8 Haziran 2021 Salı

0 ALINTILAR // Monica McCarty - Akıncı (Highland Guard #8)

Highland Muhafızları Serisi'nin 8. kitabı Akıncı'nın yorumunu bir alttaki postta paylaştım. Çok severek okuduğum ve heyecanla hep yeni kitabını beklediğim serilerden biri. 

Kitap Highland Muhafızları'ndan Akıncı lakabıyla tanıdığımız Robbie Boyd'un hikayesi. 

İskoç hikayeleri okumayı sevenlere ve historical romans severlere şiddetle tavsiye ettiğim bir seri. 

12 kitaplık bir serinin 8. kitabıydı ve diğer 7 kitabı kadar güzeldi. Geriye 4 kitap kaldı ve Nemesis Kitap seriyi bitirmeyi kafasına koymuş çünkü hızla seriyi yayınlamaya devam ediyor. Asla şikayetçi değiliz tabi ki çünkü bir kere yarım kalmıştı ama şimdi sonunun gelecek olması heyecan verici kesinlikle. 

Seri sıralamasını yorumun içerisinde verdiğimden dolayı burada tekrardan veriyorum. 

Sizleri alıntılarla baş başa bırakıyorum. 





"Sana karşı sadakatimi savunmak zorunda kalmaktan bıktım demek oluyor. Son yedi yıldır akıttığım kanın en az senin kadar İskoç kanı olduğunu kanıtlamaktan yoruldum ve ailesinden -tüm hayatından- koparışmış, korkmuş ve yardıma ihtiyacı olan bir leydi görürsem -İngiliz bile olsa- onu rahatlatmak için çabalarım demek oluyor."

Robbie bir an için öyle şaşırdı ki ne diyeceğini bilemedi. 

"Gerçekten neler oluyor, Akıncı" Seton durup Robbie'nin öfkeli yüzüne baktı. Omuzlarını dikleştirmiş yumruklarını sıkmıştı. "Ne düşünüyorum biliyor musun? Bence onu kıskanıyorsun. Onu istiyorsun ve beni sana tercih edebileceği ihtimaline katlanamıyorsun."   




*****



"Endişe ettiğim kişi ağabeyim değil. Çevrede başka adamlar da olacak. Ayrıldığın sırada seni yakalar ya da peşine düşerler."

Robbie kaşlarından birini kaldırdı. "Öyle olmadığını bilmesem benim için endişelendiğini sanabilirdim."

Rosaline o anda parmağını Robbie'nin çeliği andıran göğüs kafesinde gezdirmek istedi. "Tabii ki senin için endişeleniyorum. Gerçi şu anda bunu neden yaptığımı merak ediyorum. Gerçekten insan..." Aniden sustu. 

Robbie, kızın çenesini kaldırıp kendine bakmasını sağladı. "İnsanın ne, Rosalin?" Sesi tuhaf bir şekilde derinden geliyordu. 

Rosalin, Robbie'nin gözlerine baktı. Bir şeyler arıyor gibiydi. "Seni önemsemesini zorlaştırıyorsun."




*****



"Seni sadece birkaç dakika görmüştüm ve asla unutmadım. Şimdi unutabileceğimi nasıl düşünebilirsin? Seni seviyorum, Robbie Boyd ve dileğim birbirimizden asla ayrılmamamız."

Bir an için sözlerinin etki ettiği ve Robbie'nin ona uzanacağını sandı. Ama adamın elleri yanlarında sert bir şekilde duruyor, yumruklarını sıkıp açıyordu. "Dileğin gerçek olacak," diye mırıldandı. "En azından bir süreliğine." 

"Ne demek istiyorsun?"

"Demek istediğim şey şu: Ağabeyin ateşkes kurallarına uymadı ve benim de bir karşılık vermeden işin peşini bırakmaya niyetim yok."

Rosalin'in sakin ve mantıklı yaklaşımı başarısız olmuştu. Ona doğru koşup elini kolunun üzerine koydu. "Hayır! Bunu yapamazsın! Ne dediğimi duymadın mı? Bunu Cliff yapmadı. Bir baskın ya da farklı bir yöntemle intikam almaya çalışırsan, hiç şansımız olmaz." 

Robbie ona bakarken yakışıklı yüz hatları son derece gergindi. Uzak durmasını istermiş gibi Rosalin'in omuzlarını tuttu. "Ne için şansımız olmaz?"

Rosalin'in gözleri nemlenmişti ve burnu yanıyordu. Zorlukla konuştu. "Bizim için." 




*****



"Benim teklif ettiğim şey koşulsuz. Sadece sen bunu göremeyecek kadar körsün. Git ve savaş, Robbie. Eğer istediğin buysa öyle yap. Seninle daha fazla çatışmayacağım. Senin için savaşmayı bıraktım."

Rosalin ciddiydi. Robbie bunu gözlerinden anlayabiliyordu. 

Bırak gitsin.

Kalp atışlarını kulaklarında hissetti. Ona uzanmamak içi vücudunda olduğunu bile bilmediği kasları gerildi. 

Roslain hiç bitmeyecekmiş gibi gelen bir an için bekledi. Bir işaret görmek için Robbie'nin yüzüne baktı. 

Eğer tüm istediğin buysa...

Çenesinin altındaki kas seğirdi. Damarlarındaki kan coşmuştu. Ama o, fırtınaya karşı hareketsiz bir şekilde duruyordu. 

Rosalin döndü.

Lanet olsun. Tüm istediği bu değildi. Rosalin tamamen dönemeden bileğini tuttu. 

Birbirlerine baktılar. "Lanet olsun, Rosalin! Sen seni istiyorum."




*****



Robbie küfür etti ve kendine bakması için Rosalin'in çenesini tutup kaldırdı. "Öyle demek istemedim, Rosalin. Sadece çok kızgınım. Kızgınken gerçekle söylemek istemediğim pek çok şeyi söyleyebiliyorum."

"Ağabeyimden intikam almak için benimle evlenmek istediğin gibi mi?"

Robbie yüzünü buruşturdu.  Yüzündeki yaralar muhtemelen canını acıtıyor olmalıydı. "Evet, onun gibi. Bunu kastetmemiştim."

"Hangi kısmını? Benimle evlenme kısmını mı yoksa intikam kısmını mı?"




*****



"Bunun ne kadar zor olacağını biliyordum ama mücadele etmeye değeceğini düşünmüştüm. Sen ne düşünürsen düşün, ben hayal aleminde yaşayan romantik bir aptal değilim. Senden ne istediğimin farkındayım. Benim İngiliz olmamı ve ağabeyimin Robert Clifford olmasını yok saymanın senin için ne kadar zor olacağını biliyordum. Peki - bir kez olsun - seninle birlikte olmak için benim nelerden vazgeçtiğimi düşündün mü? Kimseyi tanımadığım, düşman ve acımasız topraklarda - savaşın olduğu bir ülkede - yaşamak için arkadaşlarımı, ailemi, hayatım boyunca arkamda durup beni koruyan adamı ve İngiltere'deki hayatımı bırakmak istediğimi mi sanıyorsun?  Güvende olmam için bir kuleye kapatılmam gerekecek. Ağzımı açtığımda insanlar bana nefret e şüpheyle bakacak. Uğruna her şeyimi bıraktığım adam bile..."




*****



"Ciddi miydin, Robbie?"

"Hangi konuca, mo ghra?" Elini bir kez daha Rosalin'in beline koyup onu kendine çekti. Sesi giderek daha derinden geliyordu. "Seni sevdiğim konusunda mı? Evet, bunda ciddiydim. Ve bunu bir daha sormana izin vermeyene kadar sevgimi kanıtlamak için her şeyi yapmaya niyetliyim. Sen haklıydın. Sana ihtiyacım var. O köye gidip de az kalsın nasıl korkunç bir hata yapacağımı görene kadar eskiden olduğum adamdan ne kadar uzaklaştığımı görene kadar bunu anlayamamıştım. Yeniden o adam olacağım, Rosalin. Ve ben unutacak olursam, sen yanımda olup bana hatırlatacaksın."





 



 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın