Kitabın yorumu için tıklayınız!
*****
*****
"Patience annesinin sevdiği ama onu sevmeyen, aşkını önemsemeyen bir adamla evlenerek ıstırap dolu bir hayat sürmesini izledi."
Vane kaşlarını çatıp gözlerini yere indirdi. Odanın içinde volta atmaya devam ediyordu.
Minnie gözlerini büyütüp kaşlarını kaldırdı. "Patience'ın fikrini değiştirmek istiyorsan, sana olan aşkının güvende olduğuna onu ikna etmelisin. Aşkının değerini bileceğine, onu sırtında bir yük gibi görmeyeceğine onu inandırmalısın." Vane'in gözlerine baktı. "Aşkı konusunda sana güvenebilmesi gerekiyor."
Vane sert sert ona baktı. "Aşkı konusunda bana güvenmemesi için hiçbir neden yok. Babası gibi davranmayacağım."
"Bunu ben biliyorum, sen biliyorsun. Fakat Patience nereden bilsin?"
Vane daha hızlı yürümeye başladı.
Bir dakika sonra Minnie omuzlarını silkip ellerini kucağında kenetledi. "Güven, acayip bir şey. Güvenmemek için nedenleri olan insanlar çok ihtiyatlı, sakıngan olabilirler. Onları güven duymaları için cesaretlendirmenin en iyi yolu, aynı güveni onlara vermektir."
Vane'in haşin bakışları hiç güven verici değildi. Minnie yine kaşlarını kaldırdı. "Ona güvenirsen, o da sana güvenir. Bu işi ancak böyle halledebilirsin."
Vane hiddetle ona baktı; isyankar bir şekilde.
Minnie'nin bakışlarındaysa kesinlik, kararlılık vardı. "Karın olmasını istiyorsan, sana güvenmesini istediğin şekilde ona güven duymalısın. Bunu yapabileceğine inanıyor musun?"
*****
"Bir şey mi konuşmak istiyorsun?" Derin bir nefes çekip dönen başını dengede tutmaya gayret etti.
"Sen. Ben." Vane'in yüzü sertleşti. "Biz."
Son bir gayretle Patience kaşlarını kaldırdı. "Ne olmuş bize?"
Vane'in çenesindeki bir kas oynadı, belli etmemeye çalışarak yumruğunu sıktı. "Ben," dedi "sabrımın sonuna geldim."
Ona doğru bir adım attı, Patience geri çekildi.
"Colby gibilerin seni hedef haline getirdiği hiçbir durumu onaylamıyorum - bu durumlar ister benim hareketlerimden ister başka şeyden kaynaklansın, fark etmez." Dudakları ince bir çizgi halini almıştı; Patience'a doğru ilerledi. "Adının herhangi bir şekilde lekelendiği hiçbir senaryoya göz yumamam ve yummayacağım - bu, benden kaynaklanıyor olsa bile."
Ona doğru yürümeye devam ettikçe Patience da geriye gidiyordu, ama gözlerini onunkilerden almaya cesaret edemedi. "Öyleyse, burada ne yapıyorsun?"
Patience hipnotize olmuş gibiydi; az sonra üstüne atılacağını biliyordu. Van bunu teyit edercesine gözlerini kısıp gömleğini kuşağının dışına çıkardı. Gözlerini ondan ayırmadan düğmelerini açmaya başladı, hala yürüyor, hala onu geri çekilmeye zorluyordu. Yatağa doğru.
"Buradayım," dedi boğuk sesle, "çünkü başka bir yerde olmak için bir neden göremiyorum. Sen benimsin, bundan böyle benimle uyuyacaksın. Şu anda bu odada kaldığına göre, ben de burada kalacağım. Şayet benim yatağım henüz senin değilse, o zaman seninki benim olmak zorunda."
*****
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın