~~~*~~~
"Sen bir sera çiçeğisin," dedim. "Doğal şartlar altında büyüyemezsin. Maceraya ihtiyacın. Hayatta kalmak için güvende olmaya ve sevgiye ihtiyacın var."
~~~*~~~
Calloway Sisters Serisinin 2. kitabı Addicted World Serisi'nin de 5. kitabı olan Sera Çiçeği'nin yorumuyla karşınızdayım. Nasıl iki seriye dahil olabilir diye düşünebilirsiniz şöyle ki Lily ve Loren'ın hikayesinden tanıdığımız Daisy ve Ryke'ın hikayesi bu kitap normalde Lily ve Loren'ın serisi Addicted Serisi'ne yan seri olarak Calloway Sisters serisi çıktı ama iki seriyi tek başlıkta toplamışlar bir de o yüzden de Addicted World Serisi adı altında bütün kitapları toplamışlar.
Kafanız karıştı dimi benim de yazarken karıştı 🙈 Sizin için bir seri bilgisi yazısı paylaşacağım. 😇
Ancak kıssadan hisse demek gerekirse sıralı okunması gereken, her ne kadar farklı karakterler olsa da kurgusal bütünlük için sıralı okunması gereken bir seri, bir kitap.
Yetişkin içerikli, fazlasıyla yetişkin içerikli bu yüzden yaş sınırına dikkat edelim.
~~~*~~~
Ryke benim için tüm canavarları öldürecek türden biriydi. Kafamdakilere ulaşamıyor olması çok kötüydü.
Hem de denediği halde.
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse, Lily ve Loren hikayesinden gördüğümüz hatta ikinci ve üçüncü kitaplarda baya adından söz ettiren Lily'nin küçük kız kardeşi Daisy ile Loren'ın ağabeyi Ryke'ın hikayesi. İlk tanışmalarını ve aralarındaki ilk çekimi hem Lily & Loren hem de Rose & Conner hikayelerinde okumuştuk. Bu kitapta ise, Daisy yaşadığı travmaların sonucunda yaşadığı korkular ve bu korkuların doğurduğu uykusuzluk problemiyle başa çıkmaya çalışırken Ryke bütün bu süre boyunca genç kızın yanında yer alır. Her ne kadar aralarında yedi yaş olmasına rağmen yaşından daha olgun davranan Daisy'i daha onbeş yaşındayken tanımış olsa da genç kız on sekiz yaşına gelmeden ve bir yetişkin olmadan Ryke hiçbir şekilde duygularını dışarı vurmaz. Hatta genç kızı kışkırtmaları, flörtleşmeleri ya da kızmaları, azarlamalarına rağmen hiçbir şekilde bir adım atmaz. Bu durum bütün herkesin dikkatini çekse de Daisy adım atmak için hazır olsa beklese de Ryke aradaki yaş farkından dolayı asla bir adım atmaz. Ancak Daisy'nin Paris moda haftası için gittiğinde ve orada yaşadığı travmatik olayların sonucunda Ryke, Connor ve Loren genç kızın yanına gider. Orada Ryke ile Daisy arasındaki bütün dinamik değişir. Çünkü Daisy on sekizini dolduralı aylar olmuştur ve Ryke artık genç kızı ciddi olarak hayatında istemektedir. Daisy de genç adamı her an hayatında istemektedir. Her ne kadar Loren en başından beri ilişkilerine karşı çıksa da henüz kimseye açıklamaya hazır olmadıkları için ilişkilerini gizli yaşamaya başlarlar. Özellikle de Daisy'nin geçirdiği bir kaza sonucunda yüzündeki yara izi yüzünden modellikten istifa etmesi ve sadece kendine zaman ayıracak olması Ryke ile Daisy'i daha da yakınlaştırır. Bir aylık bir plan yapmış olan Ryke, Loren ve Connor'a dahil olan Daisy hayatının macerasını yaşamaya başlamaktadır. Bir süre sonra onlara dahil olan Rose ve Lily ile işler iyice eğlenceli hale gelirken her daim peşlerinde olan paparaziler işleri karıştırır. Çünkü onların yüzünden Daisy ve Ryke'ın ilişkisi ortaya çıkmıştır. Bunun sonucunda da Loren başta olmak üzere karşısına geçen kişilerle bir savaş vermeleri gerekmektedir.
Bu savaştan aşkları mı kazanacak yoksa kayıp mı edecekler? Ya da herkese karşı beraber olmayı başarabilecekler mi?
~~~*~~~
Gülümsediğinde gözlerine yayılan parlaklığı bir süredir görmüyordum. Lanet olası kelimelerin ötesinde bir büyüleyiciliği vardı. Ancak gece olunca o ışık solmaya başlıyordu. Sanki Daisy Calloway enerjisini güneşten alıyormuş gibi.
~~~*~~~
Öncelikle Loren ve Lily ile Connor ile Rose çiftlerini bolca görmek çok güzeldi. Gerçi serinin bütün hikayelerinde bolca boy gösteriyorlar ve bu kitapta da hepsini beraber görmek çok güzeldi. Çünkü kardeş ilişkileri, bunun yanında arkadaş olarak da birbirleriyle olan ilişkileri çok güzel anlatılmıştı. Birbirlerine destekleri, yanlarında olmaları çok iyiydi. Bu tür detayları seviyorum bir aşk romanında sadece bir çifte değil de çevresindeki insanlara, arkadaşlıklarına, aile ilişkilerine dair detayları hoşuma gidiyor. Bu kitapta da bunu görmek hoşuma gitti.
Loren'ın ve Lily'nin bağımlılığına da değinilmesi, aralarındaki aşka ve iletişime değinilmesi... Rose ve Connor'ın arasındaki dinamik, ilişki ve iletişimi de okumak zevkliydi. Özellikle bunları sık sık görmek çok güzeldi.
Daisy ve Ryke gelirsek... Ryke'ın hep Daisy'nin yaşı yüzünden kendini geri çekmesi, duygularından emin olması için beklemesi, başkalarıyla flörtleşmesi için desteklemesi falan güzel atılımlardı. Daisy'nin yaşı yüzünden duygularından emin olmasını beklemesi de öyle... bir de babasının yaptığını yapmamak için Daisy'nin yetişkin olmasını beklemesi de öyle...
Aslında itiraf etmek gerekirse birinin 18 birinin 25 yaşında olması biraz göze batıyordu. Aslında biri 25 biri 32 olsa bu kadar göze batmazdı ama 18 olması biraz göze battı 🙈 bu durumu itiraf ediyorum zaman zaman yaşlarını unutmayı dileyerek okudum. 🙈
~~~*~~~
Ondan hoşlansam da yapabileceklerimizi ve yapamayacaklarımızı diğer herkesten daha iyi anlıyordum. Bu gerçekliği o kadar uzun zaman önce kabul etmiştim ki, bizim birlikte olmamız daima bir hayaldi.
~~~*~~~
Daisy'nin modellik için yaptıkları, yaptığı fedakarlıklar hatta bu işten hoşlanmasa da annesinin istekleri doğrultusunda hareket etmesi, kızın kendi isteklerini ikinci plana atması onun için üzülmeme sebep oldu. Düşünsenize yemek yiyemiyorsunuz kilo alma korkusuyla, saçınızı kesemiyorsunuz, rengini değiştiremiyorsunuz. Bunu sizin için karar verenler var ve o kalıpların dışına çıkamıyorsunuz. Daisy'nin bu yaşamını okuyunca modellerin ne zor şartlarda çalıştıklarını ve yaşadıklarını anladığımı itiraf edebilirim. Üzüldüm bu ağır şartlara ve baskılara... özellikle de henüz 18 yaşında olmasına rağmen bunları yaşamasına... ki çok daha küçük yaşlarda bu işe başladığı düşünülürse hep bir olgun olması bekleniyor oluşu çok fena...
Bunların yanında da Paris'te geçirdiği kaza sonucunda hissettiği o rahatlamayı okurken bende hissettim desem yalan olmaz. Çünkü sevmediği her şeyi bırakabilme özgürlüğü oldu ve bunun rahatlığı Daisy için pahabiçilemez oldu.
Ryke ise... uzun zamandır Daisy'den etkilenmesi, onun için endişelenmesi, ona dikkat etmesi ve kabuslarıyla başa çıkma çabasında genç kızın yanında olması çok güzeldi. Geceleri uyuyamaması sorununa çözüm araması, onu çözebilmek, onu güvenli hissettirebilmek için çabalaması da çok güzeldi.
Yaşadığı olaylara karşılık hep Daisy'nin yanında olması süperdi.
Daisy'nin Paris macerasından sonra Connor, Loren ve Ryke ile Kaliforniya turuna katılması eğlencenin başlama noktası gibi bir şeydi. Orada üç erkeğin atışmalarını okumak, Ryke ile Daisy'nin flörtleşmelerini ve Daisy'nin mahrum kaldığı her şeyi yapabileceği durumda olması süperdi. Hatta öyle ki bir hafta sonra bu ekibe dahil olan Rose ve Lily ile eğlence tam başladı.
Sonrasında ise Ryke ile Daisy'nin yalnız seyahatleri, motor eğlenceleri süperdi. Son zamanlarda motora takmış biri olarak onları motor yolcuğunda okumak süperdi. Kendimi hep Daisy'nin yerinde hayal ettim. 😇
Zaten o yolculuk ikilinin sıradan bir çift gibi davranabildiği nadir anlardı. 💖
~~~*~~~
"Kendi çapan sensin, Ryke. Başarısız olduğunda diğer herkesten çok kendini incitiyorsun. Yanmaya devam mı edeceksin, yoksa yükselmek için kendine izin mi vereceksin?"
~~~*~~~
Loren'ın hep Ryke'ı Daisy konusunda uyarması, aslında bir şeyleri bilip de bilmemezlikten gelmesi ama sonrasında da verdiği tepki... ikilinin ilişkisini öğrendiğinde verdiği tepki tam da bir kız ağabeyinin vereceği tepki gibiydi. Ki zaten Daisy'i de kendi kardeşi gibi sevdiği için normal bir tepkiydi.
Connor'ın her an Ryke'ı desteklemesi hatta Daisy ile olan ilişkisinde bile önceden parçaları biriktirmesi ve bunu keşfetmesi, Ryke'ı sorgulaması da çok güzeldi. Aslında bu ekipte belki de en aklı başında ikili olan Connor'ın gençlerin büyüğü olarak destekleyicisi, çoğu zamanda bir baba gibi desteklemesi, koruması, yönlendirmesi çok iyiydi. Düşünsenize ne yaparsanız yapın arkanızda birinin desteği var ve bu gençler çoğu zaman yaptıklarıyla yargılanmış gençler... Connor... sana zaten Gökyüzünü Öp kitabında hayrandım bu kitapta iyice arttı hayranlığım. 💖
Ryke'ın kardeşi Loren ile ilgili hisleri, he ikinci hatta üçüncü planda oluşu, kardeşinin gözünde kendisini değersiz hissettiği anlar güzel anlatılmıştı ama sonunda da Loren'ın zaten ağabeyine önemsediğini gösteren hali de çok tatlıydı.
Loren içten içe Ryke'a yük olmak istemezken aslında Ryke'ın da kendisini kardeşine köstekmiş gibi hissetmesi... ama aslında içten içe birbirlerini seviyor oluşları çok tatlıydı.
Benzer bir durumda Daisy içinde vardı. Küçük kız kardeş olmak ve kendini hep ablaları için dışlanmış hissetmesi, onlar kendi problemleriyle uğraşırken aynı zamanda Daisy'nin yaşadıklarıyla uğraşmaması için çabalaması da güzel detaylardı. Zaten Ryke bütün zamanlarda Daisy'nin yanındaydı orası ayrı ama ablalarının desteğine de ihtiyacı vardı ki zaten kitabın sonunda bu kısımda tatlıya bağlandı.
Bunların yanında Daisy'nin annesini ilk kitaptan beri sevmiyordum en az Ryke ve Loren'ın babası kadar nefret etmeme sebep oldu bu kitapta.
Kitabı genelinde çok sevdim. Cidden duyguları anlatışı, karakterlerin kendi içlerinde travmaları, yaşadıklarıyla baş etme çabaları çok güzel anlatılmıştı. Ancak yukarıda da dediğim gibi yaşlar gözüme çok battı. Bu yüzden sanırım azıcık puan kıracağım. 🙈
Kitaba dair puanım 5 üzerinden 4,5 veriyorum. 🌟🌟🌟🌟/🌟
~~~*~~~
Tek başıma olduğum bir gelecek kasvetli görünüyordu. Ancak geleceğim kardeşimle, arkadaşlarımla ve onunla doluyken s*kik dünyada daha parlak hiçbir şeyi olmuyordu.
O güneşti. Ben karanlıktım.
Eğer o giderse sönüp giden o s*kik aydınlığı öpüp vedalaşırdım.
O olmadan, aydınlığı bir daha asla görmeyeceğimi biliyordum.
~~~*~~~
Calloway Sisters
Addicted World Serisi
- Sana Bağımlı
- Senden Ayrı
- Sana Hala Bağımlı
- Gökyüzünü Öp
- Sera Çiçeği
- Seninle Birlikte
Kitabın adı : Sera Çiçeği
Orijinal adı : Hothouse Flower
Yazarı : Krista Ritchie - Becca Ritchie
Çevirmen : Büşra Tekin
Seri Bilgisi : Addicted World #5
Yayınevi : Martı Yayınları
Sayfa sayısı : 496
Kitabın tanıtım yazısı:
Yirmi beş yaşındaki Ryke Meadows, sevilmesi zor biri olduğunun farkındaydı. Milyar dolarlık mirası, atletizm geçmişi ve alfa erkeği karakteriyle sevimli şerefsiz terimini yeniden tanımlıyordu. Ancak arkadaş edinmek ya da düşman kazanmak için yaşamıyordu. Sadece hayatında drama olmadan ve kimse onu bölmeden Yosemite’deki en zor üç dağa serbest solo tırmanış yapmak istiyordu. Ama sonra, Paris'teki asla sahip olamayacağı o kızdan endişeli bir arama geldi. Daisy Calloway, artık on sekiz yaşındaydı. Yeni kazandığı özgürlüğü sayesinde baskıcı annesine veda edip modellik kariyerini sürdürüyordu. Bir sonraki durağı ise Paris’ti. Fakat Moda Haftası hızlı bir şekilde başladığında endüstrinin altında yatan çirkin gerçeği fark etti. Kendi başına yaşayabileceğini ailesine kanıtlamak istese de her şey kontrolden çıkarken Ryke sırlarını tutması için güvendiği tek kişi oldu.
Daisy özgürlükle dolu yeni dünyasına alışmaya çalışırken hem zorluk çekiyor hem de sınırlarını zorlayıp korkusuz bir şekilde uç noktalara doğru ilerliyordu. Yaptığı her bir dürtüsel hareketin altında derin bir kırgınlık yattığının farkında olan Ryke ise ona ayak uydurmak zorundaydı. Çünkü eğer peşini bırakırsa Daisy’nin en sevdiği söz gerçek olabilirdi.
“Bugün ölecekmişsin gibi yaşa.”
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın