~~~*~~~
İki senelik savaş, ölüm, kaos, Tillie'ye kaybetmenin yanında hiçbir şeydi.
~~~*~~~
Bu kadının bütün kitaplarını okumuş biri olarak tabi ki bu kitabı da hemen alıp okuyacaktım. Asla es geçemezdim ki zaten geçemedim de aldım ve hemen okudum. Zaten o kadar kısa ki hemen bitti. Keşke uzun olsaydı dedim. Daha uzun olsaydı, tadı damağımda kaldı dediğim bir hikaye...
Julia Quinn'in ülkemizde yayınlanan bir sürü serisi ve kitabı var. Hatta bunların arasında ne meşhuru ve dizisi de olan Bridgerton'lardan yazarı bilmeyen yoktur diye düşünüyorum.
Zaten bu kitapta da hem en küçük Bridgerton'un ismi geçiyor hem de o seriden bildiğimiz dedikodu gazetesi yazarı olan Leydi Wistledown'un adı geçiyor. Aslında adı geçiyor baya onun gazete yazıları devam ediyor ve bu sefer başka karakterleri konu alarak devam ediyor. Hatta kitabın bağlı olduğu serinin adı da Lady Wistledown...
Bu kitabı tekli olarak hiçbir yerde -orijinal adıyla- bulamazsınız çünkü bu hikaye birkaç yazarın hikayelerinin yer aldığı bir kitaptan bulunuyor. Oradan neden sadece bu hikayeyi çıkardılar en ufak bir fikrim bile yok ama keşke hepsini çıkarsalardı diye düşündüm okurken.
~~~*~~~
Peter'ı düşünüyordu. Bu kara bulutlar onun gözlerine hiç yakışmıyordu. Tillie o bulutları dağıtacak rüzgar olmayı tüm kalbiyle rzu ediyordu.
~~~*~~~
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse; bir kontun kızı olan Leydi Mathilda -Tillie- bir davette erkek kardeşi Harry'nin askerlik arkadaşı Peter ile karşılaşır. Harry, askerdeyken ölmüştür ve orada en yakın arkadaşı olan ve kız kardeşi hakkında çokça konuştuğu Peter, Tillie ile karşılaşınca onun tamda arkadaşının anlattığı gibi olduğunu düşünse de karşısında genç bir kadın yer almaktadır. Her ne kadar bir kontun kızı olsa da ve kendisi de bir baronun en küçük oğlu olsa da kalbi genç kızın kalbine doğru akmaktadır. İçinde filizlenen aşka karşı koyamayıp da genç kızla vakit geçirmeye başladığında onun da kendisinden etkilendiğini fark eder. Ancak Leydi Wistledown, genç adamı iki şekilde de itham etmişti gazete yazısında... biri katıldıkları davette kaybolan bileziğin hırsızı olabileceği bir diğeri de servet avcısı olduğudur. Ancak Peter her ikisi de değildir çünkü onuru için doğru seçimler yapmaya çalışmaktadır. Bu doğrultuda da hareket etmektedir. Bütün bunların yanında Tillie ile olan aşkını yaşayabilecek mi? Kızın ailesi nasıl karşılayacak bunları okuyoruz.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki böyle uzunmuş gibi görünse de birkaç saatte bitecek kısacık bir kitaptı. 100 sayfa... bu yüzden okumaya başladığınızda hem elinizden bırakamıyorsunuz hem de hemencecik bitiyor kitap.
Yazarın kalemini ve özellikle Leydi Wistledown yazılarını okumak çok güzeldi. Çok sevdim.
Peter'ın davranışları, insanların onu yanlış anlamasın diye çırpınması, onurlu düşünceleri ve bütün bunların yanında gururunda her ne kadar servet avcısı gibi görünmemek için Tillie'den uzak durmaya çalışsa da kendince çözümler üretme çabası ve sonunda kalbinin sesini dinlemesi çok güzeldi.
Tillie'de en başından ne istediğini bilerek ona göre davranması ve bazen de cüretkar adımlar atması süperdi.
Kitaba dair çok fazla detay verilemiyor çünkü zaten çok kısaydı ve daha fazla bahsetmek tamamen kitap içeriği olacak bu yüzden kısa kesiyorum ama şunu söylemeliyim ki kesinlikle tadı damağımda kaldı. Keşke daha uzun olsaydı...
~~~*~~~
Keşke şu an yaşananlardan keyif almayacak kadar iradeli olsaydı. Ama onun işi bitmişti, kıza karşı koyamıyordu.
~~~*~~~
Kitabın adı : Sana Kalbimi Açtım
Orijinal adı : The First Kiss (Lady Wistledown Strikes Back)
Yazarı : Julia Quinn
Çevirmen : Gizem Gül
Seri Bilgisi : Lady Wistledown #2
Yayınevi : Epsilon
Sayfa sayısı : 104
Kitabın tanıtım yazısı:
The New York Times’ın çoksatan ödüllü yazarı, tarihi kurgu kitaplarının kraliçesi Julia Quinn’den tutkunun, iyiliğin ve heyecanın doruklarında bir aşk romanı...
Bu hafta herkes Leydi Neeley’nin salı akşamı vereceği ziyafeti iple çekiyor. Konuklar sayıca pek fazla değil, seçkin de sayılmazlar ama geçen senenin ziyafeti, özellikle de ziyafetin menüsü dillerden düşmüyor ve bu yüzden göbek çevresi büyükçe olanlar başta olmak üzere tüm Londralılar bu seneki davete katılmaya can atıyor.
Bu satırların yazarına bir davetiye bahşedilmedi; bu sebepten kendisi bir testi şarap, bir somun ekmek ve gazetedeki köşesiyle evde kös kös oturmak durumunda. Neyse ki, sevgili okurlar, ona acımanıza gerek yok. Zira yemekli vodvilin konuklarının aksine o, Leydi Neeley’nin muhabbetine katlanmak zorunda kalmayacak!
Leydi Whistledown’ın Cemiyet Notları, 27 Mayıs 1816
Haftanın en gözde daveti, Leydi Neeley’nin yakut bileziğinin çalınmasıyla son günlerin en meşhur davetine dönüşmüştü. Ancak davetlilerden iki kişi için bu olaylı gece bir polisiyeden çok daha fazla heyecan vadediyor: Zarafetiyle ve muhteşem çeyiziyle sezonun zengin bekârlarından Leydi Mathilda Howard ve servet avcılığıyla ün salmış, yakışıklı beş parasız asker Peter Thompson. Onlar tüm benlikleriyle aşka düşmek üzere. Üstelik haklarında çıkan tüm dedikodulara rağmen...
Sana Kalbimi Açtım, sizi kusursuz bir aşkın kollarında tutkulu bir dansa davet ediyor!
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın