kısmı sadece son 100 sayfasından sonra kendini gösteriyor. Onun haricinde dönem kitabı gibiydi. O dönemin gençlerin yaşamlarına değinen bir kitaptı daha çok. O yüzden bizim alıştığımız historical romans türünden bir kitap değildi. O beklentiyle başlamayın.
Aksiyonu yoktu, çok durgun ilerliyordu. Heyecanı da yoktu. Hatta son 70-80 sayfa kadar ciddi bir hareketlilik de yoktu. Thomas ile Georgiana aşkı ve genç kızın yaşadığı bazı talihsiz olaylar kitaba hareket kattı ki zaten onlarda kitabın son sahneleriydi.
Frances'i okurken hep şımarık bir kız çocuğu olarak gördüm. Hani ilgisiz ve sevgisiz büyümüşsündür ve bütün ilgiyi hep kendinde olsun istiyorsundur ya.. işte öyle bir karakterdi. Bir de ailesinin adının olması, babasının saygın bir lord olması onun daha da şımarıklaştırmış her şeye hakkı varmış gibi yaşamasını sağlamıştı. Zaten arkadaş grubu da buna müsaade ediyordu.
Georgiana'da France'in enerjisinden, neşesinden etkilenerek ve bir de kendisiyle olan arkadaşlığını değerlendirerek arkadaşlığını kabul etmesi, onun hayatına baya hareket kattı. Aslında böyle bir arkadaşlık istiyordu zaten ve o hayat baya cazip geldi genç kıza ama işte sonunda da Frances'in ne kadar kötü olabileceğini de gördü.
Açıkçası Frances'i hiç sevmedim her ne kadar sonradan uslansa da sevemedim. Öyle ben merkezcil, şımarıkları sevmem...
Thomas... resmen çok kaliteli adamdı. Bence kitabın en kaliteli karakteriydi. Aslında bir dük, kont ya da unvan sahibi olabilecek karakterdi ama sadece varlıklı bir adamın oğluydu. Ama yine de Georgiana'yı hep desteklemesi, arkasında olmasını çok sevdim.
Çok fazla detay vermeye gerek yok kitaba dair. Dediğim gibi o dönemin bir kasabada yaşayan gençlerinin hayatlarına değinen bir kitaptı. Historical kısmı evet vardı ama romans kısmı biraz şey gibiydi... ilk çekmek için azıcık aşk ekleyeyim kitaba demiş yazar ve Thomas ile Georgiana aşkını yazmış gibiydi.
Çok uzatmayacağım ki bence uzattım bile yeterince... ben çok sevemedim kitabı tavsiye eder miyim? Bilemiyorum, eğer benim gibi historical romans severseniz beklentinizi karşılamaz boşa almayın derim. Sonuçta kitaplar artık pahalı beklentinizi karşılamayacak kitaplara fahiş fiyatlar vermeyin derim. 🙈
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 2 veriyorum. 🌟🌟
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın