11 Ocak 2024 Perşembe

0 ALINTILAR // Ella Maise - Adam Connor'dan Nefret Etmek (Love & Hate #2)



Kitabın yorumu için tıklayınız!






Lucy gözlerini kapayıp derin bir nefes alırken dudaklarının dümdüz bir çizgiye dönüşmesini izledim. 

"Seni gözetlediğim için üzgünüm, tamam mı?" diye homurdandı. "Bu, hayatımın en büyük hatasıydı. Bu mesafeden o kadar çekici bile değilsin. Mümkün olsaydı, yaptığım şeyi geri alırdım, inan bana. Hiç sandığım gibi biri değilsin."

"Teşekkürler," dedim kelimemi uzatarak. "Ben de bana aşık olduğunu sanıyordum."

Bir sahte gülümseme daha. "Aşkla ilgilenmiyorum ve zaten tipim değilsin, üzgünüm."

Yarı çıplak fotoğraflarımı çektiğini gördükten sonra sanki buna inanırmışım gibi. "Kalbim paramparça oldu, tatlım."

"Öyle olmalı ve bana tatlım deme."


*****


"Lucy?"

Gözlerini açınca gördüğüm şey kalbimi kırdı: Tek bir damla gözyaşı neredeyse düz bir çizgi halinde çenesine doğru süzüldü. İçgüdüsel bir hareketle onu sildim. Bu kadın ve kalbinde nasıl biri olduğu hakkında hiçbir şey bilmiyordum ama şimdiye dek gördüğüm kadarıyla burada son derece ters giden bir şey vardı. 

"Ağlamıyorum," dedi.

"Elbette ağlamıyorsun," dedim kısık bir sesle.

"Ağlamıyorum." Elinin tersiyle yanaklarını silip bana baktı. "Bunlar sadece öfke gözyaşları."

"Elbette," diye tekrarladım. "Senin gibi birinden başka bir şey beklemezdim."

Yüzü kızardı ve iyice kaskatı kesildi. "Peki bu ne anlama geliyor? Benim gibi biri derken ne demek istedin?"

Elbette sözlerimi çarpıtacaktı. Yoksa nasıl yeni bir tartışma çıkarabilirdi? İşin doğrusunu bilmesem, beni perişan etmekten zevk aldığını söylerdim. 

Başımı iki yana salladım. "Seninle tartışmaya girmeyeceğim. İyi geceler ve iyi eğlenceler, Lucy." Gitmek üzere arkamı döndüm ama elini koluma koyarak beni durdurdu.

"Bekle bir dakika. Ne..."

"Senin kadar inatçı, güçlü ve direnen biri demek istedim, Lucy," diye açıklayarak sözünü kestim.


*****


"Neden kendine bunu yapıyorsun? Git ve onunla eğlen." Başıyla Adam'ın evine işaret etti. "Lanetli değilsin, Lucy. Seni öptüyse, bu yaptığın her şeye rağmen seninle ilgileniyor anlamına gelir."

"Anlayamadım? Iıı, o ilk gün benimle birlikte duvara çıkmamış mıydın? Ben takipçi sapıksam, sen de öylesin."

"Ama ben yakalanmadım, değil mi?"

"Güzel, Ne harika bir bahane. Şimdi kapıyı aç."

"Bana sebebini söyle."

"Neyin sebebini?"

"Neden oraya gidip bunu denemiyorsun? Neden nereye gideceğini görmüyorsun?"

Kahrolası kapıları açmadığı için ona sırtımı dönüp kapının önüne oturdum. 

"Lucy?" diye üsteledi.

Gökyüzüne baktım. "Çünkü ona aşık olursam, bundan sağ çıkamam.


*****


Özgür, güvende ve mutlu hissederek başımı geriye atıp Adam'ın omzuna koydum ve göz göze geldik. Adam'ın gözlerindeki bakışları görünce, dudaklarıma yavaşça yayılan gülümseme kayboldu. 

Kahretsin.

Kahretsin.

Kahretsin.

"Bana öyle bakamazsın," diye fısıldadım, Adam bizi yavaşça geri geri götürürken. Ona püskürttüğüm onca soğuk suya rağmen vücudu sırtıma şaşırtıcı şekilde sıcaktı. Ve sertti. Ağız sulandırıcıydı. Kalp atışımı hızlandırıyordu.

"Neden?"

"Çünkü senden hoşlanmamam gerekiyor."

Gülümsemesi yumuşaktı, sonra aniden parmaklarını göğsümde benimkilere kenetledi. "Ama ben senden çok hoşlanıyorum, Lucy."


*****


"Kalbini korumak için onu neye sardın, güzel kız?" diye sordum parmağımın ucunu yanağından çenesine indirirken. Gözlerini bana çevirdiğini görünce, dikkatini çekmeyi başardığımı anladım. "Kalbinin etrafına sardığın her neyse, onu açtığını görüyorum, bu sayede orada olduğunu biliyorum. Arkadaşlarınla ve Aiden'layken değişiyorsun ama elinden geldiği anda onu tekrar kalbinin etrafın sarıyorsun. Umarım  çelik bir kafes değildir, Lucy. Umarım kalbine nazik davranıyor ve benim için onunla ilgileniyorsundur."


*****

"Ben oldukça açık sözlü bir adamım, Lucy. Oyun oynamam. Bu oynayamadığımdan değil ya da belirli oyunlardan keyif almadığımdan değil ama bu tür bir oyun," - elimi aramızda hafifçe salladım - "oynamak istemiyorum. Bu hayatta tek şansımız var, o yüzden vaktimi kimseyle oyun oynayarak geçirmeyeceğim. Böyle biri değilim. Ne görüyorsan oyum ve sana baktıkça, yanında vakit geçirdikçe, gördüğüm şeyden daha fazla hoşlanıyorum. Böyle biri değilim. Ne görüyorsan oyum ve sana baktıkça, yanında vakit geçirdikçe, gördüğüm şeyden daha fazla hoşlanıyorum. Sadece yüzün, gülümsemen ya da yeterince uzun süre baktığımda bana türlü türlü hikayeler anlatan güzel gözlerin de değil mesele. Oğlumla kurduğun bağ, onunla vakit geçirmekten hoşlanman, aramızdaki laf dalaşından keyif alman hoşuma gidiyor Kalbini bana karşı korumak için elinden geleni yaparken, bunu yapmakta ne kadar zorlandığını yansıtmamaya çalışmana bayılıyorum. O kahrolası duvarın tepesinden beni izlediğin ilk günden beri benden istediğin şeyi sana vereceğimi söylüyorum. Seninle birlikte olacağım, Lucy Meyer ve seni öpeceğim, benim umulmadık takipçi sapığım. Seni kandırmak zorunda kalmadan öpeceğim."


*****


"Daha açık konuşmama izin ver. Benimsin demek, şu andan itibaren sadece benimsin demek."

Lucy bıkkınlıkla nefesini verdi. "Sen buna açıklama mı diyorsun? Bu hiçbir şeyi açıklamıyor. Sadece birbirimizle seks yapacağımız anlamına mı geliyor? Çıkıyor muyuz? Eğer bu anlama geliyorsa, biriyle çıkmana izin var mı? Artık bir ilişkimiz mi var? Gece boyuna seninle aynı yatakta uyumak zorunda mıyım? Bunlar önemli sorular ve yanıtların bilmiyorum."

"Görünüşe bakılırsa, bu konuda çok düşünmüşsün."

"Neye kalkıştığımı bilmek isterim."

"Endişelenmeyi bırakmaya ne dersin?"

"Bana bir ipucu vermeye ne dersin?"

"Sana aşık olmaya başladığımı söylemem yeterli ipucu değil miydi? Bunun her şeyi açıkladığını sanıyordum."




 

 

  

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın